(Jungkook)
''Jungkook Oppa, en sevdiğim şekerlerden almışsın.''
Bo Tong tezgahın üzerindeki şekerlikte duran badem şekerlerini birer birer ağzına tıkıştırırken derin bir iç geçirdim.
Eun Mi, DNA testleri sonucunu öğrendikten sonra kendini belli eden şiddetli bir baş ağrısıyla birlikte kişilik değiştirmişti. Bu uzun zaman sonra ilk kez bedenini terk edişi olmuştu.
Jin Hyung'u arayıp ne yapmam gerektiği konusunda birkaç soru sorsam da pek olumlu bir yanıt alamamıştım. Her zamanki gibi Eun Mi'nin bedenine dönmesini beklemek zorundaydım.
Açıkçası bu zamana kadar Eun Mi'nin geçmişini öğrenmesi gerektiğini ve bunun tamamen iyileşeceği yönünde büyük bir umut olduğunu düşünüyordum. Fakat bugün DNA Testi sonuçlarından hemen sonra kişiliklerinin ardına gizlenmiş olması beni fazlasıyla endişelendirmişti.
Evet anne ve babasının gerçek ailesi olmadığını öğrenmiş olmak onun için büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı fakat benliği yine bu olayı kaldıramayacağını düşünerek geri çekilmişti. Geçmişinde daha korkunç şeyler yaşadığını tahmin etmek zor değildi peki o bunlarla baş edebilir miydi?
Dudaklarımı dişlerimin arasına sıkıştırıp gözlerimi kapattım. Bir süre zihnimdekilerden kurtulup, Eun Mi bedenine geri döndüğünde ona nasıl destek olmam gerektiğini bulmak zorundaydım. Birlikte atlatmak için elimden geleni yapacaktım fakat kendini daha iyi hissetmesi için tam olarak ne yapmalıydım?
''Jungkook Oppa, şu sıkıcı kıyafetlerden kurtulmam gerekiyor. Benimle bizim eve kadar gelir misin?''
Bir süre sonra Jimin'in geleceğini bildiğimden bunu reddetmek istedim fakat zaten davranışlarıyla ''Ben Eun Mi değilim'' diye bağıracakken bunu yapmanın bir mantığı olmadığını kabul ederek usulca deri koltuğumdan kalkıp Bo Tong'un peşine düştüm.
Bo Tong birkaç adımlık yolu seke seke gidip kapının önünde durduğundan cebimden çıkardığım anahtarı ona verdim.
''Bana noelde ayıcıklı anahtarlık alır mısın?''
Bo Tong'un sevimli sorusuna karşılık gülümsedim.
''Neden?''
Omuz silkip elindeki anahtarları gösterdi.
''Çünkü anahtarlarımı kaybetmemek için, çilekli çantamın koluna takacağım. Ayıcıklı olursa daha güzel görünür.''
Onu onaylayacağım sırada cevabımı beklemeden kapıyı açmaya koyuldu. Muhtemelen alacağımdan emin olmalıydı. Zaten çocuklar istedikleri şeyleri yalnızca dile getirir, birinin almasını beklemez miydi? Bo Tong'un da henüz altı yaşında bir karakter olduğunu düşünürsek bu davranışı gayet normaldi.
Kapıyı içeri geçmem için ardına kadar açık bırakıp içeri koşar adımlarla giren Bo Tong'un arkasından eve girip kapıyı kapattım.
Salonun ortasına fırlatılan Eun Mi'nin hırkasını yerden alıp askılığa astığımda başımı olumsuzca salladım.
Koltuğa geçip Jimin'in birkaç dakikaya burada olacağı ile ilgili mesaja, kısa süreliğine Eun Mi'nin evinde olacağıma dair bir cevap yazıp yolladım.
Kısa sürenin ardından avuçlarına sıkıştırdığı tokalar eşliğinde odadan çıkan Bo Tong'u incelemeye koyuldum. Beyaz tüylü kazağının altına giyindiği siyah kot şort ve fuşya rengindeki opak kilotlu çorabı ve dizlerine kadar çektiği siyah beyaz pandalı çorapları ile oldukça göz yorucuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Truth Untold ❧ Jk
FanfictionElimi kendine doğru yavaşça çekerek dudaklarını avuç içime bastırdı. Bir müddet avucumda hissettiğim yumuşak baskı içimin titremesine sebep oldu. Elimi daha sıkı tutup aramızdaki boşluğa indirirken bakışlarını benimkilere odakladı. Öyle içten bakıy...