(Mi Cha)
Taehyung'un beni hayrete düşüren sözlerini henüz hazmedememişken kolumdan tutup beni sürüklemesine karşılık yaptığım tek şey ona ayak uyrdurmak olmuştu.
Kendimi Jungkook'un odasında bulduğumda ise Taehyung kapıyı üzerimize kilitleyerek bana döndü.
''Muhtemelen neden böyle bir tepki gösterdiğimi merak ediyorsundur.''
Şaşkın bakışlarım Taehyung'un derin bakışlarını bulduğunda yutkundum. Aramızda birkaç adımlık mesafe bırakarak tam karşıma dikilip ellerimi kendi ellerinin arasına hapsettiğinde içimin titreyişine tanık oldum. İlk kez elimi tutmasa da, ilk kez elimi tutarken bakışlarında bir anlam seziyordum ve bu kalbimin yerinden çıkacak kadar hızlı atması için yeterli bir sebepti.
Taehyung dudaklarını ıslatıp ardından derin bir nefes aldı. Bununla birlikte bakışlarım saniyelik olsa da dudaklarına kaymıştı. Kusursuz yüzünün her bir köşesi odak noktamı kendine çekebilecek kadar güzeldi.
''MiMi, bir şeyleri fark edebilmekte kötü olduğumu biliyorsun değil mi?''
Taehyung şapşalının onu sevdiğimi bile ben söylemeden fark edememiş olmasını düşünürsek gerçekten bu konuda kötüydü.
Gülümseyerek usulca başımı sallamakla yetindiğimde benimle birlikte gülümsedi.
''Sana birkaç gün önce söylediğim her şeyi unut. Seni bir başkasıyla görmeye katlanamıyorum.''
Kaşlarımı hafif çatarak doğru duyup duymadığımı idrak etmeye çalıştığım sırada Taehyung başını hafifçe öne eğmiş gülümsemesi derinleşmişti.
Benden hoşlanıyor muydu?
Aramızda çok mesafe varmış gibi ona doğru bir adım daha yaklaşıp bakışlarının yeniden beni bulmasını sağladım.
''Daha net olur musun?''
Taehyung ellerimi bırakıp, yüzümü avuçlarının arasına aldığında duraksadım. Bakışları yüzümde bir müddet dolandıktan sonra dudaklarıma kaydığında ellerim elbisemin eteklerinde bir yerde tutunmakla meşguldü. Bu an başımı döndürmeye yeterliydi ve düşündüğüm gibi beni öperse ayakta kalabilecek gücü kendimde bulamayacak gibi hissediyordum.
Baş parmağını dudağımın üzerinde gezdirdiği sırada gözlerim kendiliğinden kapanmıştı. Öpecekse de bir an önce öpmeliydi değil mi? Zira dizlerim titremeye, kalbim ritminden çıkmaya çoktan başlamıştı.
Yumuşak dudakları ilk burnumun ucuna minik bir öpücük kondurduğunda istemsizce gülümsedim. Yanaklarıma dokundurduğu dudakları oraya da minik öpücükler kondurmaya başladığında ise gülümseyişim derinleşmişti. ''Bulutların üzerinde hissetmek'' deyimi sanırım tam da bu anlar için kullanılıyor olmalıydı. Çünkü yere bastığımı hissedemiyordum.
Taehyung'un yüzünün benden bir miktar uzaklaştığını hissederek gözlerimi usulca açtım ve onun gülümseyen yüz ifadesiyle karşılaştım.
Dudaklarımı birbirine bastırıp gülümseyişimi saklamaya çalışıyordum sanırım biraz utanmıştım. Aslında uzun zamandır bu anı düşlediğimden sadece hissettiğim şeyin mutluluk olacağını düşünsem de şaşkınlığımın ve heyecanımla yarışan utangaçlığımın da eşlik etmesi içimde bir tür duygu patlaması yaşadığımın kanıtıydı.
Taehyung'dan birkaç adım uzaklaşmaya çalıştığım sırada elleri belime dolandı ve beni kendine çekti.
''Aslında biraz daha net olmaktan yanayım.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Truth Untold ❧ Jk
FanfictionElimi kendine doğru yavaşça çekerek dudaklarını avuç içime bastırdı. Bir müddet avucumda hissettiğim yumuşak baskı içimin titremesine sebep oldu. Elimi daha sıkı tutup aramızdaki boşluğa indirirken bakışlarını benimkilere odakladı. Öyle içten bakıy...