(Jungkook)
''Ben hemen bir toz bezi alıp geleceğim.''
Eun Mi koşar adımlarla salona giderken, aklımda binlerce soru işareti dönüyordu. Gerçekten Jin Hyung'un içeri girmesine müsaade etmemişti ve nasıl yapacaksa tozunu alacaktı!
''Eun Mi'yi nereden tanıyorsun?''
Kısık bir sesle sorduğum soruya karşılık Jin Hyung derin bir nefes aldı.
''Yurtdışında tanıştık. Kendisi benim hastam.''
Jin Hyung bir psikiyatr olduğuna göre tahmin ettiğim gibi Eun Mi'nin psikolojik bir sorunu olmalıydı ve bunun ne olduğunu fazlasıyla merak ediyordum.
''Peki neyi var?'' diye sorduğumda bir elini omzuma atarak başını iki yana olumsuzca salladı.
''Hastalarım hakkında bilgi vermiyorum Jungkook, üzgünüm.''
Jin Hyung'a itiraz etmek için hazırlandığım sırada Eun Mi elindeki sarı toz bezini Jin Hyung'a uzattı.
''Bununla pantolonunun paçalarını sil. Ceketini de çıkarıp askılığa as.''
Bakışlarım Jin Hyung'un pantolonunda gezinirken, neresinde toz olduğunu sorguluyordum çünkü oldukça temiz görünüyordu. Jin Hyung ise Eun Mi'yi ikiletmeden eğilip paçalarını nemli bezle silip yeniden duruşunu düzelterek ceketini çıkarıp birkaç adım ilerleyerek askılığa astı.
''Bayan Tidy, artık içeri geçebilir miyim?''
Eun Mi kaşlarını çatıp, işaret parmağı yanağında sabitlenecek bir şekilde sağ elini çenesine dayayarak düşünmeye başladı aynı zamanda Jin Hyung'u baştan aşağıya süzüyordu.
''Temiz! Geç!''
Gözlerimi kapatarak dudaklarımı ıslattığımda olan bitene karşı nasıl bir tepki vermem gerektiğini düşünüyordum. Eun Mi herkese soğuk davranan, kimseyle arkadaşlık kurmayan bir tipti. Birkaç gün öncesine kadar bir çocuğu aratmayacak tavırlar sergileyip adının Kim Bo Tong olduğunu söylemişti. Şimdi de Bayan Tidy adında bir temizlik manyağına bürünmüştü. Tüm bunların ne gibi bir açıklaması olabilirdi?
''Artık bir yardımcım daha olduğuna göre, ben diğer odaya geçebilirim. Jin, gel sen bakalım.''
Kendisinden büyük birine nasıl böyle seslenebiliyordu? Jin Hyung ise onun dediklerini yapıp peşinden gidiyordu.
Eun Mi salonla bitişik tezgahın arkasına geçip buzdolabını açtı.
''Ah, nabzım atmıyor! Bu reçeli buraya kim bulaştırdı?''
Eun Mi bir elinin tersini alnına götürürken diğerinin bileğini Jin Hyung'a doğru tutuyordu. Adımlarımı buzdolabına doğru yönlendirip cam rafa damlayan birkaç damla reçeli gördüğümde gözlerimi devirdim. Bütün bu yaygara bunun için miydi?
''Jin buzdolabını baştan aşağıya silmen gerekecek. Yiyeceklerimizin temiz yerde muhafaza edilmeleri her zaman birinci önceliğimdir.''
Jin Hyung derin bir iç çekip beyaz gömleğinin kollarını geriye doğru katlayarak temizlik kovasında bulunan bezi alıp buzdolabına doğru ilerledi. Ardından yanımdan geçerken bana fısıldadı.
''Ne istiyorsa yap.''
Anlaşılan bütün evi saatlerce temizleyecektik. Obsesif kompulsif bozukluğu olsa bunu her daim yapmaz mıydı? Neden bir anda böyle bir karaktere bürünmüştü?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Truth Untold ❧ Jk
FanfictionElimi kendine doğru yavaşça çekerek dudaklarını avuç içime bastırdı. Bir müddet avucumda hissettiğim yumuşak baskı içimin titremesine sebep oldu. Elimi daha sıkı tutup aramızdaki boşluğa indirirken bakışlarını benimkilere odakladı. Öyle içten bakıy...