(Jungkook)
Arabanın kapısını açıp Eun Mi'nin baygın bedenini kollarımın arasına aldım. Onu eve getirmekle ne kadar doğru bir karar verip vermediğimi henüz bilmiyordum fakat benden istediğini yapmıştım. Nefes alışverişleri düzenli olduğundan uyuyakalmış olabileceğini de düşünüyordum. Evde ilaçlarının olduğunu söylediğinden belli bir rahatsızlığı olmalıydı ve baş ağrısı sonrası yaşadığı baygınlık bunun bir sonucu da olabilirdi. Yine de hastaneye götürmediğim için tereddütlerim devam ediyordu.
Kucağımdaki baygın bedene baktığımda güzel yüzüne düşen saç tutamlarını o an kaldırmak istedim fakat kollarımın biri dizinin altında diğeri de belindeyken bu pek mümkün görünmüyordu.
Asansör açıldığında dikkatlice içeri geçip bulunduğumuz katın düğmesine bastım. Muhtemelen klostrofobisi olan Eun Mi kendinde olsa asansöre bindirdiğim için beni öldürebilirdi.
Asansör durup, kapısı açılırken yine yavaşça çıkıp kapıya doğru ilerledim. Eun Mi onu eve götürmemi söylemişti fakat bu haldeyken onu kendi evine götüremezdim. Başucunda bekleyip ayıldığında da iyi olduğunu kontrol etmeliydim.
Eun Mi kucağımdayken kapıyı açamayacağımı fark edip duraksadığımda ise karşı daireden çıkan bizim yaşlarımızda bir kızı durdurdum.
''Bakar mısın?''
Uzun kızıl saçlı , beyaz tenli, oldukça alımlı olduğunu düşündüğüm kız duraksadı. Bakışları ben ve kucağımda baygın halde yatan Eun Mi arasında gidip geliyordu.
''Anahtarımı cebimden çıkarıp, kapıyı açmama yardım eder misin? Kız arkadaşım bayıldı da.''
İçinde bulunduğumuz durumu yanlış anlama riskine karşılık Eun Mi'nin kız arkadaşım olduğunu belirtmem üzerine başını usulca sallayıp yanıma yaklaştı.
''Anahtarın nerede?''
Yan tarafa dönerek giyindiğim hoddienin cebinde olduğunu söylemem üzerine anahtarları kolaylıkla bulup kapıyı açtı.
''Gerçekten kız arkadaşın mı?''
Başımı olumluca sallayıp gülümsedim. Muhtemelen benim kötü bir amaca sahip olmadığımdan şüphe duymuştu ki kucağımda bir kız baygın bir halde yatarken böyle düşünmesi oldukça normaldi.
''Yan dairede oturuyor. ''
Başımla yan daireyi işaret ettiğimde selam vererek birkaç adım uzaklaştı.
''Ve teşekkür ederim.'' dediğimde önemli olmadığına dair bir şeyler söyleyip oradan uzaklaştı.
Dikkatlice içeri geçip kapıyı ardımdan ayağım yardımıyla kapattıktan sonra Eun Mi'yi usulca deri koltuğa uzattım. Koltuğun hemen yanında duran pikeyi üzerine örtüp yanına oturdum. Sağ elimle ateşi olup olmadığını kontrol ederken boşta kalan sol elimle onun minik ellerinden birini tuttum. Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp endişeyle kıstırmaya devam ederken ne zaman gözlerini açacağını merak ediyordum.
Baş parmağımı elinin üzerinde gezdirmeye başladığımda ne gibi bir hikayesi olduğunu da merak etmeye başlamıştım. Ciddi bir hastalığı olup olmadığını bilmiyordum. Uyandığında en azından neden bu halde olduğunu anlatmasını umuyordum.
Çalan zil ile birlikte düşüncelerimi bir kenara bırakıp kapıyı açtığımda karşımda az önce bana yardım eden kızıl saçlı kız duruyordu. Kaşlarını havalandırıp bakışlarını içeriye doğru yönelttiğinde kaşlarımı çattım. Gerçekten oradan bakınca potansiyel katile falan mı benziyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Truth Untold ❧ Jk
FanfictionElimi kendine doğru yavaşça çekerek dudaklarını avuç içime bastırdı. Bir müddet avucumda hissettiğim yumuşak baskı içimin titremesine sebep oldu. Elimi daha sıkı tutup aramızdaki boşluğa indirirken bakışlarını benimkilere odakladı. Öyle içten bakıy...