Keyifli okumalar
❤Şu sıralar günlerim oldukça yoğun geçiyordu. Aslında sadece ben değil öğretmenler dahil tüm okul şenlik için sıkı bir şekilde hazırlanıyordu. Herkes kendi bölümüne göre gösteri düzenleyecekti ve okul dışından bir çok insanın şenliğe gelecek olması stresi arttırıyordu. Burası ünlü bir sanat lisesiydi bu yüzden bu tarz şeylere fazla özen gösteriliyordu. Her şey mükemmel olmak zorundaydı.
Çok yorgundum ama kesinlikle mutluydum. Baş dansçı bendim ve erkeklerden baş dansçıda Jungkook seçilmişti. Her ne kadar sınıfta bunun haksızlık olduğunu söyleyenler olsada Bay Park ve Hoseok onları susturmuş ve cevaplarını vermişlerdi. Yani onlar öğretmendi kimse bir şey diyemiyordu.
Sınav yapmalarını tercih ederdim aslında ama Jungkook'la birlikte en önde olacak olmak beni heyecanlandırmıştı. Bunun için çok çabalamıştık. Birinci sınıftan beri en iyisi olmak için uğraşıyorduk.
"Şu an Sınıftakiler benden ve Jungkook'tan nefret ediyor."
Hoseok bu söylediğim şeyle sesli bir şekilde gülmüştü. Öğle arasındaydık. Sınıf boştu ama ben çoğunlukla yaptığım gibi yemek yemeği atlayıp dans ediyordum. Şikayetçi değildim çünkü Hoseok'la rahat rahat konuşmak güzel oluyordu.
"Siktir et."
Ne ara yanımıza geldiğini anlamadığım Bay Park hiç beklemediğim bir şekilde küfür edince gözlerim şaşkınlıkla irileşmişti. Hoseok'ta benimle aynı tepkiyi verirken Bay Park ne dediğini sonradan fark etmiş olacak ki hafif bir şekilde gülümseyip ensesini kaşıdı.
"Bana öyle bakmayın. Diğer öğretmenlerden farklıyım."
Omuzlarını silkip konuştuğu sırada kendimi istemsizce gülerken buldum. Bu hali garip bir şekilde hoşuma gitmişti. Dışarıda onu görsem kesinlikle öğretmen demezdim bu tarz laflar garip bir şekilde ona yakışıyordu. Resmi halleri onluk değildi bence.
"Hala haksızlık olduğunu düşünüyorum ama beni seçtiğiniz için teşekkür ederim Bay Park."
Bay Park, Hoseok'un yanına geçerken derin bir nefes vermişti. Karşımda bakışlarını benimle buluşturdu ve buruk bir şekilde gülümsedi.
"Sınav yapmış olsaydık bile muhtemelen sen seçilecektin o yüzden bu kadar takma."
Onların karşısında olmasam sanırım etrafta deli gibi tepinebilirdim. Son iki gündür kendimi bana çok yetenekli ve çok mükemmel bir insan mışım gibi hissettirmişti. Eğer utanmasam beklemeden ona sarılabilirdim bile. Cidden bu adama neler oluyordu?
İçim kıpır kıpır olsada belli etmemeye çalışarak sadece önünde eğildim ve teşekkür ettim. Son iki gündür Kendime olan saygımı arttırmıştı. Başkaları söyleyince inandırıcı samimi gelmiyordu ama onun söyledikleri garip bir şekilde içime işliyordu.
"Ben gidip biraz daha içecek alayım."
Hoseok bir şey dememizi beklemeden yanımızdan uzaklaşıp sınıftan çıkmıştı. Ani gidişi donup kalmama sebep vermiş ve ben kendimi yine rahatsız hissetmiştim. Bazen Bay Park'la yanlız kalmak kendimi rahat hissetmeme sebep oluyordu fakat bazende çok geriliyordum. Ve şu an gerildiğim zamanlardan biriydi.
Ortamdaki sessizlik aşırı sinirimi bozduğu için bir konu açmanın mantıklı olacağına karar verdim. Ne söyleyebilirim diye düşünüyordumki aklıma gelen şeyle dudaklarımı dişlemiştim. Kararsızdım.
"Bay Park."
Ona seslenmemle birlikte başını hızla bana çevirdi. Sesli bir şekilde yutkunup bakışlarımı yere indirdim. Beni beklentiyle beklediğine emindim. Ne söyleyeceğimi merak ediyordu.
"Çok uzun zamandır bir dansa çalışıyorum. Kendim yaptım. Görmek ister misiniz?"
Ben ne olduğunu anlayamadan kelimeler ağzımdan dökülü vermişti. Bu cesaretin nereden geldiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu ama kimseye göstermediğim bu dansı ona göstermek istiyordum. Hem de çok.
Bay Park gülümsedi ve başını hızla evet anlamında salladı. Heyecanım benden izinsiz artarken nefesimi dışarı verip sınıfın ortasına doğru ilerlemiştim. Modern dansı seviyordum ve koreografi öyleydi. Modern dans yapan insanları izlerken hep çok zarif göründüklerini düşünüp heveslenirdim. Bu yüzden seviyordum ve yapmak istiyordum.
Müzik olmasada dansa başladım ve heyecanımı bir kenara bırakmaya çalıştım. Ona kendimi en iyi şekilde göstermek istiyordum. Vücudumu hareket ettirirken bir kaç saniyeliğine de olsa ona bakmıştım. Elini çenesine koymuş dikkatli bir şekilde beni izliyordu. Ve ben o an kalbimin çarptığını hissettim. Yere yığılabilirdim bile.
Dansım sonunda bittiğinde derin bir nefes verdim ve beklentiyle ona bakmaya başladım. Ne diyeceğini gerçekten deli gibi merak ediyordum.
"Beğendiniz mi Bay Park? Bunun için çok çalıştım."
hiçbir tepki vermeden hareketlenip bana doğru ilerlemeye koyuldu. Yüz ifadesi moralimi bozmuştu. Sanırım beğenmemişti yada yeterince iyi bulmamıştı.
"Benimle bu kadar resmi konuşman hoşuma gitmiyor. Bunu daha öncede söylediğimi hatırlıyorum."
Pekala, işte bunu gerçekten beklemiyordum. Dün yaşananlar aklıma teker teker gelirken şaşkınlığımı gizleyemedim. Ona dans hakkında ne düşündüğünü sormuştum ama o hiç açılmasını istemediğim bir konuya vurgu yapmıştı.
"Şey ben sadece size olan saygımdan..."
Bay Park boş sınıfta yankılanan güçlü bir kahkaha attı. Bunun üzerine korktuğumu hissetmiştim. Buradan çekip gitmek için yanıp tutuşuyordum ama bedenimi hareket ettirebileceğimi sanmıyordum. Şok olmuştum. Hem de fazlasıyla.
Bana doğru biraz daha yaklaştı. Geriye gitmek istedim ama yapamadım. Kenetlenmiş gibiydim. Her zamanki göz gülümsemelerinden birini bana sunup ellerini sarı saçlarıma daldırdı. Başımı utançla yere eğdiğim sırada ise önce yanağımda sonra da çenemde hissettiğim el başımı yukarı kaldırmıştı. Ve ben bunlar gerçekleşirken tek kelime bile edememiştim.
"Benimle oynuyor musun? yoksa gerçekten saf mısın? Sana karşı olan derin hislerimi çoktan fark etmiş olmalıydın Miley."
🥀
itiraf etti sonunda.
Erken mi oldu sizce.
Aslında iyi oldu gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑺𝒐𝒍𝒐 𝑫𝒂𝒏𝒄𝒆 |𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏✔
FanfictionGüzelliğini yitirmiş sönük ışıkta gece yarısına kadar dans ediyoruz. Kitabın yayımlanma yılı=2018