19.bölüm

212 33 11
                                    

Keyifli okumalar dilerim, yorum ve oylarınızı bekliyorum :)

Bütün gece uykusuzluktan gözleri kızarmıştı Arzu'nun. Abisi ve yengesi artık gitmesi gerektiğini söylemiş ve onu eve göndermeye ikna etmişlerdi.

Yine de onları bırakmak içine sinmiyordu ama çalışması gereken bir işi vardı.
Abisi ve yengesi bu dünyada sahip olduğu tek aileydi. O yüzden onlar için kendinden bile vazgeçebilirdi. Onlar olmasaydı, İstanbul gibi büyük bir şehirde tek başına kızıyla nasıl hayata tutunacaktı.

Yağmur doğduktan sonra, yengesi annelik tecrübelerini kendiyle paylaşmış, kızına yarı anne olmuştu. Bu sırada abisi sayesinde açıktan liseyi ve üniversiteyi bitirip iyi bir işe girmişti.
Normalde yine onlardan ayrılmak istemezdi ama, iki oğlu olan bir ailenin yanında kızını büyütmek zor olacağı için, birkaç yıl önce ayrı eve çıkmıştı kızıyla. Okulun evlerine yakınlığını bahane etse de abisiyle yengesi onu anlamışlardı.

Arabasını park edip bitkin bir halde evine girdi. Yağmur'un rahatsız olmaması için kapının kilidini sessizce açıp içeri girdiğinde, koltukta uyuyan bedene baktı.
Kızına ait olmayacak kadar iriydi. Aslında bir an o ikisini hastaneden birlikte gönderirken aklına böyle bişey gelmişti ama... Tamam kabul ediyordu, daha kötüsü gelmişti ama yine de ihtimal vermemişti Buğra'nın evinde kalmasına.

Kızının odasına girmek için kapıya dokunduğunda kilitli olduğunu görünce gülümsedi.
"İşte benim kızım" diyip mutfağa girdi ve kahvaltı hazırlamaya başladı.
O iki uykucuya aslında iyi bir fırça çekmek istiyordu ama, Alkan'ın içinde bulunduğu durumdan dolayı fazlasıyla duygusaldı şimdi. Hem kendinin haberi olmamasına rağmen, Buğra'nın evinde kalıp, efendi gibi salonda yatması kadının gözünde Buğra'yı bir tık yükseltmişti.

İşi bittiğinde salondan gelen sesle oraya yöneldi. Buğra'nın uyandığını görünce ona doğru ilerledi. Kollarını göğsünde kavuşturup
"Günaydın" derken, genç adam utançla başını öne eğdi
"Günaydın Arzu hanım. Bakın ben dün gece eve gidecektim ama Yağmur kabus görünce-" dedikten sonra devamını getiremedi, bu sırada kadının hâlâ kendine kızmamış olmasına şaşırmıştı.

"Bak Buğra... Sizi ilk gördüğümde çok kızdım çünkü ben kızım üzülmesin diye işten ayrılmasını sağlarken onun gidip seninle sevgili olmasını beklemiyordum."

Buğra soran gözlerle kadına bakıp
"Neden üzülmesin diye... Yoksa Yağmur onunla ilk tanıştığımız sıralar, anlaşamadığımızı size anlatmış mıydı?" diye sorunca, Arzu hanım biraz düşündü bunu söyleyip söylememek arasında kalsa da, Buğra'nın sevgisini test etmek istiyordu.

"Evet anlattı. Ayrıca ben sandım ki, Yağmur Orkun'u kıskandırmak için seninle birlikte. Onun Orkun'dan hoşlandığını sanıyordum. O yüzden böyle bişey yapmasını konduramadım kızıma. Ki zaten Yağmur böyle birşey yapacak biri değil... Ben biraz fazla duygusal yada ebeveyn gibi düşünüyorum galiba"

Buğra duyduklarıyla beyninin uyuştuğunu hissediyordu. Ne demek Orkun'u kıskandırmak için... Karşısındaki kadının ne söylediğini umursamadan ayağa kalktı
"Benim gitmem lazım. Hoşçakalın" diyip kendini evden dışarı attı.

Kafası karma karışık olmuştu. Yağmur yapmazdı değil mi? Orkun'u kıskandırmak için kendini kullanmazdı. Hadi her hareketi yalan olsa bile, dün gece onu öptüğünde verdiği tepkiler... Bunları sevmediği biri için yapmazdı kimse.
Kendini açıp korkularını, sırlarını paylaşmıştı dün gece. İnsan sevmediği birine böylesine açmazdı kendini.

Yada sinir krizi geçirdiği zamanlarda, nasıl destek oluyordu kendine. Bunu kimse zorla yapmazdı. Biliyordu, Yağmur böyle bir şey yapacak biri değildi, ama yine de kalbindeki ağrıyı söküp atamıyordu....

DENGESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin