***
Suikastçılar, Çöl Şehri içinde birbirlerine sıkı sıkıya bağlılardı. Bu onların birbirleri arkasından iş çevirmesini engelliyordu ancak en önemli getirisi de saraya karşı beraber tek bir duruş sergiliyor olmalarıydı. Loncalar bu konuda çok netti. Lonca liderleri ise asla bu konuyu şüpheye bile taşımamak adına çok dikkatliydiler. Kaşmir, hırsızın eğitimi devam ederken, fırtına öncesi sessizlik arasında loncadan bir haber almıştı. Ekindeki elmayı bitirirken Şafak'ın ona gitmeden önceki konuşmasını dinliyordu.
Tori ve Alexander da onlarla oturuyordu ancak yine de aralarındaki soğuk hava dayanılır gibi değildi. Tori'nin ağzını bıçak açmıyordu. "Zaten çok konuşkan da sayılmazdı" diye geçirmişti Kaşmir içinden ama yüzündeki ifade, bundan daha kötü bir sessizliği gösteriyordu. Sessizliği hepsi için üzücüydü. Safir'i kaybetmek onu her geçen gün çok daha kötü etkiliyordu ama yine de ekipte buna üzülen tek kişi olmadığını bilmesini istiyorlardı. Herkes Safir'in boşluğunu bir şekilde hatırlıyordu. Tori henüz bilmese de, bu konu özelinde Alexander'ın kalp yarasının derinliği de hiç fena değildi.
Şafak alnını hafifçe ovarken konuşmaya devam ediyordu. Adam hiç yorulmuyor gibiydi ama bazen yaşlandığını anlamak için aralarda onu yakalayabiliyordu.
- Artık şu tüm suikastçılar birbirlerine güvenmeli konusunda biraz dikkatli ol Kaşmir. Bu ara kraliçe rahat durmayacaktır. Rüya büyücüleri ile deneyip, duracağını da hiç düşünmüyorum. Git, haber neymiş öğren ama ne olur dikkatli ol.
- Her zaman dikkatliyim patron.
- Hayır, değilsin.
Kaşmir gözlerini kısarak ona bakan eğitmenine daha fazla bakmamak için artık çöp olmuş elmasını atmak için ayağa kalktı. Loncadakileri özlemişti. Oradayken kimseye şüpheyle bakması gerektiğini düşündüğü bir anın geleceğini daha önce düşünmemişti. Sonrasında geri döndüğünde Şafak'ın Tori ve monka döndüğünü görmüştü. Parmağını sallayarak ikisini gösteriyordu.
- Siz de şu saçma gerginliğinize son verin bir an önce.
Alexander aslında hiçbir suçu olmadığını anlatmak ister gibi bakmıştı Şafak'a ancak Kaşmir de, Tori'nin direkt hedef alınarak konuşulmamasının daha yapıcı olacağına karar vermişti. Haksız sayılmazdı. Adam zaten depresyondaydı. Bu konuyu ne kadar uzatabilirdi, hiçbir fikri yoktu.
- Şahinci benimle gelmek ister misin?
Kaşmir sakince sorarken, yan gözle monka bakmıştı. Bunun iyi bir fikir olup olmadığını tartmadan konuşmuştu ama çok da kötü olmayacağını biliyordu. Yine de ondan emin değildi. Tori, şuan sadece yenilmenin kesin olduğu bir savaşa çıkmak dışında hareket etmeyeceğini söyler gibiydi adeta.
- Hayır.
- Bu kadar mı? Tek kelime ve nokta. Teşekkür edersin diye düşünmüştüm.
Kaşmir ona bakarken Tori gözlerini devirip, cümleyi ciddiye almadı. "İnanılmaz" diye geçirdi aklından Kaşmir ve yola çıkmak için ayaklandı. Gerçekten huysuz duridlerden hoşlanmadığına bir kez daha karar vermişti. Yeterince huysuz vardı hayatında.
- Neyse ben gidiyorum, bu sürede hırsıza göz kulak olursunuz. Arada bir bakın, gerilince saçmalıyor çünkü.
Bu yorumu Alexander'ı en geniş olmak üzere hepsini biraz da olsa gülümsetmişti. Tori bile biraz zorlansa da tebessüm etmeyi ihmal etmemişti.
- Çok sevimlisin.
- Kapa çeneni monk, sen onun etrafında fazla dolanma yeter. Zaten yeterince beğeniliyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöl Hırsızları (Kitap Oldu!)
Fantasyhttps://www.tilkikitap.com/kitaplar/?a=Çöl%20hırsızları https://www.dr.com.tr/kitap/col-hirsizlari/edebiyat/roman/turk-romani/urunno=0002115725001 https://www.tilkikitap.com/kitaplar/kitap-baski-zumrut-tanrioven-col-hirsizlari-3649.html https://www...