TD~25

233 24 8
                                    

25.BÖLÜM

Birkaç damla ter, genç adamın alnında yerini almıştı. Soluk alışverişi normale göre bir tık daha fazlaydı. Ve… Saçının içi kaşınıyordu. Hışımla kravatını gevşetti. Ellerini lavaboya dayadı ve aynadaki yansımasına, sanki aynadaki kendisi değilmiş gibi bakmaya başladı.  

Aynadaki adam, gergin görünüyordu. Evet, kesinlikle gergin görünüyordu! Gergin olmasını gerektirecek elbette geçerli sebepleri vardı. Birkaç dakika sonra defilenin bitecek olması gibi. Birkaç saat sonra bu defile ile ilgili toplantının yapılacak olması gibi. Belki de birkaç gün sonra büyük bir anlaşma yapılacağı gibi. Kesinlikle gergin olması için haklı sebepleri vardı!

Şirketin başına geçmesi anlık bir karardı zaten. Üniversiteden bitirdiği bölüm düşünülecek olursa, yapamayacağı iş değildi. Ama kendisine teklif gelene kadar aklının ucundan geçmemişti bile. Teklif geldiğinde, şartları düşünerek kabul etmişti. Şartlar? Bir kişinin yapamadığını ve yapmadığını yapmak gibi en basitinden… Öylece bırakılamaz ya da yerine alalade birisi geçirilemezdi. Aynı olayların tekrarlanması ya da bir benzerlerinin yaşanması? Kesinlikle hayır!

İşi devraldıktan sonra şirkette neredeyse bir devrim yaratmıştı! Çok fazla şey değişmişti. Öncelik yeni tasarımların dikime geçirilmesini durdurmaktı. Ardından gelir toplantıları yapılmıştı.  Şirketin o anki hali gözden geçirilmişti. Şirkette fazlalık vardı. Çalışan değil… Şöyle ki; şirketteki eleman sayısı normaldı, o koca giyim markası düşünülecek olduğunda. Ancak sorun şuydu ki, her çalışanın maaşı, bir öğretmenin maaşının belki beş katı civardaydı. Toplantının içinde son beş yılın ödenmesi gereken vergisi de hesaplanmıştı. Tutar dudak uçuklatan cinstendi…

İlk değişen şirketin sahibi ve ortağı oldu. Ardından gidilen yol değiştirildi. O ana kadar marka, yalnızca yüksek sınıfa hitap ediyordu. Tüm kıyafetler el yapımıydı. Hepsi birbirinden ayrıydı ve aynı kıyafetten başka yapılmıyordu. Yeni başkan ve ortak, bunu tam tersine çevirdi. Kıyafetler tutar bakımından halk maliyetine uyacak şeklinde kararlaştırıldı. Dikim için yarı makineleşmeye geçildi. Yani ne tam fabrika, ne de tam el yapımı…  

Gidilecek yol değiştirildikten sonra, ödenmemiş vergiler ödendi. Bu ciddi anlamda bir gediğe sebep olmuştu giderlerde. Ama bunu  kapatacak kadar çok çalışabileceklerdi.

Elemanların maaşı olması gereken seviyeye indirildi ve bu da birçok elemanın istifa etmesine sebep oldu. Ancak kısa süre içinde eleman ihtiyacı yeniden karşılandı.

Tüm bu ve benzeri değişikliklerden yaklaşık, yalnızca bir hafta sonra bir defile düzenlendi. Nedeni basitti. Markanın yeni halinin reklamını yapmak ve belki de toplu satış yapabilecekleri müşteriler elde etmek… Şirketin eski başkanı ve ortağı ile ilgili çıkan haberlerden sonra, insanların yeniden güvenini kazanmak gerekti. Markanın yeniden kendini kanıtlaması…

Genç adam yansımasına bakmayı bıraktı ve suyu açtı. Suyun insanı dinlendiren o şırıltısını birkaç saniyeliğine dinledi. Suyun altına elini soktu ve yüzünü nemlendirdi. Islak parmaklarını en çok da göz kapaklarının üstünde tuttu.

“Yoksa o kızların bacaklarını gördüğün için kendine hakim olamıyor musun?”

Açılan kapının ardından içeri bir adet Prenses girdi. Genç adam hızla kapalı tuttuğu gözlerini açtı. Arkasına dönmeden aynadaki prensese baktı. Gözlerini birkaç kez kırpıtırdıktan sonra emin olmak için arkasını döndü. Gerçekten de oradaydı.

“Burası neresi biliyor musun?”

Prenses başını salladı.

“Erkekler tuvaleti…”

TASARIM DEFTERİ (디자인 책)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin