Yavaş bir şekilde arabadan iner inmez kapıyı kapatıp karşımda, her şeyin başladığı o eve doğru bakmaya başlamıştım. Bu ev bana çok şey yaşatmış ve öğretmişti. Belki de bütün bunlar için minnettar olmalıydım...belki de bütün bunları yaşadığım için isyan edip lanet okumalıydım. Bunun kararını bir türlü veremiyordum fakat artık çok bir şey ifade etmiyordu. Çünkü hiçbir şeyi geri alamıyordum. Zamanı geri alamıyordum. İnsanı çocuk gibi peşinde sürüklüyordu. Sanırım artık alışmıştım...
Bütün bu acılar anlam bulmaya başlamıştı. Artık kim için acı çektiğimi daha iyi anlıyordum. Kendim için acı çekiyordum. Ve bunu sonlandırmak kendi yaşamımı sonlandırmayı beraberinde getiriyordu. Belki de en doğrusu bu olacaktı. Son birkaç gündür sürekli Bay Svenson'ın ve o kız kardeşin dediklerini düşünüyordum. Chris'in iyileşmesi için bir panzehir gerekiyordu fakat ne yazık ki böyle bir şey yoktu. Bütün tetaları bu konu hakkında elden geçirip kitapları dikkatli bir şekilde incelemiştik. Artık gerçekten bir panzehir olmadığına hepimiz inanmıştık. Chris'in kurtulması için ise bundan başka yalnızca tek bir çare vardı....
Vücudunun iyileşmesini sağlayacak bir güç, bir tür evrim.....ya da dönüşüm! Bunun için ise ne yapmam gerektiğini biliyordum. Başka çarem kalmamıştı. Her ne kadar bunun herkes için en iyisi olmayacağını bilsem de Chris'in gözlerimin önünde can vermesini izleyemezdim. Bir delta olarak hislerimi o kadar kaybetmemiştim. Şu anda tek sorun aklıma koyduğum şeyi benden başka kimsenin bilmemesiydi.
Evin kapısını yavaş bir şekilde açıp içeriye girdiğimde hâlâ yeni eşya kokuyordu. Bu çok normaldi çünkü eşyaları eskitecek kadar kullanmamıştık bile! Ellerimi merdivenin korumalıklarına sürerek ağır adımlarla yukarıya çıktığımda beni ilk karşılayan şey odamız olmuştu. Gözlerim dolmaya başlıyordu. Nedense kendimi bu evde fazla güçsüz ve savunmasız hissediyordum.
Odaya girer girmez ilk işim dolabı açıp içindeki Chris'in eşyalarına dokunmak onun kokusunu içime çekerek hissetmek olmuştu. Gözlerimi kapatıp kısa bir süre öyle kaldıktan sonra elimi yatağa son bir kez sürerek tekrar koridora çıkmıştım. Kuzenim James'in bir zamanlar kaldığı odaya doğru girdim. Orası artık bir çalışma odasıydı. Bu kez adımlarımı hızlandırarak odayı turladığımda kendimi oradaki masanın koltuğuna doğru atmıştım. Ellerimi önümde duran masada gezdirdiğim sırada hemen yanımda duran çekmeceden bir kağıt ile kalem almıştım. Kağıdı itina ile masanın üzerine koyduğum sırada kalemin ucunu açarak kapının önünden koridorun karşı tarafına doğru baktım. Sonunda kendimi toparladığımda kalemin ucunu kağıda sürterek içimdekileri dökmeye başlamıştım.
....
-David
Diğerlerinin yanından ayrıldıktan sonra Chris'in bulunduğu yeraltı mağarasına doğru ilerlemeye başlamıştım. Şu anda yanında Ed vardı. Hepimiz onun için çabalıyor bir şeyler yapmak için kendimizi yırtıyorduk fakat pek başarılı olduğumuz söylenemezdi. Günler geçiyordu ve Chris giderek üçüncü evreye yaklaşıyordu. Kendine zarar vermeye çalışıp öldürmesi an meselesiydi. Bu sebeple artık onu ne olursa olsun yalnız bırakmıyorduk. Yanında muhakkak birileri olmak zorundaydı.
Merdivenlerden aşağıya inip kapının önüne geldiğimde taş kapıyı sürterek açmıştım. İçeriye girdiğimde Chris parmaklıkların arkasında uyuyor, Ed de karşısına geçmiş öylece ona bakıyordu. İçeriye girer girmez kapıyı geri kapattığımda elimdeki çantayı yere doğru bırakmıştım.
"Biraz yiyecek bir şeyler getirdim! Acıkmışsındır." Dedim ve bacaklarımı kendime çekerek yanına, yere doğru oturdum. Ed gözlerini ondan ayırmamaya devam ediyordu.
"Onun bu halde olduğuna inanamıyorum!" Demişti en sonunda.
"Şu anda hissettiklerimi en son Jessica'nın öldüğünü öğrendiğimde hissetmiştim. O zamanda kendime bir söz vermiştim. Güya burayı ve sizi terk edecek ve hayatımın geri kalanında hiçbir insani duyguya yer vermeyecektim. Şimdi...." dedi ve gözlerinden akan yaşları silmeye çalıştı.
"Şimdi yine buradayım ve çok derin duygularla yanında oturuyorum.""Herkesin muhakkak zayıf bir noktası vardır Ed! Sen de her ne kadar belli etmemeye çalışsanda duygusal bir insansın işte!"
"Bence şu ana kadar gayet iyi gidiyordum."
"Yapma ama! Duygusal olmak kötü bir şey değil! Emin ol ben de çok üzülüyorum ama biliyorum ki her zaman bir umut vardır! Ve bundan adım kadar da eminim ki Chris kurtulacak! Onu geri döndürmenin bir yolu mutlaka var!"
"Umarım hiçbirimiz yanılmayız David! Çünkü artık başka birini daha kaybetmek istemiyorum!"
....
-Bella
Hızlı bir şekilde kapıyı çalıyordum. Uzun uğraşlarım sonucunda kapının açılması ile birlikte Doktor Walker'ı karşımda bulmuştum. İçeriye girdiğimde Tessa, Eric, Diana, Kayla ve Tyler'ın koltuklarda oturup öylece düşündüklerini görmüştüm. Hepsi benim geldiğimi görür görmez gözlerini bana sabitlemişlerdi.
"Chris'in yanından mı geliyorsun?" Diye sormuştu Tyler elleriyle oynayarak. Ne zaman stres içinde olsa bunu yapıyordu.
Kafamı olumsuz anlamda salladığımda ancak konuşabilmiştim.
"Aslında biraz hava alıp düşünmek için dışarıda öylesine gezindim." Deyip sırasıyla herkese bakmaya başlamıştım. Düşündüğüm şeyleri Tessa ile paylaşmak istiyordum. Fakat bunu nasıl söyleyeceğim de ayrı bir dert idi.
"Tessa!" Demiştim en sonunda derin bir nefes aldıktan sonra.
Ona seslenmemle birlikte elindeki viski dolu bardağı kafasına dikerek bana bakmıştı.
"S-seninle biraz konuşabilir miyiz? Yukarıda!"
Hiçbir şey söylemeden yalnızca kafasıyla onayladı ve az önce kafasına dikip bitirdiği viski bardağını önündeki masanın üzerine bırakarak ayağa kalktı. Ben önden o arkadan merdivenlerden yukarıya çıkmıştık. Boş odalardan birine geldiğimiz sırada onu içeriye sokup kapıyı kapatmıştım. Arkamı döndüğümde ne konuşmak istediğimi merak edermişcesine bana bakıyordu.
"Neler oluyor Bella!?"
"Tessa seninle çok önemli bir şey konuşacağım! Fakat öncelikle bunun ikimiz arasında kalacağına dair bana söz vermelisin!" Dediğimde kaşlarını çatarak ellerini göğsünde bağlamıştı.
"Pekala söz veriyorum!"
Derin bir nefes almıştım.Selamlar sevgili okuyucularım! Uzun bir süreden sonra ilk defa bir bölümün sonunu sizlerle bir şeyler paylaşmak için kullanıyorum :)
Umarım şu ana kadar bölümlerden memnun kalmışsınızdır. Yakın bir zamanda final yapmayı düşünüyorum ve bu serinin son kitabı olduğundan bir daha sizlerle "kurtlar arasında" adı altında buluşamayacağız. Eğer her şey planladığım gibi olursa 50. Bölüm final bölümü olacak. Umarım kitabı hoşunuza gidecek bir şekilde bitiririm. Bu arada yorumlarınızın hepsini teker teker okuduğuma emin olabilirsiniz. Hepsine cevap veremiyorum ama emin olun ki hepsini okuyor ve gurur duyuyorum. İyi ki varsınız! Şimdilik hoşçakalın!!!!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtlar Arasında (6. kitap)
Werewolf"Neden her şey tam normale döndü....artık tamamen mutlu olacağız dediğim zaman yine bir şey ortaya çıkıyordu?? Belki de bu benim lanetimdi! Hatta varolmamın sebebi idi..." İnsandan kurtadama kadar her türlü canlıya kendini kaybettiren ve bir zehir...