Üstüme giydiğim montumla kıyafetlerimi gizleyerek dönmüştüm eve. Araba yolculuğumuz oldukça kısa sürerken indiğimizde Efe eve benimle çıkmamış, sigara içip öyle geleceğini söylemişti. Kızsamda, gelmesini söylesemde dinlememişti beni. Eve anahtarla girdiğimde evdeki seslere şaşırmıştım okuldan dönmemiş olmaları gerekirdi. Sonra Ezgi'nin bugün döneceğini hatırlayıp içeri girdim.Kardelen'de okuldan erken çıkmıştı. Oturma odasında olan kızlara hoşgeldiniz üstümü değiştirip geliyorum hemen diye haber verip üstüme odama döndüğümde rahat bir elbise giymiştim. İkiside yorgun olduğu için koltuklara uzanmış sohbet ediyorlardı. Hemen Kardelen'in ayak ucuna oturup onlara dahil olmuştum. Ezgi'de öğrenmişti Efe'yi kızlardan. Yinede çoğu şeyi bilmedikleri için merakla birkaç soru sormuşlardı. Cevapladığımda ben bu kadardır derken sormaya devam ettikleri sorulara önce hangisini cevaplasam nasıl başlasam diye düşünürken çalmıştı kapı. 'Kızlar Efe'dir rahatsız olmayın Melis'le yemeğe gidecektik üstümü değiştirmeye gelmiştim isteseniz sizde gelin. hadi kalkıp giyiniin' cümlem bittiğinde kapıya ulaşmıştım. Kararsız bakışları birbirlerine gitsek mi der gibi dolanırken açmıştım kapıyı. Efe kızları yok sandığı için hemen yapışmıştı dudaklarıma çekilip 'özlemişim bile' dediğinde içeriden gelen öksürük sesiyle bir an duraksasada içeriye doğru bakış atıp kızlara çekingen bir gülüş atmıştı. Saçlarına götürdüğü eliyle şişirdiği yanaklarından utandığını anlamıştım. 'Hadi gel Ezgi'yle tanış' içeriye doğru yönlendirdiğimde Ezgi'nin Efe'ye bakakaldığını fark etmiştim. İlk başta normal olduğunu düşünsemde Kardelen'de fark etmiş olmalıydı ki durumu ayağıyla bacağını dürtüp sanki uyuduğu rüyadan onu uyandırmıştı. Kısaca tanıştıklarında Efe Kardelen'in olduğu koltuğa oturmuş bende Ezgi'nin yanına oturmuştum. Birşeyler konuşsakta Ezgi'nin Efe'ye olan bakışlarını yadırgamış nedense hiç hoşlanmamıştım. Efe 'sizde gelin, hep beraber gidelim yemeğe? yorulmuşsundur sende Ezgi yoldan gelmişsin?' Ezgi hemen onu onaylarken ben daha fazla gerilmiştim. Kardelen'e attığım bakışla ne hissettiğimi ona ima etmiştim kıyafetlerini değiştirmeye gittiklerinde Kardelen'in bir şekilde onu uyaracağından emin olmuştum.Kıskançlık yapmayacaktım saçma şeyler için biri sevgilim biri arkadaşımdı. Belki bende bakardım yakışıklı birini görsem normaldi yani bu değil mi? Ben kendi kendimi ikna etmeye çalışırken Efe yanıma oturmuştu. 'Daldın bitanem ne düşünüyorsun bu kadar?' Başımı öperek bir elimi avucunun arasına almıştı. 'Hiç lavaboya gidip geliyorum hemen' elimi çekip kaçmıştım resmen ondan. Tuvalete gittiğimde hastalanmış olduğumu fark ettim demek bundan bu kadar hassastım. Hazırlanan kızların odasına girip ağrı kesici sormuştum. Kardelen ve Ezgi aynı odada kalıyordu. Ezgi hemen uzatmıştı bana 'hastalanmışım, karnım şimdi ağrımıyor ama yanımda bulunsun' 'tamam ama o güçlü bir ağrı kesici yarım içersin az ağrın olursa hadi gel otur sanada makyaj yapayım.' Kendimi yine kötü hissetmiştim az önce duyduğum kıskançlık yüzünden, hastalığıma bağlayıp olayları tamamen unutmaya karar vermiş, gülerek gitmiştim kızların yanına. Kardelen bu sırada Zeynep'i aramış yemeğe gideceğimizi haber vermişti. Oda sevgilisiyle beraber olduğu için yarım saate kadar beraber geleceklerini haber vermişti. Hazırlanmamız bittiğinde gülerek çıkmıştık odadan. Efe telefonla konuşuyordu. Beni gördüğünde kısa bir an konuşmayı kesmiş üstümde dolaşmıştı gözleri. Güldüğümde tekrar toparlanıp konuşmasına dönmüştü. İngilizcem kötü sayılmazdı aslında fakat yabancıların konuşmasını anlamakta zorluk çekiyordum ve bu yüzden yarı Amerikalı sevgilim acaba ne konuşuyor diye takip ederken zorluk çekiyordum. Kardelen okuduğu bölümden dolayı gayet akıcı olan aksanıyla Efe'ye birşey sormuştu. Efe Kardelen'i duyduğunda çocuk gibi sevinmişti. Her ne kadar iyi konuşsada Türkçe onun için daha zordu biliyordum. Daha rahat anlaştığı bir dilden insan olması sanki onu rahatlatmıştı.' Onlar kısa bir diyalog kurduğunda telefona bir şeyler daha söyleyip kapatmıştı Efe. Ezgi'de Kardelen kadar iyi bir Aksanı olmasada yine de akıcı olarak onların konuşmalarına katılmıştı. Bense hep çekinmiştim konuşmaya o yüzden sadece onları bir süre izlemiştim. Gülerek sohbeti bitirdiklerini bana doğru gelen Efe'den anlamıştım. Elimi tutup 'Hadi çıkalım' demişti. Çıkıp arabaya bindiğimizde hala arada kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. Yolda geçerken Melis'i almıştık . Ben Melis'le diğerleri üçlü olarak konuşuyorlardı. Belli etmemeye çalışsamda bozulmuştum. Melis sonunda 'ne zaman varacağız çok acıktıım' diye Efe'ye soru yönelttiğinde onlarla olan sohbetinden çıkıp Melis'e odaklanmıştı 'az kaldı bak şu ileride tabelası görüzüken yer' Nihayet vardığımızda geniş bir masa buluş hepimiz menülere göz gezdiriyorduk. Tahminlerinden erken işleri biten Zeynepler daha biz karar veremeden bize katılmışlardı. Zeynep sevgilisi Mehmet'i Melis ve Efe'yle tanıştırmıştı. Sonunda kimimiz et kimimiz tavukta karar kılıp şarap istemiştik yanına. Masamız donanırken Efe'yle Mehmet sohbet ediyor, Melis aç olduğunu yakınırken Ezgi ve Zeynep onu yatıştırıyordu. Karnımda biraz ağrı olmaya başlamıştı ama moralimi düzeltmek istediğim için şaraptan almıştım yemeğimin yanına. Nihayet yemeklerimiz geldiğinde karşımda oturan Efe dikkatle yüzümü inceliyordu, onu bana bakarken yakalamıştım. Sanki onunda canı sıkılmıştı bir an. Gözlerimi ondan kaçırıp yemeğe başlamıştım yemeğimi. Masada yılbaşıyla ilgili sohbet dönüyor ara ara onları dinlediğimi belli eden yorumlarda bulunup yemeğimi yiyordum. 'Oh sonunda duydum' diyen Melis'e gülmüştüm. Melis yemeğini bitirdiği için konuşmaya başlamış etraf biraz daha neşelenmişti. Bir şişe daha söylemişti Mehmet oda içmeyi seviyordu belli ki. Meyve ve tatlılar masada yerini bulmadan ayaklanmıştı Efe. Benim durgun olduğumu fark etmiş etrafı neşelendirmek için oda yemek boyunca muhabbet etmiş ama düzelmeyince yanıma gelmeye karar vermişti. Sağımda oturan Kardelen'e yer değiştirmeyi teklif etmiş, kabul etmesiyle yanıma iyice yanaşarak oturmuştu. 'Ağrın mı var güzelim?' Kulağıma doğru sorduğu soruya başımı sallamıştım hafifçe 'istersen kalkalım dinlen?' Yüzünde endişelenmiş bir yüz gördüğümde 'Kalmak istiyorum' demiştim. Belki yer değiştirmesi iyi değildi çünkü şimdi onun sağında olan Ezgi kolunu tutmuş tekrar birşeyler konuşmaya başlamıştı. Daha fazla gerilen sinirlerimle iki bardak daha içmiştim hızlıca şaraptan. Dördüncü kadehim olduğunda yemekten az yemiş olduğumdan sanırım etkilenmeye başlamıştım.
~Efe'nin ağzından~
Arya çok gergindi bütün gün hasta olduğu için mi acaba diye merak ediyordum dönmek istesemde bir türlü susmayan Ezgi'yle konuşuyordum. O bittiğinde bir başkası araya giriyor Aryayla ilgilenmem iyice zorlaşıyordu sadece ara ara kaçamak bakışlar atıyordum ona. Meyvelerden o kadar yememişlerdi ama tatlılar geldiğinde kızlar yemek için birden sessizleşmişlerdi.
Sonunda Arya'ya döndüğümde yanakları kızarmıştı. Çok mu içmişti ki? 'Sen yemiyor musun?' tatlı aşığı sevgilim henüz dokunmamıştı tabağına sorduğum soruyla bükmüştü dudaklarını. İyice sokulup okşamıştım yanağını. Ağrısını soracağım anda 'sen benimsin' diyerek benden önce konuşmuştu. Kaşlarım onu anlamaya çalışırken yukarıya doğru kalkmıştı. İki saniye duraklamamla eğilip öpmüştü dudaklarımdan. 'Gidelim mi artık?' sarhoş olmaya başladığını kayan konuşmasından hissediyordum 'gidelim bebeğim, hemen dönerim' kalkıp hesabı hallettiğimde Arya ceketini giymiş beni bekliyordu. Belinden tutarak kaldırdığımda sendelemiş bu durum beni güldürmüştü 'niye gülüyorsun ki ben yürüyebilirim bir kere sen olmasan daa' Benimle atışmaya başlamıştı bile bu akşam zor geçebilirdi. Mehmet arabayla gelmişti bildiğim için kozları ona emanet edip vedalaşmıştık masadakilerle. Belindeki elimi çekmeden gitmiştik arabaya. Zorla bildirdiğimde acaba arkayamı oturtsaydım diye bir yandan düşünürken başlıyordum kemerini. 'Başkalarına öyle güzel gülme, niye bu kadar yakışıklısın ki' içini çekip bükülen dudaklarına baktım 'sen niye bu kadar güzelsin o zaman?'
Dayanamadan büktüğü dudaklarına sokulmuştum. Tatlı öpüşüm Arya'nın başımdan tutarak beni iyice çekmesiyle başka boyutlara gidecekti ki kendimi çekerek alnına kondurduğum öpücükle yerime geçmiştim. 'Benimle mi geleceksin yoksa sana mı gidelim?'
'Bizeee yarın öğleden sonra derse girmem gereek aa ne güzel bu şarkı' farkettiği radyoda çalan şarkıyı duymak için sesi iyice açıp eşlik edip gülüyordu. Ara ara ona bakıp bende gülüyordum. Söylediği şarkılarla kısalmıştı yolumuz. Tıpkı burada kalacağım zamanın onunlayken su gibi geçmesi gibi...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pied Piper
RomanceOnun bana ait olması bir rüya gibi gelirken, yaşadıklarımız bu rüyadan hiç uyanmamam için evrene yalvarma sebebimdi. O güzel yüzü, beni büyüleyen vücuduyla karışımdaydı. İstediğim tek şey ise ona sıkıca tutunup o rüyada öylece kalmaktı.