Çekildiğinde gözleri kapalı, hatırlamaya çalışıyordu bir şeyleri. Elimi çenesinin altına koyup hafif kaldırdım başını. Gözlerini açarken öpmüştüm onu. Hatırlatmak istercesine seviyordum yüzünü, saçlarını. Kolumu tuttuğunda durmamıştım. Dudakları yavaşta olsa karşılık veriyordu çünkü. Dudağımda hissettiğim sıcaklıkla uzaklaştım. Burnundan kan süzülmüştü başı yine ağrımaya başlamış olmalıydı ki acıyla başına kaydırdı ellerini. Baskı uygularsa sanki geçecekmiş gibi sıkmıştı başını ellerinin arasına alıp. 'Özür dilerim, ben ben hemen ilacını getiriyorum' süzülen kanı yemek tepsisinden aldığım peçeteyle silip hemen ilaçlarını getirdim. Ağrısı çok olmalıydı ki ilaçlarını sorun çıkarmadan içti. Gözünden süzülen bir damla yaşı gördüğümde kıyamamıştım. Gözyaşının üstünden öpüp yatırdım onu. Kimse yoktu yanında güvenebileceği, kimseyi hatırlamıyordu ki. Sokulacağım zaman arkasını dönmüş, elini yaklaştırıp parmağını almıştı dudaklarının arasına. Biraz zamana ihtiyacı vardı belli ki kendi kendine. Derin bir nefes alıp Efe'nin telefonunu aldım elime. En son aradığı numaraların arasında Osman Bey-Ev diye kayıtlı biri vardı. Konuştuğu kişinin o olmalıydı, diğer numaralar hep yurt dışına aitti çünkü. Melis'e yollamıştım numarayı konuşması için. Bir saat kadar sonra Efe'nin telefonu çaldı, uyuduğunu anladığım için ekrana bakmıştım hemen Levent Arslan yazıyordu. Babası merak etmiş olmalıydı bekletmeden açmıştım o yüzden 'Alo?'
'Alo Arya? Ben Efe'yi merak etmiştim. İlaçlarını aldı mı bir değişiklik var mı?' Nede olsa babaydı oda ne yaşadıklarını tam bilemezdim ki ben. Kızgın değildim o yüzden babasına, aksine oğluna sahip çıkması sevindirmişti beni. 'İlaçlarını içti, uyuyor şimdi. Maalesef bir değişiklik yok şu an için' gözlerim Efe'ye kaymıştı tekrar kontrol etmek için. 'Bir şey olursa lütfen bana hemen haber ver olur mu? Yarın tekrar uğrarsınız hastaneye' onaylayıp iyi akşamlar diyerek bitirmiştim konuşmamızı. Uyanmaması için telefonları sessize alıp yattım bende yanına. Çok geçmeden rahat bir uykuya daldım...~Efe'nin ağzından~
Uyandığımda saçlarımın arasında bir el vardı. Hafifçe doğrulup arkamı döndüğümde Arya'nın uyuduğunu fark ettim ses çıkarmadan kalktım yataktan. Hafızamı yoklarken masada duran telefonlara kaydı gözüm. Bir tanesi benim olmalıydı. Süslü kabı olan telefon benim olmayacağına göre diğer telefonu aldım elime. 3 cevapsız arama vardı ikisi yurt dışı numarası diğerinde ise Levent Arslan yazılıydı. İki kere arayan numaraya döndüm ilk önce. Kısa bir beklemeden sonra telaşlı bir kız sesi cevaplamıştı. 'Neden telefonlarımı açmıyorsun, nerelerdesin sen?!' İngilizce sormuştu bunları, çok daha rahat hissetmiştim. Onu hatırlayamadığımdan özür dileyerek bahsetmiştim kısaca olanlardan. Telefonda ki kız ise oldukça şaşırmış yanıma geleceğini orada dikkat etmemi, kimseye güvenmemi ve söylemememi istemişti bunları kimseye. Kendi ismine Jess demişti kısaca. Uçak biletini alıp yarın akşama yanımda olacağını, o zamana kadar beklememi kimseye yaklaşmamı beni sevdiğini söylemişti? Kafam iyice karışırken Arya yatakta doğrulmuş gözlerini ovuşturarak bana bakıyordu 'Efe?' paniklemiştim nedense bir süre sonra telefonu kapatıp yerine koymuştum. 'Günaydın' bir an olsun üzerimden ayrılmamıştı gözleri 'Günaydın, biriyle mi konuşuyordun? uyandığını fark etmemişim. Acıkmış olmalısın?' Telefonda konuştuğum kız yüzünden düşüncelerim allak bullak olmuştu. Kime güveneceğimi şaşırmıştım. 'Yok, hayır sadece benim mi diye bakıyordum telefona. Evet acıktım.' Kalkmıştı hemen kalkmasıyla hala üstünü giyinmediğini fark ettim. İstemsiz göğüslerine baktığımda güldüğünü duydum. Yaklaşıp ellerini göğsüme koyduğunda yataktan yeni çıktığı için sıcaktı teni saçları dağılmış gözleri ve dudakları şişmiş ayrı bir şirinlik katmıştı bu yüzüne. 'Hatırlatmak istediğim, hatırlamanı istediğim o kadar çok şey var ki' yaklaşıp dudaklarıma minik bir öpücük bırakmıştı 'ama önce seni doyurmam gerek' tekrar gülerken ellerini boynuma doğru kaydırıp ensemde birleştirmişti. Öpmek için parmak uçlarına kalkıyordu hep, bu bana nedense komik gelmişti. Onu öpmeyi çok istemiştim o minicik belini sarıp, kucağıma almayı. Ama aldığım telefon sürekli bu düşüncelerimi bölüyordu. Konuşana kadar rahat edemeyecektim o kızla bunu biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pied Piper
RomanceOnun bana ait olması bir rüya gibi gelirken, yaşadıklarımız bu rüyadan hiç uyanmamam için evrene yalvarma sebebimdi. O güzel yüzü, beni büyüleyen vücuduyla karışımdaydı. İstediğim tek şey ise ona sıkıca tutunup o rüyada öylece kalmaktı.