29. Bölüm

787 84 0
                                    

-Ed

Tessa ile birlikte koltuklara oturmuş düşünüyorduk.

"Ne Bella ne Eric ne de Peter hâlâ aramadılar. Neredeyse güneş doğacak ama daha hiçbirinden bir haber yok. Tessa bu adam....Peter onlara bir şey yapmış olmasın. Ya da yolda karşılarına tetalar çıkmış olmasın."

"Ed lütfen kes şunu artık. Sabahtan beri aynı şeyleri duymaktan psikolojim bozuldu. Şimdi senin yüzünden Meksika'ya kadar gidesim geliyor."

"Evet sen git...biz de burada tetalara yem olalım."

"Hadi ama geçen gün beni onların elinden siz kurtarmıştınız. O gücünüzü sürekli unutuyorsunuz galiba..."

"Evet kurtarmıştık. Ve elbette o gücü hatılıyoruz ama başka ne hatırlıyorum biliyor musun Tessa?....sonrasında o seksi kızdan yediğim sert yumruğu çok iyi hatırlıyorum."

"Evet sanırım sende bir şok etkisi yaratmış." Demişti gözlerini büyüterek.

"Neden hep böyle kızlar kötü tarafa meyilli olurlar ki?"

"Jessica'yı da içlerine katıyor musun?" Diye sorduğumda alınmışcasına gözlerimi yere dikmiştim. Tessa alındığımı anlamış olmalıydı ki yanıma oturarak beni teselli etmeye çalıştı.

"Ben..ben çok üzgünüm Ed. Öyle demek istemediğimi biliyorsun."

"Sorun değil Tessa....sanırım hepimiz bazı şeylere zor olsa bile alışmak zorundayız." Dedim ve ayağa kalkarak ona baktım.

"İzninle benim biraz uyumam gerekiyor. Zaten bugün nöbet sırası sende." Dedim ve Tessa'nın başka bir şey söylemesine izin vermeden hızlı adımlarla yukarıya çıktım.

Tamam ona türümüzün en büyüğü olduğu için saygı duyuyordum ama Jessica'yı kullanarak bana laf sokma çabası gerçekten beni kırmıştı. Kafam aşağıda yukarıya çıktığımda koridorun sonundaki odadan bazı sesler geldiğini duymuştum. Bu Chris'in odasıydı. Hızlı bir şekilde oraya doğru koşmuştum. Kapıyı sertçe açarak içeriye girdiğimde Chris yerdeydi ve acı çekercesine inliyordu.

"Aman tanrım!" Diyerek onun yanına gittim ve yanına çömelerek başını dizime doğru yasladım.

"Chris neyin var böyle?" Diye sorduğumda bileklerimden tutarak konuşmaya söylemişti.

"Kimseye söylemezsin! Beni duyuyorsun değil mi? Hiçkimse bilmeyecek!"

"Chris sen ne diyorsun?" Diye sormamla yere doğru siyah bir sıvı tükürmesi bir olmuştu.

"Aman tanrım!" Dedim ve gözlerimi büyüterek ona doğru baktım.
"S-sen zehirlenmişsin."

Hiçbir şey demeden tükürmeye devam ediyordu. Gözlerimi büyüterek ayağa kalkmıştım.

"Tessa...bunu Tessa'ya söylemeliyim!" Deyip odadan çıkacaktım ki Chris bağırarak konuşmuştu.

"Hayır! Hayır bunu kimseye söylemeyeceksin!"

"Saçmalama Chris! Şu haline bir bak! Daha da kötüleşirsen seni kurtaramayız." Dedim ve aşağıya inmek için kapıyı açtım. O sırada neye uğradığımı şaşırmıştım. Chris bağırarak bir anda üzerine atlamıştı.

"Ah!"

Yere düşmemle beraber gömleğimin yakalarından tutarak burnuma sert bir yumruk indirdiğinde kırılma sesi gelmişti.

"Bunu kimseye söylemeyeceksin!"

Beni hırpalamaya devam ediyordu. Yakalarımdan daha sert tutup beni duvara çarptığı sırada ise kendimden geçmemek için zor dayanıyordum. Burnumdan akan kan olduğu gibi ağzıma gelmişti.

"Chris bırak beni!" Diye bağırmamla gücümü toplayıp onu yatağa doğru fırlatmam bir olmuştu. Hızlıca onun yanına vardığımda ise ellerinden tutarak onu yatakta sabitlemeye çalışmıştım.

"Bırak beni!" Diye bağırıyordu.

Tessa olanları duymuş olmalıydı ki kapıyı sertçe açarak içeriye dalmıştı. Chris hâlâ delirmiş gibi bağırıyor, çığlık atıyor ve bana saldırmaya çalışıyordu.

"Neler oluyor burada?"

"O...onu zehirlemişler!" Dediğimde gözlerini büyüterek Chris'e doğru bakmıştı.

"Aman tanrım!" Dedi ve onun bağrışlarına karşılık suratına sert bir darbe indirerek onu bayıltmıştı. Chris kendinden geçtiğinde ise ancak susmuştu. Gözümüzün önünde sayıklaya sayıklaya bayılmıştı.

Tessa hırkasının kollarını sıvadığında ise gözlerimi kocaman açmıştım.

"Aman tanrım!" Diyerek ondan birkaç adım geriye gitmiştim.

Bileklerini kesmeye çalışmıştı. Üzerinde bir kalıplaşmış bir şekil vardı. Chris onu kazımaya çalışmıştı. Tessa ile birbirimize doğru bakmıştık.

"O panzehri bir an önce bulmalıyız!"

....

-Bella

"Bizi evinize kabul ettiğiniz için, kitaplarınızı incelememize izin verdiğiniz için ve acı hikayenizi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz Bay Svenson." Demiştim adamın yaşlılıktan kırışmış ellerini tutarak.

"Artık sen de benim kızımsın Bella. Ne zaman ihtiyacın olursa buradayım. Çıkıp gelmen yeterli." Dediğinde gülümseyerek geriye çekilmiştim.

"Kitabınıza en başından beri hayrandım efendim. Şimdi bu hayranlığım üçe katlandı." Demişti Eric hafifçe tebessüm ederek. O sırada Allison denen kadın adamın arkasından elinde kitaplarla çıkagelmişti.

"Bunları lütfen kabul edin! Bunlar orjinal değil. Üç kitabımın da ilk ve tek kopyası olacak. Sizden istediğim te şey bu kitapların sizden başka kimsenin eline geçmemesi." Dediğinde üçümüz de birbirimize doğru bakmıştık.

"Merak etme büyükbaba!" Dedi Peter kitapları karşısındaki kadından alırken.
"Kitapların ilk ve tek kopyası bizimle güvende olacak!"

Kurtlar Arasında (6. kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin