(Mi Cha)
Yoongi Oppa'nın fikri üzerine Jungkook'un evinde toplanma kararı almış ve Jungkook'a haber verme gereği duymadan kapısına dayanmıştık. Zaten Yoongi Oppa, Jimin'in de Jungkook ile buluşmak üzere evden çıktığını söylediğinden meşgul olduğunu düşünmüyorduk.
Kapı Jimin tarafından açıldığında, Jimin'in hemen arkasında duran Eun Mi dikkatimi garip bir şekilde üzerine çekti. ''Garip bir şekilde'' diyorum çünkü gerçekten giyindiği siyah kot şortun altındaki fuşya tül çorabı ve pandalı diz altı çorapları bu tanıma uyuyordu. Üstelik o tüylü kazak da neyin nesiydi? Saçlarını tek taraftan parlak yıldızlı tokalarla tutturmuş, kazağının eteklerinden tutunarak yerinde sağa sola sallanıyordu. Sanırım gözlerimde ciddi bir problem olmalıydı. Eun Mi asla böyle giyinecek biri değildi.
''Taehyung, sana sabaha kadar ''Doctor Who'' izlemeyelim demiştim. Gözlerim bozuldu işte!''
Kaşlarımı çatıp, Taehyung'un bir şey söylemesine izin vermeden adımlarımı içeri yönlendirdiğimde diğerleri de ardımdan geldi.
İkili koltuğu seçip, yanımdaki boşluğu Taehyung'un doldurmasını beklediğim sırada Yoongi Oppa kendi kendine mırıldanıyordu.
''Bu ne? Kornealarınızı nasıl yakarım adlı konsept falan mı?''
Kaşlarım havalanırken, Eun Mi'nin üzerindekilere ithafen böyle bir cümle kurduğuna kanaat getirerek duraksadım.
Bazen saatlerce dizi izledikten sonra oluşan mide bulantısı, baş dönmesi, çift görme gibi durumlardan sonra halüsinasyon gördüğümü falan düşünmüştüm oysa. Üzerindekilerin gerçek olduğuna inanmak istemiyordum sanırım.
Eun Mi'ye üzerindekileri neden giyindiğini soracağım sırada Taehyung yanıma geçerek elini belime atıp beni kendine çekti.
Tamam ilk kez sarılmıyorduk fakat nedense şu an bu durum utanmama sebep oluyordu.
''Herkes bize bakıyor, çekil.''
Taehyung'a fısıldayarak söylediklerime karşılık o aldırış etmeden gülümseyip beni iyice kendine çekti.
''Her zaman sarılıyordunuz zaten Mi Cha, rahat ol.''
Hosek Oppa'nın gülerek söyledikleri iyice gerilmeme sebep olurken Taehyung kendisini camdan aşağıya atmamı sağlayabilecek bir şeyler söyledi.
''Hoseok Hyung haklı. Öpüşmemiz dışında değişen bir ş...''
Taehyung'un ağzını ellerimle kapattığımda yanaklarımı ele geçiren alyuvarlar yüzünden bakışlarım kendimi kilitleyecek bir yer aramaya koyuldu. Ya da işimi şansa bırakmayıp direk Taehyung'u bir yere kilitlemeliydim.
Taehyung'un dudaklarına bastırdığım ellerimi usulca geri çektiğimde, dikkatler çoktan bizim dışımızda başka bir şeye kaymıştı.
Eun Mi bu akşam lunaparka gidip gidemeyeceklerini soruyordu.
''Biz evde vakit geçirelim istiyorduk aslında.''
Jungkook'un sıkıntılı bir nefes verdiği dikkatimden kaçmamıştı. Aynı zamanda her stresli olduğunda yaptığı gibi dudaklarını kemiriyordu.
''Ama Jungkook Oppa söz vermiştin. Uslu olursan seni Jimin Oppa'nla beraber lunaparka götüreceğim dedin. Pamuk şeker bile alacaktın.''
Eun Mi küçük bir çocuk gibi kollarını göğsünde kavuşturup dudaklarını büzdüğünde hepimiz sessizliğe gömüldük.
''Başka zaman gitsek olmaz mı? Hem bak misafirlerimiz var. Onları bırakıp nereye gidebiliriz ki?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Truth Untold ❧ Jk
FanfictionElimi kendine doğru yavaşça çekerek dudaklarını avuç içime bastırdı. Bir müddet avucumda hissettiğim yumuşak baskı içimin titremesine sebep oldu. Elimi daha sıkı tutup aramızdaki boşluğa indirirken bakışlarını benimkilere odakladı. Öyle içten bakıy...