Konseye giden metroya bindiler. İçerisi kalabalıktı, koltuklarda daha çok çocuklar oturuyordu.
Tren birden hızla ilerledi. sevi devrilmemek için tutunarak ilerlerken attığı adımları da özenle seçiyordu.
Askerler sağlı sollu koltukların arasında devriye atıyorlardı.
Sevi askerlerin yanından her geçişinde zorlandı hem dengede kalmaya hemde askerlere fazla temas etmeden geçmeye çalışıyordu. Askerler o yokmuş gibi davranıyorlar hiç istiflerini bozmuyorlardı.
Gectigi her koltukta mezarcı olup olmadığına bakındı.
Grili kimse yoktu mavili bazı haberciler yine iki kisi olacak şekilde birbirlerinden ayrı koltuklarda oturuyorlardı.
Bindikleri vagonda hiç yer olmadığından diğerine geçtiler. Burası da ilk vagon gibiydi ama bazı boş yerler vardı. Sevi ortaya Edis sağına Aleyna da soluna oturdu. metrodan çok fazla ses çıkıyordu kulakları sağır edecek sürtünme ve motor sesi geliyordu bazen savrulmalar oluyordu.
Edis'e sarılıp kulağına onu ne kadar sevdiğini söyledi trenin hızından ne söylediği Edis tam anlayamasada oda Sevi'ye sarıldı.
Metro sadece bölgelerde ki duraklarda duruyordu bazı bölümleri es geçerek ilerlediler. Durmadıkları bölümler arasında isyanın şiddeti gözlemlene biliyordu yangınlar vardı dumanlar yükseliyordu. Bir çoğunun kapıları kapatılmış. Tehlikeli işaretleri asılmıştı.
Yol boyunca Bazı çocuklar dayanamayıp etrafa kustular.
Sevinin de midesi alt üst olmuştu.Tren konseye yaklaşınca yavaşladı. Kapılar açılır açılmaz tüm yolculuk boyunca hiç faaliyet göstermeyen askerler çocukları indirmeye başladılar. Trenin dışında da siyah kamuflajlar giyinmiş askerler vardı. Bunların yüzlerinde kaskları ellerinde diğer silahlardan namlusu daha ince daha uzun olan silahlar tutuyorlardı. Onlarda çocukları iki kişilik hizaya sokmaya başladılar.
Sevi, Edis'e sımsıkı sarıldı. Ailesinden kalan tek varlığına içten sarılıyordu.
"Ne olursa olsun seni seviyorum. Bunu sakın unutma." Dedi. Gözyaşları yanağından süzülüp çenesine kadar yol aldı.
Edis "üzülme Sevi seçilmiş olduğumuzda hiç ayrılmayacağız. Dedi. Nedense söylediğine kendisi de inanmamıştı. "bu sadece görev."
Asker "acele edin treni boşaltın."
Aleyna, Sevi'nin koluna girdi. "Hadi bundan sonrasına karışamayız." Dedi.
"Senin içerde tanışmanı istediğim birisi var."Kızlar trenden indiler konsey binası karşılarındaydı; yerin altına işlenmiş bir saray gibiydi. Sevi gördüğü her şeye hayran kalıyordu.
Dışarıda ve içeride bazı bölümlerdeki savaşın aksine konsey tüm ihtişamıyla karşılarındaydı altın işlemeli kapılar, devasa sütunlar sığınakta başka hiçbir bölümde olmayan yeşillikler davetliler; soylular, bürokratlar, zenginliğin aktığı insanlar ve de tabii ki askerler tüm bu güzellikleri izlemeleri bile yasaktı. Askerler tarafından alınıp seçim yapılacak salona götürüldüler.
Aleyna' yla davetliler için ayrılan kısma geçtiler. Edis seçileceklerin bulunduğu bölüme götürüldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZAR KUMARCILARI
Science FictionSevi'nin seçilmiş olabilmek tek arzusudur. Yapması gereken görevlerini yerine getirip kumarı kaybetmemek. Kendisini bir sarmalın içinde bulduğunda artık çok geçti. Sığınak tek kurtuluşları mı yoksa yok oluşları mı?