AYNI MASADA

13 2 0
                                    

Hani balçıktan olmuşuz ya,
Yine havadan bir balçığa doğmuşuz,
Ve yine onun koynuna öleceğiz ya hani,
Aklım hiç başımda değil...
Şimdi bir gül bahçesinde aldığımız soluk,
Başka başka adını bilmediğim çiçekler içinde...
Kırmızılı yeşilli morlu rengarenk ya,
Serin bir yaz akşamı içilen çaydaki mutluluk,
Hani yanımda hafif kambur oturuyorsun,
Ağzımızda sütlü, ballı, bademli bir tat var,
Ve daha bir güzel geliyor gözüme,
Oturduğun kırmızı kaplı koltuk...
Hani balçıktan gelmişiz ya dünyaya,
Hani iz bırakmış yüzünün bir kenarına,
Varoluştan günümüze bir iz...
Işte ben o izi seviyorum!
Inan yok içimde bir kötülük...
Ben hâlâ balçıktan insan görünümlü,
Insan görünümlü bir korkuluk...
Can mı vermedin ey Rab ellerime!
Gözlerime fer mi vermedin?
Nedir bu içimdeki utangaç çocukluk?
Bir fotoğraf karesine sığdıramıyorum kendimi,
Kendi ellerimle bırakıyorum seni boşluğa,
Sana getirmiyor beni kurduğum hiçbir dostluk...
Ikinci bir yüz gösteriyor bana kader,
Hala baştan aşağı balçık insanlar,
Derin ve sisli karşımda koca karanlık...
Şimdi okuduğum kırk sayfa kitap,
Tuttuğum naif ellerin, birlikte düşünelim diye,
Aynı yerden bakalım hayatın başlangıcına,
Konuşulmadık hiçbir şey kalmasın dünya üstüne...
Hani diyorlar ya, balçıkta başladı herşey,
Ve şimdi bir gül bahçesinde yalnız oturuyorum,
Ve senin hayalin ya şu başka başka çiçekleri sevdiren bana,
Sana söylediğim çay masada soğuk...
Neler anlattım neler bir bilsen,
Yanımda boş ve hüzünle beni dinliyor,
Senin olmadığın yerde, kırmızı koltuk...

BAĞBANIN SON SÖZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin