Bölüm 32

8.5K 807 361
                                    

(Jungkook)

Az önce Eun Mi'nin kremanın bir kısmını pasta yerine yanağıma sürmesi sebebiyle elimdeki peçete yardımıyla yanaklarımı temizlemeye çalışıyordum. 

Eun Mi ise bu durumdan gayet memnun bir şekilde pastayı süslemeye devam ediyordu. Henüz doğum günü partisi başlamadığından aynısını ona yapmaktan vazgeçmiştim. Makyajı bozulursa yanımda kalmak yerine yenilemek için dakikalarca gelmeyeceğini biliyordum. Öyleyse Eun Mi'yi pastaya bulama fikrimi gecenin ilerleyen saatlerinde gerçekleştirmeliydim.

Bakışlarım mutfak tezgahının karşıya bakan kısmına kaydığında Yoongi Hyung ve He Ran'ın karşılıklı oturup gülüştüklerine tanık oldum. Daha düne kadar araları soğuk görünüyordu. Sanırım böyle konularda Yoongi Hyung'tan korkmam gerekiyordu.

''Kurabiyeden ben de tatmak isterdim.''

Yoongi Hyung elindeki duvar süsünü birleştirmeye çalışıyordu. Ya da öyle görünmeye çalışıyordu.

He Ran akıllı bir kızdı fakat kurabiyeyi Yoongi Hyung'a uzatırken oyuna gelmekte olduğunu fark ederek gülümsedim.

''Ellerim dolu'' diye He Ran'a bakan Yoongi Hyung karşısında He Ran beklemediğim bir şekilde kurabiye tabağını Yoongi Hyung'un karşısına bırakıp Jae Hye ve Jimin'e yardım edeceğini söyleyerek uzaklaştı. Bunu yaparken '' işin bitince yersin diye buraya bırakıyorum'' demeyi de unutmamıştı. Oysa bir an Yoongi Hyung'a kendi eliyle kurabiye yedireceğine inanmıştım.

Sanırım He Ran'ın buna kanacağını sanarak hata yapan ben olmuştum. 

''Çok yardımcı oldu bu bana'' diye homurdanan Yoongi Hyung'a gülmemek adına dudaklarımı birbirine bastırdım.

''Biraz hava alalım mı?''

Aslında Eun Mi'nin bugün hiç dışarı çıkmadığını düşünerek sorduğum soru üzerine Eun Mi balkonu işaret etti.

''Bu elbiseyle üşüyebilirim. Azıcık balkona çıkabiliriz ama.''

Biraz beklemesini söyleyerek koltuğun kenarında duran polarlardan birini alıp Eun Mi'yi yanıma çağırdım. Balkona adımımızı atar atmaz yüzümüze çarpan soğuk hava, Eun Mi'nin titresmesine sebep olmuştu. Elimdeki poları sırtına geçirip kollarımı da aynı şekilde arkasına geçip beline doladım.

''Artık daha kalın giyinmelisin.''

Eun Mi kıkırdadı.

''Sen ısıtıyorsun ya, çok kalın giyinmeme gerek yok.''

Son zamanlardaki hali gözüme hiç olmadığı kadar tatlı görünüyordu. Bu içten ses tonunu duyabilmek için ne kadar beklediğimi düşünürsek buna kesinlikle değiyordu. O soğuk Eun Mi gitmiş de yerine başkası gelmiş gibiydi. Açıkçası bu durum ona her geçen gün daha çok aşık olmama sebep oluyordu.

''Yine de hasta olmanı istemem.''

Eun Mi tam cevap verecekken başımı yana doğru uzatıp yanağından öptüm.

''Sakın hasta olursam sen bakarsın deme. Hasta olursan ben üzersin.''

Eun Mi neşeyle kıkırdadı ardından dikkatimi bahçeye yönlendirmeme sebep oldu.

''Bu gelen Jin Oppa değil mi?''

Bakışlarım Jin Hyung'u bulduğunda gülümsedim.

''Onu da partiye davet ettim. tanışmasını istediğim biri var.''

Munzurca çıkan ses tonuma karşılık Eun Mi bana doğru döndü. 

The Truth Untold ❧ JkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin