15.bölüm

265 37 2
                                    

Yorum ve oylarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar dilerim :)

Eve geldiğinde Yağmur'la baktığı fotoğraflara tekrar baktı Buğra... Sonra babasının gençlik fotoğrafları ve kendi fotoğraflarını karşılaştırdı, ama gerçekten hiçbir benzerlik yoktu.

Annesiyle de benzemiyordu. Ablasıyla hiç benzemiyordu. Yoksa... Onu evlat edinmiş olabilirler miydi?
Şimdiye kadar aklına dahi gelmeyen ihtimal, Yağmur'un söylediği basit bir cümleyle aklına girmişti genç adamın. Ergenlik yaşlarında babasıyla arası kötü olduğu için düşünürdü ama ciddi anlamda böyle şeye ihtimal vermemişti...

                              ***

Buğra'yla birlikte hazırladıkları taslakları sıralarken düşünüyordu Yağmur. Onunla olmak korktuğu kadar kötü bir şey değildi. Buğra sevgili olarak gayet düzgün bir adamdı, ama neden daha önce o kadar kötü davranmıştı ki kendine?

Ortaokula giderken erkekler hoşlandıkları kızlara kötü davranarak dikkat çekmeye çalışırdı. Buğra da onlardan mıydı yoksa...
Aklına gelen şeyle gülümserken annesinin kendini izlediğini farketti. Onun televizyona daldığını zannedip kendi kendine içinden düşünüp yüzüne yansıtıyordu ama şuan yakalanmıştı.
"Kızım gerçekten çok komik görünüyorsun şuan" diyen Arzu hanım kızının gülümsemesiyle kendi de gülümsüyordu.

"Sanırım seni işten çıkararak iyi yapmışım. Son günlerde daha mutlusun" diyince Yağmur annesinden bakışlarını kaçırdı. Ondan bişeyler saklıyor olmak berbat bir şeydi.
"Evet anne, son günlerde kafam daha rahat" diyip işine döndü.

Ertesi gün okula geldiğinde kapıda Orkun'la karşılaşmayı beklemiyordu genç kız. Ne kadar kendini gözlük ve şapkayla kamufle etmeye çalışsa da genç kız tanımıştı onu.
"Ne işin var burda?" derken Orkun mahcup bir edayla baktı
"Yağmur ben senden özür dilerim, son konuşmamızda tatsız şeyler geçmişti aramızda ve sen bana kendimi ifade etme fırsatı vermedin hiç. Sonraki gün de işten ayrıldın."

Yağmur onu hiç bu kadar ciddi görmemişti. Yine de başından atmak istemiyordu.
"Gel oturalım biraz ayaküstü konuşmayalım" diyince Orkun gülümsedi.
"Arabam şurada, dışarda konuşmayalım" diyerek yürüyünce, genç kız da sessizce onu takip etti.

Bir süre sus pus oturduktan sonra, Yağmur gülerek Orkun'a baktı.
"Beni buraya susmak için mi çağırdın?" diyince genç adam rahat bir tavırla gözlüğünü çıkarıp başını salladı.
"Tepkinden korktuğum için nasıl başlayacağımı bilemedim...

Yağmur bak, biliyorum senin açından bakınca yanlış anlaşılmaya müsait bir durumdayım ama Buğra benim için arkadaştan öte, biz sadece grup değil kardeşiz arkadaşlarımla. O yüzden onların düşünceleri benim arkadaşlık kuracağım kişilerden bile önce gelir.

Senden uzaklaştım evet... Çünkü Buğra senden hoşlanırken ona yanlış bir izlenim vermek istemedim. Sen yine benim çok kıymetli bir arkadaşımsın lütfen kendini kötü hissetme. İkimiz arasında herhangi bir obje de değilsin.

Buğra'ya bir şans verdiğinde ne demek istediğimi anlayacaksın" derken genç kız hiç gülesi yokken güldü şimdi.
"Orkun biz Buğra'yla birlikteyiz" diyince adamın şaşkın bakışları onu daha çok güldürmüştü.

"Vay şerefsiz... Kaç kere telefonda konuştuk hiç söylemedi. Zaten stüdyoya da uğramıyor" derken Yağmur farkında olmadan korumacı bir tavırla konuştu.
"Yaralı haliyle gitar çalmasını beklemiyorsunuz herhalde"

Yağmur'un çıkışıyla Orkun ona baktı.
"Vaayy sevgilisine de laf söyletmiyor. İyi bakalım hadi hayırlı olsun o zaman" diyerek genç kızın elini dostça sıktı.
Yağmur ona gülümseyip
"Benim dersim var Orkun, gitmem lazım, görüşürüz sonra" diyip arabadan indi.
Orkun ona el sallayıp arabasını çalıştırdı ve oradan uzaklaştı.

DENGESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin