Selamlar, yeni bölümle monkun iç dünyasına biraz daha iniyoruz, yorumlarınızı da heyecanla beklerim. :)
Bu arada raflarda olan ve yeni başlayan fantastik kurgu serisi için de artık dağıtım tamamlandı. Göz atmak isteyenler olursa diye link de ekleyeyim;
https://www.dr.com.tr/Yazar/zumrut-tanrioven-yazici/s=10084139
https://www.kitapyurdu.com/yazar/zumrut-tanrioven-yazici/211587.html
ve diğer tüm sitelerde de raflarda da bulabilirsiniz.
Şimdi iyi okumalar... :) Herkese de kocaman sevgiler.
***
Monk, Fin'i ilk kez bu kadar uzun zamandır görmemişti. Ama şu an tam da ihtiyacı olduğu bir andaydı ve kimsenin bilmemesi gereken bir işe kalkışıyorsa, kurtarıcısı hep bu tilkiydi. Onun kızıl saçlarını ve sonra dönüştüğü kızıl tilkiyi düşününce gülümsedi. Bilinçli olarak güldürmese de hep komik öğelere sahipti ve bu yüzden onu en iyi arkadaşı olarak görmekten hiç çekinmeyecekti. Dürüsttü ve gerçek bir insandı. Olduğu gibiydi. Yaşadıkları tüm zor anlarda hep birbirlerini kollamışlardı.
Ancak şimdiye kadar durumu kabullenmekte zorlanıp sonra da bunu paylaşmaktan çekinen bir monk olarak Alexander, Safir'den bir kere bahsetmişti ve şuan yapmaya gittiği şey için de Fin'in bir direniş gerçekleştireceğine neredeyse emindi. Yine de bunun çok zorlayıcı bir "hayır" olmayacağından da aynı şekilde emindi. Safir'i gördüğünde bu kısmı tamamen bile atlayabilirdi çünkü yumuşak kalpli bir adamdı.
Safir, Fin'le birebir ilk kez tanışacaktı ve bunun sebebi de oldukça ilginç olacaktı ama Alexander'ın anlattığı hikayelerin temel kahramanlarından olduğundan da bu durumdan oldukça mutluydu. Yol boyunca neden hoşlanmadığı konusunda bilgiler almaya çalışmıştı. En son "mesela çok soru sorulunca falan gerilir mi" diye sorduğunda Alexander kolunu omzuna atmış olduğu Safir'i kendine çekip, başının üzerine bir öpücük bıraktı.
- Hayatım niye bu kadar gerildin acaba?
- Bilmiyorum uf! Sadece sanki anne babanla tanışacakmışım gibi hissettiriyor. Sonuçta her anına şahit ve beraber çok şey yaşamış olduğunu tek insan sanırım.
- Yine de bence bu kadar abartma. Ayrıca seni her türlü sevecektir zaten, sadece benim bu kadar aşık olmam bile onun ihtimalini hiçe indirir ki herkesi büyüleyen enerjini saymıyorum bile. Üstelik görünce anlarsın ama Fin çok... sıcak kanlıdır.
Safir gülümseyerek omzunu kaldırdığında, hafifçe uzanıp monkun çenesini öptü. Hep ne demesi gerektiğini bilen bir adamla olmanın şansını yaşıyordu. Gerilmesine hiç izin vermiyordu. Hiç bir zaman.
- Biri seni benden kaparsa çok kötü bir kadına dönüşebilirim, çok ciddiyim.
Monk tüm güzel dişlerini de ortaya çıkaran tatlı bir kahkaha atarken, parlayan çikolata rengi gözleriyle Safir'e baktı.
- Sevgilim sadece sana hissettiğimi kabul etmem bile çok uzun zamanımı aldı ve sana gelene kadar da neredeyse 30 sene geçirdim, kimse de benimle olamadı. En azından bir 30 sene daha güvendeyiz bence. Ayrıca şimdi yapmaya gittiğimiz şey, zaten bunun olamayacağını da kanıtlıyor.
- Bunu yapmak istediğine emin misin? Yani sonuçta birinin ruhunu kendine bağlamak, onu asla unutturamamaları demek. Yani bir monk için çok büyük bir sorumluluk. Benim hesaplarımı da vermek zorunda kalabilirsin.
- Bunu seve seve yaparım aşkım. Öyle büyük günahların olacağını da sanmam benim baştan çıkarmaya çalışman dışında.
- Hiç de öyle bir çabam yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöl Hırsızları (Kitap Oldu!)
Fantasyhttps://www.tilkikitap.com/kitaplar/?a=Çöl%20hırsızları https://www.dr.com.tr/kitap/col-hirsizlari/edebiyat/roman/turk-romani/urunno=0002115725001 https://www.tilkikitap.com/kitaplar/kitap-baski-zumrut-tanrioven-col-hirsizlari-3649.html https://www...