18.bölüm

220 35 0
                                    

Keyif almanız dileğimle... Yorum ve oylarınızı bekliyorum :)

Geceye doğru Alkan, normal odaya alınsa da annesi ve babası dışında kimseyi yanına almamışlardı. Yağmur sıkıntıyla nefesini verirken Buğra'ya baktı.
"Benim yüzümden sende perişan oldun, üstelik sende iyi gününde değildin" dediğinde Buğra hüzünle gülümsedi. Elleri kızın ellerini sararken konuşmaya başladı
"Öğleden sonra yaşadığım sinir krizini kimin sayesinde kısa sürede atlattım acaba. Sen her zaman nasıl benim yanımda oluyorsan, bende senin yanındayım Yağmur.

Annenin bakışlarından ne kadar korksam da seni bırakıp gidemiyorum"

Genç kız yorgunca gülümsedi ve başını Buğra'nın omzuna yasladı. Bu iyi gelmişti işte. Bu sırada koridorun sonunda annesini görünce başını hemen kaldırdı Buğra'nın omzundan.
Annesi sinirli ifadesini bozmayıp yanlarına gelirken Yağmur'a arabasının anahtarını uzattı.
"Burda kalmanın bir anlamı yok Yağmur, sen arabayı al eve git ben dayını yalnız bırakamam" dedi

Bunun üzerine Buğra çekinerek
"Arzu hanım, Yağmur'u ben eve bırakırım. Arabanızın sizde kalması daha mantıklı değil mi her ihtimale karşı" dediğinde Yağmur annesine baktı.
İfadesiz bakışlarından biraz korksa da annesi sadece
"Peki tamam" diyerek yanlarından uzaklaştı.
Arzu'nun sessiz kalışı şimdi kızıyla böyle bir ortamda ağız dalaşına girmek istememesiydi. Herşey yoluna girince ifadesini alacaktı kızının ve tuhaf çocuğun...

Hastaneden çıkarken, genç kız gecenin soğukluğuyla titremişti. Buğra kolunu omzuna sarıp arabaya yürüdü.

Gecenin sessizliğinde trafikte ilerlerken, Buğra'nın telefonu çalınca ablasının aradığını gördü.
Yağmur yorgunca başını yasladığı koltuktan kaldırıp genç adama döndüğünde, Buğra ekrana gülümseyip,
"Geç bile kaldı" diyerek telefonu meşgule aldı.
"Neden açmadın ki merak etmiştir ablan?" dedi Yağmur. Buğra hissiz bir gülümseme sundu ona
"Şuanda seninle ilgilenmem gerek Yağmur, kendi dertlerime biraz ara vermek istiyorum" diye cevap verip, gözlerini yola çevirdi.

Yağmur onun adına üzülmeden edemedi. Daha ona sinir krizi geçirten şeyi bile öğrenememişti.
Ama şimdi kendi derdini bile unutup Yağmur'a destek oluyordu.

Evin önüne geldiklerinde Yağmur arabadan inecek zaman Buğra'ya baktı.
"İstersen gel bişeyler yiyelim. Bu saate kadar aç kaldık" dedi.
Genç adam bu daveti hemen kabul ederdi etmesine ama, Yağmur'un kendi yüzünden annesiyle arasının açılmasını istemiyordu.
"Annenle daha fazla aranız açılsın istemem Yağmur" derken genç kız onun elini tutup
"Bundan daha kötüsü olamaz, gel hadi." dedi. Buğra bunun üzerine arabayı uygun bir yere park edip indi ve birlikte eve girdiler.

Asansöre bildiklerinde ikisi de sessizdi. Yağmur o an düşünmeye başladı. Düne kadar nefret ettiği adamla şimdi herşeyini paylaşıyordu. Üstelik ne kadar kendine bile itiraf etmese de Buğra'ya olan yakınlığının Göksu'ya verdiği sözle pek de alakası olduğu söylenmezdi.

Belki ikisi de, birbirlerine ihtiyacı olduğunun farkında bile değildiler ve şartlar onu bir araya getirince bunu göreceklerdi.

Asansör durduğunda Yağmur evin anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. Birlikte içeri girince, Buğra'nın kapıda durup çekingen bir tavırla etrafa bakması onu güldürmüştü.
"Lütfen gir içeri, yemem seni" diyince Buğra gülümseyip içeri girdi.

Genç kız mutfağa girip alel acele yiyecek kahvaltı türü bişeyler hazırladı ve iki kupa çıkarıp sallama çayı da ekleyince en kısa sürede hazırlanan şeyi hazırlamış oldu. Buğra'ya seslenip ona yemek hazır dediğinde, genç adam bu ses tonunda annesinin sıcaklığını buldu bir an...
"Buğra... Yemek hazır oğlum, anneyi bağırtma artık..."

DENGESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin