Bölüm 18

8.9K 861 401
                                    

(Eun Mi)

Jungkook'un kullandığı arabayla okula ulaştığımızda aynı kapıdan içeri geçtiğimiz gibi dışarı çıktık. Bu sırada etraftaki birkaç kişinin bakışları bizi buldu. Tuhaf baktıklarından emindim fakat bunu umursadığım pek söylenemezdi.

Bileklerimizde kelepçe olduğundan ikimiz de üzerimize kalın bir polar almıştık ve bu bileklerimizi de örtüyordu. 

Önden bir adım atıp ilerleyeceğim sırada Jungkook ellerimizi birleştirdi.

''Poların altında ellerimizin görünmediğinden eminim, böyle bir şeye gerek yok.'' diyerek elimi kurtarmaya çalıştığımda elimi bırakmak yerine parmaklarımızı iç içe geçirdi. Kimseyle temasta bulunmaktan hoşlanmadığımdan bu durum beni rahatsız hissettiriyordu.

''Aniden çekiştirdiğinde canım acıyor. Böyle kalalım.''

Sıkıntılı bir nefes verip herhangi bir şey söylemeden adımlarımı okula doğru yönelttim. Fakülte binasından içeri girer girmez ise insanların garip bakışları yeniden bizi buldu. Jungkook'u boğazlamak istiyordum çünkü bu halde okula gelmemiz için ısrar etmiş, hatta benim yüzümden dersten kalmak istemediğini belirtmişti. 

Nihayet amfiye ulaştığımızda derin bir nefes almayı planlarken bu sefer bölümümde bulunan herkesin kulaktan kulağa bir şeyler fısıldadığına şahit oldum. Birilerinin yanından geçtiğimde ''Bunlar barışmış mı?'' ,''Daha dün ayrılmış gibiydiler.'' gibi bir çok şey işitmeme rağmen aldırmayıp boş bir yere yöneldim. 

Jungkook ile yan yana oturur oturmaz, pembe saçlı kızın bize hayal kırıklığı ile baktığını sezdim. Bu kız dün Jungkook ile birlikte oturup bakışlarını bir an olsun ondan ayırmayan kızdı. 

''Birilerini üzdün sanırım.'' dediğimde Jungkook sorgulayan bakışlarını bana yöneltti. ''Pembe saçlı kıza bir açıklama borçlusun.'' diye devam ettim. 

''Neden?'' diye sordu.

''Senden hoşlandığını düşünüyorum'' dedim. 

''Beni mi izliyordun?'' diye munzurca sorduğunda omuz silktim. Normalde kimseyi gözlemlemezdim fakat dersten sıkıldığım bir anda istemsizce izlemiştim.

''Kızın saçları dikkatimi dağıttı yalnızca. Seni izlediğim falan yok'' diye yanıt verdim. 

''Hemen çatma kaşlarını'' diyerek içten bir gülümseme sunduğunda bakışlarımı ondan alıp karşıya diktim. Uzun parmaklarının arasındaki elimi de usulca çekip kendi bacağımın üzerine kondurdum. 

Jungkook'un derin bir iç çektiğini fark etsem de ona bakmamaya devam ediyordum. Yabancı biriyle fazla yakın olmak canımı sıkıyordu. Ona yakın olmak ya da daha fazla konuşmak istemiyordum.

.......

Sessiz geçen dersin ardından karakola gelip bileğimizdeki kelepçeden kurtulduğumuzda nihayet derin bir nefes verdim. 

''Nereye gidiyorsun?''

Jungkook'un sorusu ile birlikte duraksayıp ona döndüm.

''Eve gideceğim.''

''Ben seni bırakırım.''

Olumsuzca başımı iki yana salladım. Zaten zorunlu olarak yeterince vakit geçirdiğimizi düşünüyordum.

''Taksiyle gideceğim'' diye yanıtlayıp birkaç adım atmamla birlikte bileğimden tutan eli beni durdurdu.

''Seni eve bırakacağım. Sonra biraz dinlenmen için sana zaman tanıyacağım. Ardından belki annen ile görüşeceğim süre boyunca yanımda olmak istersin diye düşünmüştüm.''

The Truth Untold ❧ JkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin