20.bölüm

228 33 5
                                    

Keyifli okumalar dilerim, yorum ve oylarınızı bekliyorum... (:

Bir hafta olmuştu... Yağmur, Buğra'nın yüzüne telefonu kapattığından beridir, onu bir daha aramamıştı ve karşılığı koca bir sessizlikti.

Ders çıkışı her gün Alkan abisinin yanına gidip, ona moral olmaya çalışıyordu ama, Alkan hayattan kopmuş gibiydi. Gözlerinin görmemesini fazlasıyla kafaya takıyor ve ameliyat olmak istemiyordu...

Genç kız bugün onu zorla kolundan tutup deniz kenarına getirdi. Denize karşı bir bankta otururken başını abisinin omzuna yasladı.
"Biliyorum... Çok zor geliyor. Senin gibi renkli bir kişiliği olan adamın karanlıktan başka birşey görmemesi. Ama gözlerin görmese bile kulakların duyuyor, tenin hissediyor etrafındaki şeyleri.
İnşallah o ameliyatı olunca tekrar göreceksin Alkan abi ama nolur içine kapanma." dediğinde Alkan derin bir of çekti.
"Herşeyden elimi eteğimi çekmek istiyorum Yağmur. Hiçbir şey için hayal kurup, umutlanmak istemiyorum. Ya o ameliyattan sonra yine de göremezsem. Boş yere umutlanıp hayal kırıklığı yaşamak daha zor değil mi?" dediğinde genç kız işinin gerçekten zor olduğunu anladı o an.

Bir süre sessizce oturduktan sonra
"Selam!" diye cıvıldayan Deniz'in sesini duydu Yağmur.
Ayağa kalkıp arkadaşına sarılırken
"Aaa Deniz! Nerden çıktın kızım sen?" diye sordu.
"Yurtta bunaldım kendimi dışarı attım işte. Siz napıyorsunuz? Bu yakışıklı kim?" derken, günler sonra Alkan'ın tebessüm ettiğini gördü Yağmur.
"Denizciğim Alkan abimin adını sıkça duymuşsundur, kendileri şuan karşında ve abiciğim buda benim arkadaşım Deniz" derken Alkan'ın ifadesizce durmasına tekrar üzüldü.

Deniz durumdan haberdardı ve Alkan'ın morale ihtiyacı olduğunu biliyordu. Bu yüzden ona takılmayıp adamın elini tutup sıktı
"Memnun oldum Alkan abi" dediğinde adam huysuzca elini çekip
"Nerden abin oluyorum senin?" dediğinde Deniz adamın cümlesine gülümseyip, arkadaşına göz kırptı.
"Peki o zaman sadece Alkan" diyerek yanına oturdu.

Birlikte uzun süre orada oturup sohbet etmek iyi gelmişti genç adama. Akşamüstü evlerine dağılırken Deniz'in şen şakrak sesi kulaklarında uğulduyordu. Ve istemeden hayalinde canlandı onun görüntüsü...

                             ***

Kaan bir haftadır aynı pozisyonda görmekten bıktığı arkadaşına göz devirdi.
"Buğra yeter artık başım şişti. Oğlum anladık dönüşün muhteşem oldu ama bu da kafa be oğlum" dediğinde Buğra ona ters bir bakış atıp elektro gitarını fişten çıkardı.
"Hafta sonu Lost'ta çalacağız, hatırlatırım. Pratik yapmam gerek." dediğinde Kaan omuz silkip mutfağa girdi ve tekrar göndüğünde Buğra'nın hissizce dışarı baktığını gördü.

Bir haftadır Yağmur'la görüşmediğini farketmişti, ama sebebini sormamıştı.
"Bir sevgilin vardı en son, noldu ona Buğra?" diye sorunca Buğra ters bir bakış attı ona.

"Kafam karışık" diye kısa bir cevap verdi. Ama Kaan'ın onu rahat bırakmaya niyeti yoktu.
"Kafandaki soruları sevdiğin kişiden uzaklaşarak cevaplayamazsın dostum. Ondan uzaklaşmak sadece aranızdaki uçurumu artırır" diyip TV izlemeye başladı.

Bir hafta önce Buğra elinde valiziyle kapısına gelmişti ve
"Nedenini sorma ama bir süre sende kalabilir miyim?" demişti. Kaan kapıyı sonuna kadar açıp
"Ev senin kanka" diyip omzunu sıkmıştı.

Buğra ne kadar anlatmak istemese de, Yağmur'la arasının bozuk olduğunu anlamıştı Kaan.
Çünkü şuanda hiç sevgilisi olan biri gibi değildi. Onunla görüşmeyi bırak, telefonlaşıp mesajlaşmıyorlardı bile... Kendi bile sosyal medyadan ara sıra Deniz'le mesajlaşıyordu. Deniz çok hoş bir kızdı ve sürekli ona hayran olduğunu belli eden bakışlarıyla ilgisini çekiyordu Kaan'ın.

DENGESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin