68. Bölüm "Kraliçe'nin Aramağanı"

651 74 136
                                    

Herkese selamlar, bu da hırsızın yoldaki ağır taşlarından biri için önemli bir bölümdü. Heyecanla yorumları beklerim ve şimdiden iyi okumalar. 

Bu arada uzun soluklu bir fantastik, macera serisi olan "Fener Adası Maceraları 1 ve 2. kitapları" raflarda yerini aldı. Aynı zamanda da online olarak tüm kitapçılarda bulunuyor. 

Yazarlıkla ilgili yıllardır verdiğim mücadele ve gösterdiğim tutkunun meyvelerinden sadece ilk ikisi olan kitaplar "Adada İsyan" ve "Okyanus Savaşı" olarak yayınlandılar. Bunu da ek bilgi olarak gururla paylaşmak isterim ki siz en sevdiklerim de belki merak eder. :) 

Şimdi buyurun Çöl Hırsızları 68. Bölümümüze;

***

Kraliçe doğum yaptığında, tüm saray kutlamalara hazırlanıyordu. Bu haber için her yere duyurular gidiyor, kraliçe ve krallar davet ediliyordu. Bu adetti. Bir sarayda yeni bir varis olduğunda tüm ülkelere davet giderdi. Bazıları geri döner ve "tebrik" ettiklerini söyler ancak seferde ya da başka bir durum içinde olduklarından gelemeyeceklerini iletirlerdi. Bazıları hemen geleceklerini söylerlerdi ancak bazı ülkeler ger dönüş yapmayacak kadar mesafeli olduklarından, zaten beklenmezlerdi. Ülkelerin hepsiyle iyi geçinmek çok zordu, kraliçe saraya geldiğinden beri bu konuda çok yol kat edilmişti ancak elbette tamamı için bu mümkün değildi.

Doğum sebebiyle kral mutlu ve ortalarda gözükmez halde meşguldü. Ancak bu doğumla beraber buruk hisseden tek kişi kraliçeydi. Kendininkiler gibi menekşe rengi gözleriyle ona bakan kızıyla sessizce otururken, aklında geride bıraktığı bebeği vardı. Bu yüzden kalbi kırık ve yaralıydı. İçinde başka hiçbir yerde bulamayacağı bir parça eksikti. Bunu nasıl yöneteceğini bilmiyordu ve kralın isteğiyle ismini "Hera" koydukları bu bebeği, onun kadar sevebileceğine de emin değildi. Ya da sevecekti, ondan bir parça olduğu için sevecekti ama Harlem'in kokusunu bulamadığı için hep geri çekilmek zorunda kalacaktı. Ne olursa olsun, rüyasında görüp ismini Athena koyduğu bebeğinin neye dönüştüğünü göremediği için bir parçası da hep bu aileden nefret edecekti. Bunları düşünürken içine işleyen acıyla bir iki damla gözyaşı dökmüş olmanın hissiyle derin bir nefes aldı.

Sonra yerinden yavaşça kalkarken odaya çağırdığı yardımcılardan birine bebeğini verdi ve birkaç saate döneceğini söyleyerek üzerine başlığı da olan beyaz bir pelerin alarak odadan çıktı. Saray bu kadar hareketli, gelen giden bu kadar çok ve kutlama ruhu ortalığa yayılmışken nereye gittiği sorgulanacağı için ve kral bundan hoşlanmayacağından gizlice arka çıkışlardan birini kullanmak için zindana indi. Burası en derin zindanlara açılan, onların yaşam alanlarının uzağında bir kanattı. Zindanlara inen koridorlardan birinde ince bir duvar çıkışı vardı. Burası bilinen en gizli çıkışlardan biriydi ve arka bahçeden çıkmayı kolaylaştırıyordu. Diğer türlü ön kapıdan ya da labirentli bahçeden de çıkılabiliyordu ancak labirent tercih etmediği bir bölgeydi.

Kraliçe kendini duvardaki aralıktan iterek dışarı çıkardı. Duvara sürten sırtının acısını bile hissetmiyordu. Temiz havaya çıktığında, saraydan bir an bile uzaklaşmış olmanın getirdiği rahatlamayla bir nefes bıraktı. Sonra hızlıca suikastlığın getirdiği çeviklikle kendini saray bölgesinden uzaklaştırdı. Çöl Şehri'nin suikastçıları silahları için başka başka yerlere gidebilirdi ama gizlice yer altı şehrine indiğinde o doğrudan kendisininkine gitti. Hançer ustası onun çocukluğundan beri hançerlerini yapan adamdı. Çok yaşlanmıştı ama hala yeteneklerini kaybetmemişti. Hafifçe dökülmeye başlamış gri saçları ve yüzündeki mutlu gülümsemeyle onu karşıladığında, yerinden zorla da olsa kalkmış ve kapıdan içeri giren kadına sıkıca sarılmıştı.

Çöl Hırsızları (Kitap Oldu!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin