Bu bölümün yarısını yine benim için yazdın [Я люблю тебя -K ❤️03:03
Şarkı;
Lana Del Rey - Dark Paradise"Ay dünyaya,ben sana."
I'm A Loser.
⭐️
Buna oy atmazsanız sizi yollarım mesela uzaya
Kalp kırıklığı derler o sadece bir deyim değildir.Birinden ayrılırsın,boşanırsın,sevdiğini toprağa verirsin işte o zaman başlar, tam göğsünün üzerinde yoğun bir ağrı.Bu ağrı giderek kalp kaslarını zayıflatır çünkü içeride gerçekten bir şeyler kırılmıştır.İşte böyle hissediyorum, sevdiğim adam benim kalbimi çok güzel kırmıştı.Kırdığı gibi düzeltmesinide biliyordu ama.
Fakat ben biliyorum'ki onu yine affedecektim.Ona ne zaman karşı koyabildim'ki bir kere ben onun büyüsüne kapıldım çoktan ne kadar çabaladıysam ondan vazgeçmeyi, onca sene başaramamıştım vazgeçmemiştim işte şimdi'de geçemezdim.
Kapının önünde göz yaşlarımı silip kapıyı açmak için çantanın kenarına koyduğum anahtarı aradım ama yoktu.Büyük ihtimal çantayı mertle busenin kafasına attığım sırada düşmüş olmalıydı.
Elimi boynumdaki izin oraya koyup kapıyı çaldım.Anneme selam verip hızla odama çıktım.Telefonumun çalmaya başlamasıyla ilerleyip arayana baktım. Sevgilim yazısını görünce telefonu sessize aldım.Odamdaki balkona çıkıp koltuğa oturdum.
⭐️
Elimdeki kahveden bir yudum alıp boğazımı yakmasını zevkle karşıladım.Bakışlarımı karanlık gökyüzüne çevirdim.Yıldızlar her gün olduğu gibi yerlerini almış parlıyorlardı.
AnKa ise onlardan daha çok parlıyor ve adete ben buradayım diye bağırıyordu her zamanki gibi elimdeki bitmiş kahve bardağını masaya koyup son kez diktim gözlerimi gökyüzüne.
Yatağımın içine girip bir kaç dakika bir oyana bir bu yana döndüm, uykunun göz kapaklarıma ağırlığını vermesiyle kapadım gözlerimi.
Kaandan
Gözlerimi ankadan çekip elimdeki anahtara baktım çantası yere düştüğü zaman düşmüş olmalıydı. Odanın içinde hasta olmamı umursamadan dolandım.Siktiğimin kızı ne akla hizmet gelmişti buraya bilmiyordum ama okula gidince ona güzel bir ders vermem gerekecekti anlaşılan.
Onun yüzünden ağlamıştı lan Burak! Göz yaşına dayanamadığım çocuk onun yüzünden.Hay sikeyim.Elimdeki anahtara bakıp gülümsedim gizlice odasına girebilirdim bunun sayesinde.
Telefonumu ve diğer şeyleri eşortmanımın cebine koyup evden hızla ayrıldım.Biraz daha durursam kafayı yiyecektim gidip ona sarılmam her şeyi anlatıp öpmem lazımdı.Hızla durağa gelip Burak'ın evini tarif ettim.Kim bilir neler düşünüp üzmüştür kendini aptal çocuk böyle masum olmak zorunda mıydı sanki.
Taksiciye parasını uzatıp arabadan indim.Camına baktığımda ışıklar sönüktü zar zor uyumuş olmalıydı minik.Merdivenleri ikişer ikişer çıkıp.Ses çıkarmamaya özen göstererek kapıyı açtım.Sessizce ardımdan kapatıp Burağ'ın odasına yöneldim.
Bunların hesabını ona sormam gerekecekti.Resmen sevgilimin evine hırsız gibi girmiştim.Telefonlarımı açmayıp mesajlarıma cevap vermezse böyle olurdu işte.
Odasının kapısını ses yapmadan açıp içeriye girdim arkamdan aynı sessizlikte kapıyı kapatıp yavaşça ilerledim.Ağır bir uykusu vardı ses yapsam uyanmazdı ama ailesi uyanabilirdi ve bunu ikimizde istemezdik.Hoş şeyler olmaya bilirdi.Onlara burada olduğumu açıklayamazdım veya içeriye nasıl girdiğimi.
Cebime koyduğum telefonumu ve cüzdanımı anahtarla birlikte çalışma masasına bırakıp yatağının kenarına oturdum
Elimi kendi gibi dağılmış saç tutamlarına daldırıp yavaş bir şekilde taradım. Boynuna öpücük kondurduğum sırada burnumu dolduran kahve kokusuyla karnımda ki türbülansta kendini ufaktan gösterdi. Sanırım yeni zaafım buram buram kokan kahve kokusuydu. Kendimi sakinleştirmeyi denedim. Başarısız olunca Burağı dürttüm. Uyanmadı.
"Şhh uyan, yakışıklı prensin geldi." hafif aralık dudağına öpücük kondurdum.
"Ve beklemeyi hiç sevmiyor."
Gözlerini hafif açıp etrafa bakındı, benle karşılaşmayı şu mevzudan sonra hiç beklemiyor olmalıydı. Kaşlarını çatıp omzuma yumruk attı. Uyku sersemliğiyle fazla sert atmıştı küçük sıçan. Çenemi sıktım.
"Siktir git lan evimden , etrafımdan ve de hayatımdan." pikenin altından çeviklikle sıyrılıp ayağa kalktı.
"Prense yaptığın saygısızlıktan dolayı seni kalbime bir ömür boyu tutuklu olarak yargılıyorum." yüzünü kırıştırdı. O kadar da kötü değildi ya.
"Kıçımın prensi."
"Ağır konuşuyorsun.Bende konuşursam alyanak olursun."
"Konuş."
"Geçen gün üstüne ağırlığımı verdiğimde bile..." sözümü hızla bölüp üstüme atıldı. Kolundan tutarak zorla kucağıma oturttum. Çelimsiz vücudunun olması ilk defa işime yaramıştı. Aslında ikinci defa. Pekala bir-çok kez.
"Bel altı vuruyorsun." gözlerini kaçırdı. Kendimi Burağa bastırdığımda kulağına yaklaşıp fısıldadım.
"Böyle mi?" üzerimden kalkmaya yeltendiğinde kollarımı beline sardım. Çabası boşaydı.
"Uğraşıpta yorma kendini boşuna."sözümü dinlemişe benziyordu. Sırtını bana yasladı.
"Melisine git , rahat bırak beni."
"Hastaydım yatağımda uzanıyordum, Melis aramış annemde benim yerime telefonuma cevap vermiş. Sonra Melis geldi ,ona gitmesini söylerken sen geldin. Kısacası küçük bir yanlış anlaşılma ve zamanlama." yüzüme doğruluğumu sorgularcasına uzun bir süre baktı. Bu sırada manzaramın güzelliğinin keyfine varıyordum. Gülümsedi. İçim ısındı.
"Im üzgünüm, omzun acıdı mı?" omzuma doğru bakıp tekrar gözlerimi burağa odakladım.
"Yok hayır, sadece çıktı."
Dudağını büktü. Yanağıma elini koyup gözlerime baktı bir yandan'da yanağımı okşadı.
"Sende bana vur , ödeşelim." gözlerimi kısarak baktım. Dudaklarım saçma bir sırıtışın esiri olduğunda kaşlarını çattı.
"Hayır kaan saçmalama." yatağa yaslayıp arkasında yerimi aldım.
"Şşş sessiz ol burak." eşofmanını sıyırıp boxerı üzerinden kalçasını okşadım. Yüzünü yatağa gömdü.
Alt dudağımı ısırıp hissederek parmaklarımı daha derin yerlere ilerlettim.
"Burak!" ortamda duyulan yabancı sesle geriledim.
"Hassiktir."
-
İyi okumalar yorumlarınızı ve oylarınızı her zaman ki gibi bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Hükümdarı [BxB]
RandomÖpüyorum gökyüzü gibi bakan gözlerinden. ''Benim bir mucizeye ihtiyacım vardı ve hayat karşıma seni çıkardı.''Sevdiğinin söylediği cümle karşısında gözlerini seyrettiği manzaradan kaldırıp dizinde yatan sevdiğine baktı ondan böyle cümleler duymaya...