𝑺𝒐𝒍𝒐 𝑫𝒂𝒏𝒄𝒆 |𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏✔

16

Bir bölüme sadece 1 insan yorum yapıyorsa büyük sıkıntı var demektir. 2016 dan beri buradayım ama hiçbir zaman kitaplarımın bu kadar değer görmediği bir zaman olmamıştı.

Kitabı beğenmiyorsanız açık açık söyleyin ki ben de bu uygulamayla zamanımı boşa harcamayım.

Keyifli okumalar

Öğle arası okul yemekhanesinde oturmuş başımı önümdeki yemekten kaldırmamaya çalışıyordum. Karşımda oturan ve sabahtan beri bir türlü susmayan Jihyun'la göz göze gelirsem beni yiyecekmiş gibi hissediyordum. Dün gece onunla oraya gittiğimiz için çok pişman olmuştum ayrıca korktuğum başıma gelmişti resmen. Jihyun Yoongi'den bahsedip duruyordu.

Çok kibarmış, çok yakışıklıymış, çok havalıymış, çok tatlıymış falan filan

Aynı şeyleri büyük bir heyecanla tekrar takrar söylemesi gözlerimi devirmeme sebep olmuştu. Bir gece de nasıl bu kadar etkilenmişti bir adamdan aklım almıyordu. Tipi falan hoşuna gidebilirdi ama resmen onun hakkında konuşmadan duramıyordu.

"Miley, beni dinliyor musun?"

Jihyun masanın altından ayağıma sert bir şekilde vurunca acıyla inleyip kaşlarımı çattım. intikam almak için aynı şekilde ben de ona vurmuştum. Bu hareketimle yemeğinden bir lokma alıp göz devirmekle yetinmişti.

"Yoongi'den bahsediyorum. Neden dinlemiyorsun?"

Omuzlarımı silktim. Onun hakkında dedikleri gerçekten pek ilgimi çekmiyordu sadece bu saçma olaya bir son vermek istiyordum. Jihyun baya takmış gibi duruyordu ve Taehyung bunu öğrenirse üzülürdü. Ve arkadaşım üzülürse ben de üzülürdüm.

"Yoongi değil, Yoongi amca desen daha doğru olur."

Ciddi değildim fakat o tekrardan ayağıma vurunca yine acıyla inlemiştim. Bu sefer daha sert vurmuştu gıcık şey.

"Kes şunu. Acıyor!"

Dışlerimin arasından tıslayarak konuşmuştum çünkü gerçekten acımıştı. Jihyun hiç oralı olmayıp omuzlarını silkerken derin bir nefes alıp arkama yaslandım. Acaba kendi haline mi bırakmam gerekiyordu. Normalde ona çok karışmazdım ama bir gecede böyle olması garip gelmişti. Ayrıca Taehyung konusu beni fazla geriyordu.

"Bu gece oraya tekrar gidelim mi? Onu yeniden görmek istiyorum."

İştahımın kaçtığını hissedip yüzümü buruşturdum ve elimde tuttuğum chopstickleri masanın üzerine koydum. Bu sırada gözlerim karşıdan bize doğru gelen Jungkook ve Taehyung ikilisine kaymıştı. Sıkıntıyla büyük bir nefes verirken Jihyun'un Yoongi konusunu kapatması için dua ediyordum.

"Selam."

Karşımdaki ikili gülümseyerek bize selam verirken bizde aynı şekilde onlara karşılık vermiştik. Jungkook sandalye çekip yanıma oturdu.Taehyung ise Jihyun'un yanına oturmuştu ve mutlu görünüyordu. kendime engel olamayıp gülümsemiştim. Bu çocuğun şu masum halleri aşırı tattlıydı.

"Miley soruma cevap vermedin? Yoongiyi görmeye gidecek miyiz?"

kısık sesle bir küfür savurup elimi sertçe anlıma vurdum. Masa birden sessizleşti. Jihyun ve Jungkook şaşkındı Taehyung'un ise kafasının karıştığı yüz ifadesinden gayet belli oluyordu. Ümitsiz bir durumdu. Jihyun'u tutamamıştım.

"Yoongi de kim?"

Taehyung oldukça meraklı bir şekilde bana bakarak konuşunca yutkundum. Bakışlarımı Jungkook'a çevirip olumsuzca başımı salladım. Taehyung'u sinirlendirecek bir şeyler olduğunu anlamıştı. Bakışlarından anlayabiliyordum.