Müzik önerisi medyaya eklendi.
Bu arada yorumlarınızı da heyecanla beklerim. Şimdiden iyi okumalar.
Kraliçe Hera, Çöl Şehri girişinde, Güney Sahilleri Kraliçesiyle görüşmek için bekliyordu. Aslında beklediği başkaları da vardı ancak onlardan ses çıkmıyor olması, daha önce olduğu gibi şuan onu iyi hissettirmemişti. Karşısındaki kızıl saçları tepesinde kocaman bir topuz yapılmış ve bembeyaz teninde bir sürü çille, incecik yüz hatlarıyla duran kadın Güney Sahilleri'nin kraliçesiydi. Onun hemen birkaç adım arkasında neredeyse 190 boyunda yine o bölgenin klasik özelliklerinden biri olan kızıl saçlara sahip adam da kraliçenin korumalarından biriydi. Suikastçıların ortak eğitim bölgelerinden biri olarak buradaki hemen hemen her muhafız lonca geçmişine sahip olduğundan bir hayli iddialıydı. Bu adam da karanlık gözlerinden en ufak bir anlam çıkarmayı başaramadığı bir şekilde, öylece duruyordu. Hera'nın birkaç adım arkasında da Hunter her zamanki gibi onun güvenliğinden sorumluydu. Normalde daha farklı amaçları peşinde koşuyorken, birden bire Komutan Kans'ın işleri bozma eğilimi ve saraya getirdiği ölüm büyücüsüyle, kendi kendine planlarını uygulamaya başlamış olması tüm yolunu değiştirmesine neden olmuştu.
Artık efsuncu ve ekibi onun medet umması gereken kişiler olmuştu. Beyaz prensi bir kere öldürmeyi başarmışlardı, yeniden yapabileceklerini düşünmek onu rahatlatıyordu. En azından denemeye değer tek plan bu gibiydi. Sonra yeniden beyazları almak ve yönetimin kontrolünü elde etmek konusundaki kısımları düşünecekti. Bu sonraki savaştı. Şimdi tüm şehri ölüler sarmadan beyaz prensten kurtulması gerekecekti. Bu işi karmaşık bir olaya dönüşerek, kendi tahtına yapılan bir saldırı olması çok beklenmedikti. Bunca sene onun hizmetini almışken, Beyaz prensin sonunda ona karşı bir oyun başlatması da inanılır gibi gelmiyordu ancak ne kadar reddetse de bu gerçekti ve artık buna karşı bir şeyler yapması gerekiyordu.
Kraliçenin zihninde asıl dönen şey, efsuncu ve ekibine ne olmuş olabileceğiydi. İç çekip Güney Sahiller'i kraliçesinden izin isteyerek Hunter'a dönüp, ona yaklaştı.
- Bu adamlara bir şeyler olmuş olmalı.
- Birini yollayalım mı efendim, baksın, durum nedir? Belki de gelmekten vazgeçmiştir.
Kraliçe dalgınca başını sallarken "hayır, öyle olamaz, efsuncularla çok defa iş yaptım. Hepsi de bu konuda hassas" dedi ve Hunter'ın yanlarındaki muhafızlardan birine işaret vermesi sadece birkaç saniyesini aldı. Zindanlarında öldürülen suikastçısına rağmen, Güney Sahilleri Kraliçesi ile bir şekilde anlaşmıştı. Üstelik ölüm büyücülerinin kendilerinin üstünde bir pozisyon almasını istemeyen rüya büyücüleri nedeniyle Artemis de ona destek vermeyi kabul etmişti. Zor olan kuzey ülkeleriydi. Ama yine de bu işin ne kadar büyüyebileceğini kestiremediğinden, ona bile emin olamıyordu. Belki de başlarındaki bela, hepsini bir araya toparlamayı sağlayabilirdi. Ya da tam tersi olurdu. Kraliçe çok uzun zamandır tahtını savunmak zorunda kalmamıştı. Şimdi ise bu durum onu ne yapacağını bilemez hale getirmişti. Çaresizlik, annesinden bu yana en sevmediği durumdu. Hep hareket edebilecek gücü bulmak zorundaydı. Bulacaktı.
***
- Hey, monk! Uyansana adam, gerçekten korkmaya başlıyorum.
Kaşmir iç çekerek, kendini monktan uzaklaştırıp, nişancıya baktı. Sanki her seferinde o bir şey yapabilirmiş gibi hissediyordu ancak ne yazık ki burada ikisi de bu baygın monkla kapalı kalmışlardı. Alexander durduğu pozisyonu değiştirmemişti bile. Sıcak ve kapalı alanın verdiği bıkkınlıkla nişancı da üstündekileri çıkarmış, pantolonunun kan kaplı lekelerini sunar şekilde, uzun bacaklarını uzatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöl Hırsızları (Kitap Oldu!)
Fantasyhttps://www.tilkikitap.com/kitaplar/?a=Çöl%20hırsızları https://www.dr.com.tr/kitap/col-hirsizlari/edebiyat/roman/turk-romani/urunno=0002115725001 https://www.tilkikitap.com/kitaplar/kitap-baski-zumrut-tanrioven-col-hirsizlari-3649.html https://www...