10.bölüm

298 47 6
                                    

Keyif almanız dileğimle... Yorum ve oylarınızı bekliyorum :)

Ertesi sabah erkenden dersi olduğu için kahvaltı bile yapmadan evden çıktı Yağmur.
Önceki gece Buğra'nın saçma tavrından sonra sinirleri iyice gerilmişti ve Alkan abisinin arkadaşının düğününün olduğu yere gitmişti.
Tek başına gittiği için biraz azar işitmişti kuzeninden, ama biraz kendine acındırınca Alkan hemen yumuşamıştı.

Boş bakışlarla, bir saattir dersi bir türlü bitirmeyen hocasına baktı. Sabahın köründe ders bu kadar uzatılır mıydı arkadaş. Gözleri kapanırken zorla açıyordu. Sonunda hocaları çıkabilirsiniz dediğinde genç kız, uykulu gözlerle çıkıp kendine bi kahve aldı.

Bahçeye çıkıp, kahvesini içerken, Zerrin ve Nur ona doğru gelmeye başladı. Genç kız sıkıntılı bir nefes verdi. Şimdi onları çekecek halde değildi ama yapacak bir şey yoktu.
"Naber Yağmur?" diyerek yanına oturdular. Genç kız nezaketen gülümseyip
"İyiyim kızlar, sizden?" diye cevap verdi ve sonrasında mecbur kalmadıkça konuşmadı.

Bir süre sonra Deniz de aralarına katıldığında konu bir şekilde dün geceye geldi.
Zerrin elindeki telefondan magazin sayfalarına bakarken telefonun ekranını kızlara gösterip
"Yağmur? Dün gece Kaan Yıldırım'ın doğum günüymüş. Sende gittin mi?" diye sorunca genç kız gözlerini kaçırıp başını salladı.
Nur ona kıskançlıkla bakıp
"İnanamıyorum ne kadar şanslısın orada bir sürü ünlü vardır" dediğinde Yağmur göz devirdi.
"Evet özellikle de mankenler" diyerek kahvesini yudumladı.
Daha sonra kızlar bu konuyla ilgisi onu sorguya çekmek istese de, kendini fazlasıyla rahatsız eden akşamla ilgili konuşmamak için elinden geleni yaptı.
Bir süre sonra Zerrin ve Nur onun ağzından laf alamayacaklarını anlayınca, dersleri olduğunu söyleyip yanından kalktılar.

Deniz'le yalnız kalınca Yağmur diğerlerinden daha yakın gördüğü arkadaşına baktı.
"Deniz... Yardımına ihtiyacım var. Kafam çok karışık" dedi.
Deniz zaten onda bir gariplik olduğunun farkındaydı ama kendisi konuyu açana kadar beklemek istemişti. Elini kızın omzuna koydu ve bir psikolog edasıyla
"Anlat bana tatlım, anlat ve rahatla" dedi.

"Deniz... Böyle bir durumda olduğuma inanamıyorum ama ...
Ben, dün Orkun'la kız arkadaşını yan yana görünce tuhaf şeyler hissettim ve bu duygu bana çok yabancıydı. Belki de birbirlerine çok yakışmalarını kıskandım bilmiyorum. Orkun bir hafta öncesine kadar bana karşı çok arkadaş canlısıyken birden mesafeli davranmaya başladı. Tanıştığımızdan beri onu hiç bu kadar soğuk gördüğümü hatırlamıyorum doğrusu...

Öte yandan işin birde Buğra tarafı var. Çok tuhaf bir adam. Hem mesafeli hem sıcak.. Bilmiyorum hep sakladığı bir acısı var. Ama bazen o acısını unutup benimle sohbet ediyor ve o zaman çok doğal oluyor. Ama o anlar da kısa sürüyor genelde.

Ne kadar anlaşmaya çalışsak da sürekli bişey çıkıp birbirimize ters bakışlar atarken buluyorum kendimi... "

Yağmur sustuğunda Deniz ona gülümseyerek bakıyordu. Yağmur utançla başını öne eğip
"Çok tutarsız konuştum değil mi? Ya niye böyle oldum ben dengem şaştı valla. Saçmaladım iyice" diye kendi kendine sızlanmaya başladı.

Deniz arkadaşının elini tutup dikkatini çekti.
"Yağmur, kendine yüklenmeyi bırakır mısın artık.
Sen şimdiye kadar hep dar bir çevre içindeydin ve birden kendini ulaşılmaz gördüğün insanların arasında buldun. Doğal olarak kafan karışmış olabilir. Üstelik sen Dark Team ünlendiğinden beri Orkun'a hayran olduğunu biliyorum. Hiç saklamaya çalışma. Bunu hoşlantı sanmış da olabilirsin."

Deniz'in söyledikleriyle Yağmur gözlerini kaçırmaya başladı. Onun sessizliğiyle Deniz konuşmaya devam etti.
"Bak Yağmur, bazen kendi duygularımızın farkına varamayız. İnsanız ve öyle kusursuz yaratılmışız ki. Bazen iç seslerimizi bile korkutup kaçırırız ve bundan haberimiz olmaz. Sen Orkun'dan hoşlandığını sanıyorsun ama aslında sadece basit bi hayranlık seninkisi. Yoksa onu yanında kız arkadaşıyla gördüğün an duramazdın yanlarında.

DENGESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin