Sevi yattığı yerden doğrulup oturdu. başını ellerinin arasına alıp kafasını toparlamaya çalıştı. Son zamanlarda çok hayal gördüğünün farkındaydı. Kafasının içinde hayaller ve rüyalar birbirine karışıyordu. Bunlar genellikle mantıksız şeyler gibi geliyordu ona. Odaklanmaya çalışıyordu çünkü her şey çok gerçekçi olmuştu. Parsı hatılıyordu, alevler vardı, sarmal diye bir şey duydugunu hatırlıyordu. Gerisi ise bulanıktı.
"Oradalardı!" Dedi. "Üzerimizdeki elbiseler bunların hepsi bir hayal olamaz.“
Aklına Aleyna'nın askere gösterdiği kart geldi. Arkadaşı bunun hakkında hiçbir şey açıklamamıştı.
Ona bununla ilgili soru sormak istesede tereddüt etti. Aleyna'ya karşı güveni kayboluyordu. Ona güvenmiyordu.
Beynine her ne yaptılarsa başı ağrıdan çatlamak üzereydi. Edis için orada oldugunu hatırladı.
"Aleyna, Edis nerede?" Diye sordu. "Onu görmeliyim."
“Habercilerle birlikte eğitime Yollanmak için götürüyor. Bunu sende biliyor olmalısın. Tüm seçimi kaçırdın canım Edisi gormeliydin mutluluktan havalara uçuyordu iyi olduğuna emin misin?”
“Pek sanmıyorum Edis’i görmeliyim.”
“Peki ya parti ne olacak? Bir daha böyle bir şansımız olmaz biliyorsun.”
“Burdan çıkmak istiyorum. Benimle gel!”
“ Tamam ama askerler Edis'i görmemize izin vermez.”
Sevi, onu dinlememişti bile. kalktığı gibi rengarenk elbiselerle pistte dans eden insan selinin içinden geçip konseyin içerisindeki kapıların birisini açıp koridora çıktı. Aleyna, Sevi'nin bu yolları nereden bildiğine şaşırsada peşinden ilerliyordu. Sevi koridordan biraz ilerleyip dışarısıya açılan kapıdan çıktı. Aleyna da pesinden gidiyordu. birlikte konseyden çıkıp habercileri götürmek için gelmiş olan trene, Edis binmek üzereyken yetiştiler.
Trenin etrafında çok fazla asker vardı. Edis'in yanına gidemeselerde Sevi onu uzaktanda olsa son kez görebilmişti.
Edis'in arkasından el sallasa da çocuk onları görmüyordu düşünceliydi.
Tren hareket edene kadar beklediler. Kardesinden ilk ayrılışıydı. Onu tekrar görüp göremeyeceğini bilmiyordu. Edis in bundan böyle güvende olmasını umuyordu.
“ Partiye geri dönelim." dedi Aleyna "burada daha fazla kalamayız.”
Sevi, tren uzaklaştıkça gözyaşlarına hakim olamıyordu. Ailesinin son ferdi de kendisinden uzaklaşmaktaydı.
“Görev için Yetina da olmamız lazım!" dedi. Aslinda görev umrunda degildi Sevi, Pars' a yakin olmak istiyordu. Zamanımız az kaldı.
Aleyna iyiraz etmedi “Tamam gidelim.” Dedi.
Yetina'ya giden ilk trene bindiler. Geldikleri gibi kalabalik degildi ortada volta atan askerler vardi çok fazla olmasada sagli sollu oturmuş haberciler gozukuyordu. Sevi koltuga oturunca rahatlama hissi duydu. Sadece dinlenmek istiyordu. Tren kalktiktan otuz saniye kadar sonra super hiza ulasti.
Sevi karsi camda olusan yansimasina gòzlerini dikti. aleyna bi kac kez seviyle konusmaya calissa da sevi hala kafasini toplamaya closoyordu ne olduginu hatorlamaya ugrasiyordu aleynın camda olusan yansimasina suphe dolu gozlerle uzin uzun bakti. Gorduklerini hayallerinden birisi olip olmadigini ayiramiyordu.Sevi başını sağına çevirdi on koltuk kadar ilerisinde oturan siyahi iri yapılı kel kafalı haberci Sevi'ye bakmaktaydı. İkisi arasında ki koltukların hepsi bostu. Gözgöze gelmeleriyle birlikte Sevi bakışlarını kaçırdı. Adam yavaş hareketlerle ayaga kalkıp gelip Sevi'nin tam yanındaki boş kolkuğa oturdu. Kolunun temas etmesi Kızı ürkütmüştü.
Korksa da belli etmeye çalıştı. Aleyna'nın elini tutup ona biraz daha sokuldu.
Tren çok uzun bir tünele giriş yaptı içinde bulundukları ışıklar zaman zaman sonup tekrar açılıyordu bazen hafif savrulmalar oluyordu. Tiz bir sesin sonrasında uzun çok güçlü korna sesi yankılanmaya başladı. Tren durmak için uğraş veriyordu.
Sevi habercinin üzerine kadar savruldu keneri takılı olmasa düşeçekti. Ortadaki askerler düşmemek için saga sola tutunuyordu bazıları dengelerini kaybedip yerlere kapaklandı.
Metalin derin birbirine temas edip sürtünme sesi kulaklarını tırmalıyordu rayların her iki tarafinda da oluşan kıvılcımlar havalarda uçuşuyordu. Bu şekilde uzun bir sürtünmeyle yol almaya devam ettiler. Tren yavaslamayı başara bilmişdi eskisi kadar savrulmuyolardı artık Sevi treninin camının dışında beliren şekiller görmeye başladı bunlar çok fazlaydı.
Şekiller belirginleşmeye başlayınca ne gördüğünü anladı bunlar İnsan kafalarıydı gri kapsonlu yüzleri maskeli yüzlerce mezarcı trenin dışarısındaydı tren tam olarak durduğu anda patlama sesi duyuldu.
Patlama trenin on kısımlarından gelmişti büyük ihtimalle trenin lokomotifi patlamisti. Askerler toparlanmak için ugrasıyordu kalkmaya çalışanlar ön vagonlara doğru koşuşturan askerler vardı.
Sevi dışardaki yüzlerce mezarcıya baktı hepsinin ellerinde silahlar vardı ve hepsi bu silahları trene doğru tutuyorlardı.
Haberci kızların kafasından tutup yere doğru bastırdı. Kendiside eğilip siper aldı.
Dışarıdan yüzlerce mermi nerdeyse aynı anda trenenin camlarını parçalayarak içeri doğru hareklenmişlerdi ayaktaki askerler karşılık veremeden vurulup yere yığılmaya başladılar kırılan camlardan içeri giren mezarcılar kalan askerlerle çatışmaya girmişlerdi vurulan mezarcıları hemen trenden çıkartıyorlar sadece askerleri hedef alıyorlardı. Sevi'nin vagonunda bulunan catışma bitince sesler diger vagonlarda duyulmaya başlandı.
"Bir şeyiniz var mi?" Diye sordu haberci.
Neler oluyor burda bunlarda kim diye sordu? aleyna
Haberci bunlar isyandan direnisin adamlari.
Sevi yetinaya gitmemiz gerek.
Merak etmeyin sizi oraya götürecegiz ama sizden yapmanızı istediğimiz bisey var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZAR KUMARCILARI
Bilim KurguSevi'nin seçilmiş olabilmek tek arzusudur. Yapması gereken görevlerini yerine getirip kumarı kaybetmemek. Kendisini bir sarmalın içinde bulduğunda artık çok geçti. Sığınak tek kurtuluşları mı yoksa yok oluşları mı?