14.bölüm

301 40 9
                                        

YORUM VE OYLARINIZI BEKLİYORUM. KEYİF ALMANIZ DİLEĞİMLE :)


Yağmur eve geldiğinde annesine yakalanmadığına sevinmişti. O gelmeden yemek işine girişip sanki gün boyu evdeymiş gibi görünmesi gerekiyordu.

Gerçi nereye kadar saklayacaktı ki bu durumu. Annesi bişeyler olduğunu sezecekti. O kızının kafası karışmasın daha fazla üzülmesin diye işten ayrılmasını sağlarken, kızının onlardan biriyle sevgili olduğunu duyarsa kim bilir ne hissederdi.

Öte yandan Buğra'ya da cevap vermekten kaçmıştı genç kız. Peki tekrar sorduğunda ne diyecekti. Orkun'la ikinizin arasında kafam karıştığı için annem ayrılmamı istedi mi diyecekti.
Buğra'ya zaten büyük bir haksızlık yapıyordu. Bunun için vicdanı yeterince huzursuzdu zaten.

Sonra bugün onunla geçirdiği birkaç saati düşündü. Şimdiye kadarki Buğra 'yla bugünkü Buğra arasında dağlar kadar fark vardı sanki. Sürekli gülümsüyor ve huzurlu bakıyordu gözleri.
Onun bu kadar güzel güldüğünü tahmin edemezdi Yağmur. Normal zamanlarda olduğu gibi çok konuşkan değildi zaten ama, onunla birlikte olmak sandığı kadar sıkıcı değildi galiba.

Genç kız sofrayı kurarken annesi gelmişti. Arzu hanım kızının hazırladığı sofraya bakıp gururla gülümsedi.
"Ellerine sağlık güzel kızım, herşey harika görünüyor" diyerek yemeğe başladı.
"Afiyet olsun anneciğim" diyerek Yağmur da yemeğini yemeğe başladı.

Güzel bir sohbetle yemeklerini yerken Yağmur'un telefonu çalınca annesi telefonu eline aldı ve hafif kaşlarını çattı
"Buğra arıyor!" derken genç kız tedirgince annesinden telefonu alıp, onun sorgulayan bakışları üzerindeyken odasına geçti.

"Efendim Buğra"
"Bir an hiç açmayacaksın sandım"
"Yemek yiyordum da, ondan geç açtım" diyince Yağmur saçma bi cevap verdiğini düşünüp yüzünü ekşitti. Buğra bir an duraksadıktan sonra
"O zaman yemeğini ye Yağmur ben, sadece sesini duymak istemiştim"

O anda Yağmur çok şaşırdı, herşeyi duymayı beklerdi ama böyle bir gerekçeyi beklemezdi.

Ne diyeceğini bilmeden annesine yakalanma korkusundan
"Peki öyleyse ben daha müsait bir zamanda seni ararım. Görüşürüz" diyerek telefonu kapattığında saçmalamadığına inandırmak istiyordu kendini.

Odasından çıkıp sofraya geldiğinde annesi, kollarını göğsünde kavuşturup soru dolu gözlerle bakıyordu kızına.
"İşten ayrıldığın halde neden hâlâ görüşüyorsun onlardan biriyle?" dediğinde Yağmur aklına gelen ilk yalanı söyledi
"Şey anne biz proje ortağıyız ya, Buğra onunla ilgili konuşmak için aramış beni" dedi.

Annesi ciddi bir ifadeyle yemeğine dönünce, sorgulama bitti diye sevindi genç kız.

Diğer yandan yine Buğra'yı başından atmış gibi olduğunu düşünüp kendini kötü hissediyordu. İçindeki sesler yine kavgaya tutuşmuştu.

Ahh... Acaba en başından böyle bişeye hiç kalkışmasa mıydı ki?

                
                                 ***

Ertesi gün okula geldiğinde, dersten sonra kendini kütüphaneye attı. Projeleri için artık başlamaları gerekiyordu ama hâlâ bişey yapmamışlardı.

İhtiyacının olacağını düşündüğü kitapları tek tek inceleyip eline alırken, yüksek raflardan birine uzanmak istedi ama başaramadı. İkinci denemesinde de sonuç aynı olunca elindekileri yere bırakıp zıplayarak almaya çalıştı.

Bu sefer kitabı almayı başarmıştı ama dengesini sağlayamayınca arkaya doğru düşmekten kendini alamadı. Birine çarpıp yere çakılmaktan kurtulduğunu düşünürken, çarptığı kişinin aslında kendini tuttuğunu farketti.

DENGESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin