· · ·
"Ne oyunu be?" diye sordum.
"Ya şu şişe çevirip soru sorduğumuz oyun var ya hani" dedi Eren.
"DC değil diğeri" dedi Aslı.
"Hepimiz karar verdik tabi bu sırada siz sarılmakla meşguldünüz" dedi İltan.
"İltan ne bu afra tafra?" dedim dayanamayıp.
"Ben sarılınca kafama vur o sarılınca barış" dedi ve kollarını göğsünde bağladı.
"Ya İltan'ım" diyip Alya ile aralarına girdim. "Biliyorsun ki birden sarılmanı sevmiyorum. Ayrıca sen bir de bana Kabir demiştin. Yoksa ikinizin arasında bir ayrım yaptığım yok. İkiniz de benim için aynısınız. Hadi ama Mavişim" dedim.
"Biz gidelim. Siz ikiniz de aranızı düzeltmeden gelmeyin. Babaannemlere gidiyoruz" dedi Alya. Hepsi parktan çıkarken Saffan kaldı. Diğerleri de durup onu bekledi.
"Kalmamı ister misiniz?" dedi. İltan spor aletlerinden birine gidip oturduğunda Saffan'a döndüm.
"Gerek yok Saffan. Siz gidin biz geliriz. Ayrıca kendini suçlama" dedim son cümleyi fısıldayarak. Saffan isminin anlamı gibi saftı. Her şeyi saftı. Kalbi, düşünceleri... Başıyla onaylayıp diğerlerine katıldı ve hemen karşı apartmana girdiler. İltan'ın yanına gidip önüne çöktüm. Ben konuşmadan konuştu.
"Biliyorum Kabira. Boşuna ikiniz de aynısınız deme, onu daha çok seviyorsun"
"İltan yapma lütfen" dedim hüzünle.
"Kabira kendini yorma boşuna. Bakışlarından bile belli onu hepimizden çok seviyorsun. Ki o da seni hepimizden çok seviyor"
"Bu seni sevmediğim anlamına gelmez ki Mavişim"
"Biliyorum. Aranızda ki o görünmez bağ o kadar güçlü ki birbirinizden kopamıyorsunuz. Aranızda ki ilişki o kadar güzel ki anlatamam. Abi kardeş değilsiniz, sevgili de değilsiniz. Siz ikisinin ortasına yaygı sermiş piknik yapıyorsunuz" benzetmesi üzerine gülümsedim. "Biliyor musun? Aslında sizi kıskanıyorum. Ama bu kötü değil yani iyi açıdan kıskanıyorum. Benim de böyle bağlı olduğum biri olsun isterdim" derin bir nefes aldım.
"Bak Mavişim. Saffan abimse sen kardeşimsin" dedim, gülümsedi.
"Küçük kardeş de ancak bu kadar sevilir"
"Gel buraya sıpa" diyip kollarımı açtım. Dediği gibi küçük kardeş edasıyla kollarımın arasına girdi. "Bir şey soracağım. Neden giderken abimi de götürdün?" dediğimde kollarımın arasından çıktı.
"Senin abin benim ikizim be. Ayrıca iki kişilik tatil kazanmıştım ben o çekilişten. Kimi götürseydim yanımda?"
"Hale teyzemi götürebilirdin mesela" dedim sonra ayağa kalktım. "Kalk bakalım küçük kardeş, içeride bizi bekliyorlar. Daha fazla bekletmeyelim"
Arkamı döndüğümde camdan bizi izleyen Saffan ile göz göze geldim. Bir an duraksasam da gülümsedim, gülümsedi. İltan elini omuzuma koydu.
"Abimiz bizi dikizliyor ablacığım" dediğinde kıkırdadım. "Tam abi modunda değil mi şuan?" diyip duraksadı. "Aslında dışarıda oynayan çocuklarını seyreden anneleri de andırıyor" dediğinde kendimi tutamayıp kahkaha attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Santimetrelere Bakmaz ✓
Teen Fiction* 'Aşk Santimetrelere Bakmaz' isimli ilk kitap * ---- ARGO İÇERİR. KÜFÜR İÇEREBİLİR. RAHATSIZ OLACAKLAR OKUMASIN. ---- Altı yıl gizliden gizliye sevmek için çok mu uzun? Altı yıl boyunca ona duygularını açmadım, açamadım. O beni kardeşi gibi görürk...