19. Bölüm

2.5K 138 23
                                    

Nefes'ten
T: YEMİŞİM MERCANINI DA EMRENİ DA!
Diyip beni öpmeye başlamıştı.
İlk önce neye uğradığıma şaşırdım. Tahir beni öpüyordu, bende hiç bir şey yapmıyordum öylece kalmıştım.
Ne karşılık veriyordum ne itiyordum. Dondum kaldım bildiğin.
Bir süre sonra Tahir kendini geri çekti.
Ve bana baktı.
Bende ona baktım.
Kimse hiç bir şey demedi. Sadece birbirimize bakıyorduk. Etrafında sadece dalgaların sesi duyuluyordu, başka bir şey yok.
Benim de aklıma kolyem geldi.
N: kolyem!
T: ne?

Tahirin elleri hala belimdeydi, resmen ona yapışmış haldeydim. Ellerimi onu göğsüne koyup onu ittim.
N: kolyem nerde??
T: kolye?

Kolyemi taşlarda aramaya başladım. Of kim bilir nereye fırlatı bunu şimdi. İnşallah bulurum. Annemden kalan tek şey o!

N: evet kolyem Tahir. Nereye atın sen onu??

Her yere bakıyordum, sonra gözüme parlıyan bir şey çarptı. Buldum! Çok şükür kolyemi buldum! Hemen elime aldım. Ve gülümsedim.
N: oh buldum!
T: bu durumda bile Emre'nin sana hediye ettiği kolyeni düşünüyorsun, sana diyeceğim söz yok!

Tutturdu bu da Emre'nin hediyesi diye.
Onun üstüne yürüdüm.

N: ya sen manyak mısın? Ne Emre'nin hediyesi diyip duruyorsun?! O annemden bana kalan tek şey gerizekalı!
T: ne? Nasıl yanı? Ama ben-
N: sen ne deli Tahir?! Sen ne?
T: görmüştüm sizi. Boynuna o takmıştı kolyeyi bizim bahçede.
N: çünkü düşürmüştüm, o da insanlık edip bana getirdi, bende takmasını rica ettim.
T: ben sandum-
N: ne sandın Tahir? Sevgilim olduğunu mu? Abimi sevgilin sandığın yetmiyormuş gibi Emre'yi de sevgilim sandın öyle mı? Valla senin gözünde nasıl bir kızım çok merak ediyorum!
T: a-abin?
N: evet abim Tahir! Hani cüzdanımda fotoğrafını gördüğün da bana sevgilim diyip durduğun, baya laf ettiğin, o kişi. O kişi benim abim!
T: b ben bilmiyordum..
N: çünkü önyargılı davranıyorsun tıpkı Gurur ve Önyargı'da ki Darcey. Tüm erkekler aynı be! Şimdi bir özür bile dilemiyorsun gururuna dokunuyor diye!
T: özür dilerim.

Tahire baktım.

T: affet da kızım.. yanı mecbur değilsin ama affet da. Ben
N: sen ne Tahir?
T: ben az önce seni öptüm Nefes. Sende beni itmedin, karşı koymadın.
N: ben alıştım çünkü senin kafana estiğine beni öpmeni. İlk değil sonuçta! Kafana esti yaptın!

Tahir hiç bir şey demiyordu, sadece boş bakıyordu.

N: ne o konuşmuyorsun? Gerçekler zoruna mı gitti yoksa Deli Tahir?
T: söylediklerin doğru değil.
N: madem doğru değil, söyle bana doğrusunu. Söylesene.

Tahir hiç bir şey demiyordu sadece yere bakıyordu, gözlerini benden kaçırıyordu.

N: söylesene doğrusunu! Tabi öyle bir doğrusu varsa! Ya da cesaretin varsa?

Tahir kafasını kaldırıp bana bakmıştı. Bir şey söylecek diye umut ediyordum. Duygularından bahsetsin istiyorum, benim ondan emin olmam için önce onun kendinden emin olması lazım. Benim de bunu bilmem lazım.

Ama Tahir ısrarla hiç bir şey demiyordu.

N: cesaretin yok.

Diyip arkamı döndüm ki o konuşmaya başladı. Bende sadece durdum. Arkamı dönmedim sadece öylece durdum onu dinlemeye başladım.

T: kıskandum ula oldi mi? O cüzdandakinin sevgilinin olmanın düşünçesi bile deli ediydi beni! Deli oluyordum. Sonra o Emre denen herif de! Sana her yakın davrandığında ben içimde öluyordum kıskançlığımdan! Bir erkeğin sana yakın olması düşünçesi beni deli ediy, ayar ediy!

Sonsuz ∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin