21. Bölüm "Suikastçı"

1.2K 130 7
                                    

Çoğu insan 10 yaşında hiçbir şey hatırlamaz. Ama neredeyse 5 yaşında bir çocuk olduğundan beri her güneş doğuşunda kalkmaya alıştırılmış biri olarak büyümek durumunda kalınırsa, hafıza çok daha farklı şartlara hizmet etmeye başlayan bir şeye dönüşebiliyordu. Hafıza hayatta kalmak için hatırlaman gereken her şeyi kusursuz bir şekilde depolamaya başlıyor. Sadece 10 yaşında bir çocuk için 15 yaşındaki biri kadar uzamış olmaktan sıkıntılı, kendini saklama konusunda şimdilik oldukça başarısız olan kristal mavisi gözlü çocuk, sonraki hayatı boyunca bolca yapacağı gibi kısık gözleriyle annesini seyrediyordu. 35 yaşında bir kadın için fazlasıyla çekici, kendisiyle aynı renkte olduğunu tahmin ettiği gözleriyle kusursuz denebilecek kadar güzeldi. Tek sorunu sevgi dolu olmamasıydı. Bu, çocuk için affedilebilir bir durum olmamaya başlamıştı. Kendi kendine büyüyor, lonca liderinin görevlendirdiği adamın kanatları altında yeteneklerini kazanıyordu. Annesini haftada bir kere görebiliyordu. Onu görmeye gelmeyişinin sebebini anlayamadığı için, kalbindeki ağırlıktan bir türlü kurtulamıyordu. Kafasına taktığı onca ihtimal yüzünden eğitimine olan konsantrasyonu da iyiden iyiye düşmüştü. Elinde olmadan duyduğu için kendinden nefret ettiği hayranlık yüzünden annesinden kısılmış, öfke ile serinletilen bakışlarını çekemiyordu bir türlü. Loncada olduğu günlerde bile ilk tercihi onu görmek olmadığı için durduramadığı bir öfke alevi büyüyordu içinde.

Omzuna konan kocaman, sıcak bir elle irkildiğinde gözlerinin dolmuş olduğunu yeni fark etmişti. kendini o kadar kasmıştı ki; göz yaşları hareket edemeyen birikinti gibi göz kapaklarının gölgesi altında öylece kala kalmıştı. İrkilmiş halde açılmış kocaman gözleriyle başını yukarı kaldırıp, ona gölge yapan adama bakıyordu. Bu, klan liderinin, onu eğitmesi için görevlendirdiği adamdı. Klan içinde doğan çocuklar, sahiplenilmediğinde, oraya ait olmaya mahkûmlardı. Zaten bu iş biraz genetikti. Hızlı olmak, dikkatli kalabilmek ve sevgi konusundaki kontrol gücü her insanın kolay kolay sahip olamadığı bir özellikti. Bu ihtimalle doğan kimseyi kaybetmek istemezlerdi. Ayrıca suikastçılar loncası kendi içlerinde çok daha aile gibiydi. Hırsızlar kadar acımasız olmazlardı. Öldüren ruhlar olabilirlerdi ama yine de bu çatı altındaki herkes kendini birbirine bağlı hissederdi. Çoğu tek başına çalışmaya alışık olsa da takım olarak çalışmaya hemen uyum sağlayabilirlerdi. Sebebi de lonca içindeki bu birlik alışkanlığı idi. Aşağıdan baktığında gölgesinin bile kocaman göründüğü adam onun göz hizasına inebilmek için çömeldi. Şimdi tam karşısında ona bakıyordu. Toprak rengi gözleri o kadar tok bir kahverengiydi ki, gözlerinden bakışlarınızı çekmek çok zordu. Simsiyah saçları beline uzanmak üzere uzamaya devam ediyordu ve düşündürücü bir sakinlikle, her şeye rahatlıkla göğüs gerebilecek bir adamdı. Onun gözlerinin dolduğunu ya da köşeye sıkıştığını görmek neredeyse imkansızdı sanki.

- Annen seni dünyaya getirdi. Onun görevi bu kadardı çocuk. Bundan sonra herkes gibi yalnız başına kendi yolunu yürümek ve ayakta kalmak zorundasın. Ondan veya başka kimseden fazlasını bekleyemezsin. Doğduğun topraklar daha fazla şefkat gösteremez.

Çocuğun iç çekişi ve sonra gözlerini bir anlığına yeniden uzaktaki annesine doğru çevirişi o kadar inciticiydi ki, az önce hayat gerçeklerinden bahseden adamın içi meşale ile yakılmıştı sanki. Hissettiği acı kocamandı. İsteği, çocuğun yeniden gülümsemesini sağlamaktı. Hayatı boyunca yanında olamayacağını biliyordu. Ne söylemeliydi? Onu tüm yaşamı boyunca dimdik tutabilecek ne söylemeliydi, onu düşünüyordu. Ama o söylemeden, çocuğun sesi çıkmıştı. Annesine dönen gözleri bir anda eğitmenin gözlerine dönmüştü. Ama öylesin güçlü dönmüştü ki; sanki göz bebeklerine kurşun akıtmışlardı, o buz mavisi gözlerin aldığı soğuk ton, içini ürpertti.

- Yalnız olmakla ilgili bir sıkıntım yok. Kimsenin benimle yürümesi gerekmez. Öğrenmem gerekenleri öğret yeter.

Eğitmen elinin altından kurtulup sert adımlarla dışarı çıkmak için holü yürüyen çocuğa bakakalmıştı. 10 yaşında bir çocuğun takındığı ifade, onu bile kendine getirmişti. Az önce doğru şeyi söyleyip söylemediğini tartmasına neden olmuştu. Artık içine kapanmasına neden olmuş olabilirdi. Asla ne hissettiğini söylemeyi beceremeyen biri haline dönüşmesine neden olmuş olabilirdi. Zaten bu haliyle bile anlaşılması zor biriydi. Kafasının içini anlamak neredeyse imkansızdı. Eğitmen iç çekti. Şimdilik yapılacak en iyi şey ona biraz zaman vermekti.

Çöl Hırsızları (Kitap Oldu!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin