3.bölüm

476 51 10
                                    

Keyif almanız dileğimle... İyi okumalar :)

Program reklam arasına girdiğinde gençler nefes almak için kulise gitmişti.

Buğra her ne kadar bir kaç yıldır bu duruma alışsa da, canlı yayın programları onu geriyordu. Stresten kuruyan boğazına bir bardak soğuk su içmek iyi gelmişti.

Elini cebine attığında telefonunu bulamayınca, onu makyaj odasında unuttuğunu hatırladı, ve o anda babasının gündüz ona söyledikleri aklına geldi. Hesabına para yatırmasını istemişti ve genç adam yoğunluktan bunu unutmuştu.

Aslında hiç içinden gelmiyordu ama ablası için susuyordu. Çünkü babasıyla ne zaman arası açılsa bu durumdan en çok ablası etkileniyordu. Şu hayattaki en büyük yaşam sebebiydi ablası. Hayatında ondan daha değerli kimse yoktu. Tabi bir de Dark Team.

Bu düşünceler içinde makyaj odasına girdiğinde, telefonunu Yağmur'un elinde görünce tüm sinirleri başına üşüştü.

Genç kız kendini görür görmez telefonu bırakıp çıkmak isterken, Buğra onun koluna yapışıp dışarı çıkmasını engelledi.
"Ne işin vardı telefonumla?" dediğinde genç kızın tedirgin bakışları onu daha da kızdırmıştı.
"Ne yapıyordun dedim sana?" diye daha sert bir tonla sorarken Yağmur titreyen kirpikleriyle bakışlarını yerden kaldırıp Buğra'ya baktı
"Defalarca çalınca önemli birşey olduğunu düşündüm. Senin telefonun olduğunu bile bilmiyordum" dediğinde,  Buğra sert bir şekilde bıraktı kızın kolunu, sinir bozucu bir yavaşlıkla kulağına eğilip
"Tehlikeli sularda yüzme" diye fısıldadı ve telefonu alıp dışarı çıktı.

Yağmur tüm dik durma gücünü kullandığı için yorgun düşmüştü. Yere çöküp ağlarken elini yüzüne kapattı. O hiçbir zaman kendini çok iyi savunabilen, güçlü bir karakter olmamıştı. Genellikle sessiz olan, susan ve haklı olduğu halde vazgeçen kişilikte biri olmuştu.

Daha ilk günden Buğra'nın ona bu kadar yüklenmesi, Yağmur'un tüm gardını yıkmıştı. Gözlerini silip ayağa kalktığında, içeri giren Orkun ve Kaan merakla yanına koşturdu.
"İyi misin Yağmur?" diyen Orkun ve
"Ağladın mı sen?" diyen Kaan'a sessizce baktı genç kız, ama içindekileri onlara belli etmedi
"İyiyim, sadece migrenim tuttuğunda böyle oluyorum" diyerek onları geçiştirmeye çalıştı. Onların sessiz kalmasıyla kendini odadan dışarı atabildi.

Gençler Yağmur'un sunduğu bahaneye pek inanmasalar da, onu zor durumda bırakmamak için inanmış gibi yaptılar. Buğra ile yeni tanışan insanlarda bu durumu görmeye alışıklardı çünkü.

Program bittiğinde, Bükre hanımın ısrarlarına rağmen yalnız gitmek istemişti genç kız.
"Bak Yağmur, annen benim için değerli biri ve ilk günden bana emanet ettiği kızını gecenin bir vakti, yalnız başına bırakmamı istemen ne kadar doğru?" derken genç kız kibarca gülümsedi.
"Gerçekten sorun olacak bir durum yok, evim yakın zaten. İyi geceler." dediğinde kadın ne kadar istemese de başını sallayıp
"İyi geceler tatlım." dedi.

Sessiz gecenin temiz havasını solumak iyi gelmişti, çok uzakta olmayan taksi durağına yürürken, önünde duran arabayla adımlarını yavaşlattı. Arabanın kapısını açıldığında Orkun, yüzünde sempatik bir gülüşle inmişti arabadan.
Ona soran gözlerle baktığında, genç adam kendini açıklama gereği duydu.

"İlk günden seni yalnız başına eve göndermek istemedim. Gel evine bırakayım seni" dediğinde genç kız çekimser bir bakışla baktı ona.

"Şey aslında ben-" diye kem küm ederken Orkun telefonunu çıkarıp birini aradı, kendini izleyen kızın şaşkın bakışlarıyla keyiflenerek konuşmaya başladı.

DENGESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin