(Taehyung)
Yoongi Hyung'un söyledikleri üzerine istemsizce tüm vücuduma yayılan gerginliğe karşı koymaya çalışıyordum fakat pek başarılı olduğum söylenemezdi.
Doğru hediyeyi bulabilmek için bu saate kadar gezindiğimden MiMi ile iletişime geçememiştim fakat Minho ile gelmek de neyin nesiydi?
Alt dudağımı dişlerimin arasına sıkıştırıp bu saçma ruh halinden kurtulabilmek adına etrafa göz gezdirmeye başladım.
Yoongi Hyung mutfakla asla ilgili olmasa bile şu an He Ran'a yardım etmeye çalışıyordu. Bu durum oldukça yadırganacak türdendi.
Jae Hye, Jimin'in saçlarını karıştırmakla meşguldü ve hemen yan taraflarındaki tekli koltukta oturan Jin Hyung'un bakışları ikisinin üzerindeydi.
Jungkook ise dünyadan bağlarını koparmış gibi yalnızca Eun Mi'yi izliyordu. Eun Mi'nin de ondan kalır yanı yoktu. Bu ikisi ne ara bu kadar samimi olmuştu?
Sıkıntılı bir nefes verdiğimde çalan zil sesi ile birlikte düşüncelerim tek bir noktaya toplandı. MiMi gelmiş olmalıydı.
He Ran kapıya doğru koşup gözetleme deliğinden baktıktan sonra hazır olmamıza dair bir şeyler fısıldadı. Zaten sürpriz bir parti değildi fakat yine de ışıkları falan kapatmamız gerekiyordu.
Yoongi Hyung ışıkları kapattığında Jungkook ve Eun Mi kapının yanına ellerinde konfeti ile geçtiler.
He Ran usulca kapıyı açtığında hep bir ağızdan ''İyiki doğdun Mi Cha'' melodileri yükselirken Jungkook ve Eun Mi'nin konfetileri patlatmasıyla birlikte ışıklar açıldı. Henüz pasta bile kesmemişken bütün bunları yapmamıza gerek var mıydı bilmiyordum. Ya da Mi Cha'nın yanında Minho'yu görmemden kaynaklı bir şeylerden memnun olamıyordum.
Mi Cha'nın geçen yıl doğum gününde yanında ben vardım ve mum üflemeyi çok sevdiğimden Mi Cha yarısını benim üflememe izin vermiş ve aynı anda dilek bile tutmuştuk. Sanırım Mi Cha'yı gerçekten kıskanıyordum. Yanında bir başkasının olmasını kaldıramıyordum.
Ben kıskançlığımla boğuşurken Mi Cha üzerindeki kalın beyaz kabanı çıkarıp omuzlarını açık bırakan kayık yaka beyaz mini elbisesiyle kaldığında bakışlarım üzerinde gezinmeye koyuldu. Saçlarının önlerine beyaz minik çiçekler kondurmuştu, dalgalı saçları göğüs hizasına kadar uzanıyordu. Hafif bir makyaj yapmıştı ve ona çok yakıştığı bir gerçekti.
Mi Cha içtenlikle salondaki herkese tek tek sarılmaya başladığında Minho ile başlaması sinirlerimin beni büsbütün ele geçirmesine sebep oldu. Minho, Mi Cha'ya büyülenmişçesine bakıyordu.
Dudaklarımı ıslatıp bakışlarımı aşağıya indirdiğimde sessizce sıranın bana gelmesini bekliyordum. Doğum gününde olay yaratmak istemesem de sonrasında Minho ile görüşmemesi için her şeyi yapabilirdim.
Nihayet usul adımlarla bana yaklaşan Mi Cha'yı kollarımın arasına aldığımda gülümseyebilmiştim. Mi Cha geri çekilmeye hazırlandığı anda kollarımı beline daha sıkı sararak biraz daha kendime çektim.
''Çok güzel olmuşsun.''
''Teşekkür ederim Taehyung.''
Sesinde bir miktar şaşkınlık saklıydı. Yeniden uzaklaşmaya çalıştığında herkesin artık odak noktası olduğumuzu fark etsem de bırakmadım. Bıraksam Minho'nun yanına gideceğinden korkuyordum.
''Parti boyunca yanımda kalır mısın?''
Sorduğum soruya karşılık Mi Cha kollarımdan sıyrılıp şaşkın bakışlarını yüzüme çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Truth Untold ❧ Jk
FanfictionElimi kendine doğru yavaşça çekerek dudaklarını avuç içime bastırdı. Bir müddet avucumda hissettiğim yumuşak baskı içimin titremesine sebep oldu. Elimi daha sıkı tutup aramızdaki boşluğa indirirken bakışlarını benimkilere odakladı. Öyle içten bakıy...