38. Bölüm- 2. Sezon

1.6K 117 22
                                    

5 yıl sonra

Nefes'ten

Şimdi siz o günden sonra ne olduğunu merak ediyorsunuz, biliyorum. O zaman bende size ne olduğunu söyleyim.
Ben Vedat'la İstanbula gittim.
Tahir'le o günden sonra hiç görüşmedim, hiç görmedim, sesini bile duymadım.
O da beni aramadı, doğru niye arasın ki? Gözünün önünde başka bir adamın elini tuttum. Onu nikahta terk ettim.
Ben olsam, delirirdim herhalde. Ama yapmak zorundaydım. Abim için. Bir kere hayattını mahvetmiştim, ikinci kez bunu yapamazdım.

Bunca yıl Vedat'la aynı çatı altında kalmayı nasıl dayandım merak ediyorsunuzdur kesin.
Oğlum için. 4 yaşında bir oğlum var. Tahir'le bizim oğlumuz. Beni hayatta tutan tek şey.
Yiğit. Vedat bunu nasıl kabul etti? Ben size anlatayım onu da. Onunla gittiğimde benimle evlenmek istedi, tabi bende bunu asla kabul etmeyeceğımı dedim, kendi canıma kıyarım dedim. Sonra bana dokunmaya çalıştı, bende ona asla senin kadının olamam dedim çünkü ben zaten Tahir'in kadınıyım dedim.
İnanmadı başta, delirdi.
Beni zorla doktora götürdü, baktırmak istedi. Ki hamile olduğumu öğrendik.

Vedat tabiki delirdi, sonuçta çoçuk Tahir'dendi. Ama benim aldırmamı istemedi, çoçuk onu babası olarak bilecek dedi.
Ben kabul etmedim, benim çoçuğum, Tahir'le benim çoçuğum böyle bir manyağa asla baba demeyecek dedim.
Yaşatmam ozaman dedi. Ben kendi nüfüsüma alıcam dedi.

İşte o günden sonra 5 yıl geçti, Yiğit 4 yaşında. Vedattan nefret ediyor, ama Vedat ona çok iyi davranıyor.
Vedattan nefret ediyor çünkü, bizim kavgalarımızı gördü baya; ondan korkuyor.

Gizlice Yiğite masalar anlatıyorum. Baban bizi gelip kurtaracak burdan diyorum.
Annen artık ağlamayacak, o canavarın karşısında gücsüz durmayacak diyorum.
Tahir'in fotoğrafını da gösterdim Yiğit'e.

Bu evde bir tek oğlum ve abim var. Evet, abim. Kendini suçladı baya zaman onun yüzünden burdayım diye.
Bir kez kaçmaya çalıştık burdan hepimiz ama, bu manyağın adamları var. Bizi hemen buldular.

Bu nasıl bir imtihan? Acaba Tahir ne yapıyordur bu kadar zaman?
Benden nefret ediyor mu ki? Lütfen benden nefret etme sevgilim. Mecburdum.
Yeni birini sevdi mı ki? Aşık oldu mu? Evlendi mı? N'olur evlenmemiş olsun. Evet çok bencilce ama, benden vazgeçmesin. N'olur vazgeçmesin benden. N'olur Allahım.

5 yıldır onu görmüyorum, çok özledim.
Ben bu düşünçüler içindeyken odaya abim girdi.

N; abi?
S: Nefes, sana iyi haberlerim var.

Parmağımla ona sus işareti yaptım, Yiğit hala uyuyordu.

N: gel dışarda konuşalım.

Balkonun kapısını açtım ve abimle balkona çıktık.

N: n'oldu abi?
S: seni burdan kurtmarmaya yolunu buldum.
N: abi her ne bulduysan, olmaz. Seni öldürür, yada Tahiri. En kötüsü mazallah Yiğite bir şey yapar.
S: merak etme bu sefer sağlam.
N: nasıl yanı?
S: benim burdaki cezaevinde bağlantılarım var ya biliyorsun bunu.
N: ee?
S: Vedat'ın orda da adamları var.
N: yanı ne demek istediğini anlamıyorum?
S: benim bir arkadaşım orda çalışıyor. Biraz baksın bu dosyalara falan istedim.
N; abi, saddede mı gelsen artık çünkü ben gerçekten hiç bir şey anlamıyorum?
S: Vedat birini öldürmüş, bunun delileri tam bu dosyada; ama örtpast etti. Sonuç: kaza diye yazmışlar. Kadın altıncı kattan aşağı düştü yazmışlar ama boynunda boğulma izleri vardı, bir otelde olmuştu hepsi bu. Tüm bunlar olduğunda sadece Vedat yanındaydı onun.
N: nasıl yanı kim ki o kadın?
S: Vedatın annesi.

Şok içinde kaldım. Şerefsiz kendi annesini mı öldürmüştü?

N: nasıl yanı kendi anneni mı öldürmüş bu?
S: aynen öyle. Ve bunu kazaydı diye söyledi. Ama arkadaşım onu araştırmış- baş amir meğerse onun adamı- hepsini saklamış. Her delil burda. Kardeşim, bizim burdan kurtulma yolumuz burda.

Gülmeye başladım. 5 yıl sonra bu işkençe bitecek mıydı yanı? Her şey bitecek mıydı yanı?

N: abi, ne yapacağız şimdi?
S: Vedat şerefsizi polise vereceğiz.
N: hayır olmaz!
S: Nefes ne demek olmaz?
N: abi onun her yerde adamları var öldürür seni! Ben bunu sana yapamam.
S: Nefes sen beni merak etme.
N: ederim. Merak ederim. Bana bak. Bana söz ver böyle bir şey yapmayacaksın.
S: Nefes.
N: bana söz ver dedim.
S: iyi tamam söz. Ama ne yapacağız ozaman?
N: benim bir fikrim var. Şimdi şöyle Vedattan bahsediyoruz. Benim burdan gitmemi asla izin vermez asla. Hapise mı girer girmez mı bunu biliyorum ben. İzin vermez. İzin vermesi için ben o delileri polise versem de bir şey yapar sana yada Tahire.
S: yanı?
N: yanı biz susarız bu delileri ama karşılığında.
S: karşılığında ne?
N: Trabzona taşınırız.
S: nasıl? Az önce beni bırakmaz diyordun.
N: hepimiz. Bak bu en güvenli çözüm.
S: öyle de Trabzonda Tahir'in yanında ne yapacaksın? Adam seni evli sanıyor. Üstelikle çoçuğun var, Vedattan sanar.
N: olsun. En azından onu görürüm. Bana yeter okadar da. Olmaz mı?
S: ah be kardeşim. Çok özledin değil mı onu?
N: inanılmaz çok abi. Her saniye acaba o ne yapıyordur diye düşünmekten edemiyorum.

S: kim bilir şuan ne haldedir.
N: bunu öğrenmek istiyorum ben abi. Lütfen. Yapalım bunu.
S: yaparız yapmasına da Nefes'im çok üzüleceksin sen farkındasın değil mı?
N: olsun.
S: Tahir eski Tahir değildir kesin. Kalbini kırabilir.
N: kırsın. Sadece göreyim, yakınında olayım bana yeter abi.

Biraz zaman sonra

Abimle Vedatın çalışma odasına gittik.
V: ooo bu ziyareti neye borcluyum karicim?
N: bana karıcım deme ben senin karın değilim!
S: ben sana ziyaretimizin sebepini söyleyim. Sebepi bu.

Elindeki dosyayı gösterdi.

V: o ne?
S: delil. Anneni öldürdüğün deliler. Kanıt.
V: saçmalık. Annem altıncı kattan düştü.
S: itildi düşmedi. Ve boynunda boğulma izleri var. O odada da bir tek sen vardın. Ama bu deliler yok edildi sen hapise girme diye, öyle değil mı?
V: yok öyle bir şey.
N: var. İnkar etme.
V: ne istiyorsunuz? Baştan söyleyim senin benden gitmen asla kabul etmem. Sevdiğin ne varsa hepsini öldürürüm!
N: o yüzden o kadarını da istemeyeceğim. Burdan taşınacağız. Trabzona.
V: olmaz öyle şey.
N: olacak. Yoksa bu dosya polise gider.

V: siz nasıl buldunuz o dosyayı?
S: orası da bize kalsın ama öyle değil mı?
N: e gidiyormuyuz Trabzona gitmiyor muyuz?
V: aaaah. Tamam. Gidiyoruz. Ama bana bak Nefes! Eğer seni o Tahir'in yanında görürsem-
N: görürsün zaten. Onun için oraya gideceğim ben. Sırf onu görebilmek için.
V: sakın onunla yeniden bir şeye başlamaya aklının ucundan bile geçirme.
N: merak etme. O beni bundan sonra istemez zaten. Hayatımı mahvettin sen benim, hayatımı.
V: ben sadece seni istedim ve aldım.
N: aldın da ne oldu? Ben sana hiç bir zaman başımı eğmedim, eğmeyeceğım de, kafana sok bunu artık manyak!!
S: yarın gidiyoruz Trabzona.
V: allah kahretsin tamam.

Yarin Trabzona gidiyoruz. Yarın belki de Tahiri göreceğim kaç zaman sonra. Belki de sesini duyacağım o kadar zaman sonra.
Ama onun gözlerinde bana karşı olan nefreti görmeye hazır mıyım gerçekten bilmiyorum.
Ya beni unutuysa?
Ya hayatında başka biri varsa?
Ya benden vazgeçtiyse?
Buna dayanır mıyım bilmiyorum.

Yiğit'in odasına gittim. Yerde oyuncuklar ile oynuyordu.

N: annecim, napıyorsun bakıyım sen?
Y: hiç öyle oynuyorum, bir şey mı oldu?
N: şimdi sana bir şey söyleyeceğim. Hani ben sana masalarda anlatıyordum ya, Trabzonu falan.
Y: evet, en güzel orasıymış.
N: işte, biz yarın oraya gitmek istiyoruz hatta orda kalmak istiyoruz.
Y: babama mı gideceğiz? İyi babama? Ya kötü babam izin vermezse?

Vedat bilmiyor ki ben oğluma senin iyi bir baban var dediğimi. Çoçuk şimidi iki babası olduğu sanıyor. Biri iyi diğeri kötü.

N: izin verdi. Hepimiz gideceğiz.
Y: o da mı gelecek?
N: evet. Ama mühim olan biz en güzel yere gidiyoruz öyle değil mı?
Y: heyooo evet.

Bekle beni Trabzon. Bekle. Yine sana sığınmaya geliyorum.

Yeni sezon geldiii. Yorumlar ve voteler bol olsun lütfen!

Sonsuz ∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin