32

3.7K 281 204
                                    

Keyifli okumalar
💜

Jimin'in anlatımından...

Başımızda ki bu saçma beladan biraz sonra kurtulacağımızı umuyordum. Hye Su bir şekilde geri çekilecekti buna inandığım kendimi daha enerji ve umutlu hissediyordum. Fakat yine de dün gece benim için bir kabus olmuştu.

Yazıları yazan kişiyi öğrenmiştik. Belirsizlik en nefret ettiğim şey olmasına rağmen bunun arkasında Jihyun'un da olması ara ara keşke hiç öğrenmeseydik dedirtiyordu. Dün gece Miley uyuyamadığı için doğal olarak ben de uyuyamamıştım. Konuşmamıştı sadece yatakta yanımda öylece yatmıştı. Onun için kendimi çok kötü hissediyordum. O üzülünce en az onun kadar da ben üzülüyordum. Toparlanması için elimden geleni yapacak olmama rağmen bu zaman alacaktı.

Jihyun büyük bir hata yapmıştı. Şaşkındım. Her ne kadar onu çok iyi tanımasam da Miley ile olan arkadaşlıklarını biliyordum ve ona bu tarz bir pisliklik yapması beklediğim bir şey değildi. Arkasında ne olduğunu bilmiyordum ama ne olursa olsun bu yaptığı onaylanacak bir şey değildi.

İnsanlar hiçte göründükleri gibi çıkmıyorlardı. Bunu bana hem Hye Su hem de Jihyun çok güzel bir şekilde kanıtlamışlardı.

Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım ve uzun zaman sonra ilk defa içinde bulunduğum koridorda ilerlemeye koyuldum. Bugün bu iş bitecekti.

"Hoşgeldiniz Bay Park."

Babamın sekreterine kısa bir baş selamı verip masasının tam önünde durdum. "Babam odasında mı?"

"Evet efendim."

Başımı salladım ve daha bir şey demeden seri adımlarla odasına doğru ilerledim. Kapının önüne geldiğim de bir kaç kez tıklayıp babamdan gel komutunu aldıktan  sonra beklemeden içeri girmiştim. Beni gördüğü anda suratı şaşkın bir ifadeye bürünmüştü. Bir kaç saniye sonra ise gülümsedi.

"Seni burada görmeyi beklemiyordum."

Bende onun gibi gülümsedim ve bir şey demeden ona doğru yaklaşarak sarıldım. Her ne kadar şirkete pek uğramasam da ailemle vakit geçirmek düzenli olarak yaptığım bir aktiviteydi. Ayrı eve çıktığımdan beri onlardan biraz uzaklaştığımı hissediyordum ama elimden geldiğince onlara yakın olmaya da çalışıyordum.

"Nasılsın baba?"

O yerine otururken ben de masasının önünde ki koltuklardan birine oturdum. Küçükken buraya her geldiğimde aynı yere otururdum. O zamanlar babamı o koltukta otururken görmek büyüleyici gelirdi.

"Seni burada görünce daha iyi oldum. Sen nasılsın? Pek iyi görünmüyorsun sanki?"

Yüzümü inceleyerek söylediği şeyle birlikte gülmüştüm. Sabaha karşı uykuya daldığım için göz altlarımın iyi bir durumda olduğunu söyleyemezdim.

"Başımda bir bela var. Dün gece o yüzden pek uyuyamadım."

Kaşları anında çatıldı. Konuya direk bu şekilde girmem ne kadar mantıklı olmuştu tartışılırdı ama bir anda böyle söylemiştim işte.

"Ne oldu Jimin?"

Endişeli bir şekilde konuşmasının ardından gözlerimi sıkıntıyla yumdum. Ona Miley den bahsetmemiştim bile ve şu an bir anda her şeyi nasıl anlatacağımı bilmiyordum. Babam meraklı bir şekilde beni izlerken derin bir nefes verdim.

𝑺𝒐𝒍𝒐 𝑫𝒂𝒏𝒄𝒆 |𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin