Ara

511 9 0
                                    

Sabah uyandığımda sırtım Efe'nin göğsüne yapışık haldeydim. Yaralı eli karnımda duruyordu. Saçlarıma vuran düzenli nefesinden daha uyanmadığını anlanmıştım. Saate baktığımda okula gitmek için 3 saatimin olmasının verdiği rahatlıkla karnımdaki elini hafifçe okşayıp ona doğru döndüm. Parmağı dudaklarının arasında rahatça uyuyordu ne zaman yanına yatırmıştı acaba beni hiç farketmemişim. Oysa ben kucağımda kalmasını isterdim. Göğsümü değilde parmağını seçmesine nedense bozulmuştum. Hormonlarım hastalıktan mantıklı düşünmemi engelliyordu sanırım. Benimle yatınca rahat etsin benim eksikliğimi arasın istiyordum çünkü ben onun varlığı olmadan uyumak istemiyordum artık. Parmağına minik bir öpücük kondurup yukarıya çektim biraz kendimi elini tutup, yavaşça yüzünden ayırmamla uykuyla aramıştı gözlerini. Benim olduğumu farkedip geri kapatmaya çalıştığı gözleriyle, elinide çekmeye çalışmıştı geri kendine. Çekmesine izin vermeden yaklaştırmıştım bedenimi ona tekrar şikayetle aranacak olan gözleri dudaklarında göğsümü hissetmesiyle bana çevrilmeden durmuştu. Emmeyip çektiği başına şaşkınca bakarken uykusu açılması için ovuşturduğu gözleriyle doğrulmuştu Efe. 'Neden kalktın? sabahta uzaklaştırmıştı beni kendinden 'niye yayıp biraz daha dinlenmiyorsun?' hafif kızarmıştı yanakları 'ımm uyku bitti' gülerek söylediği cümleyle tebessüm edip doğrulmuştum 'benden uzaklaşmıyorsun değil mi? Neden kollarımda kalmıyorsun? Göğsüm rahat değil mi?' anlamak istiyordum sadece 'seni anlamak istiyorum, söylemezsen bilemem ne düşündüğünü benimle konuşmalısın' yanağını okşayan elimi tutmuştu. 'Hayır, hayır çok rahat. Ben sadece -' tereddüt etmişti kısa bir an 'utandım sanırım, yani özür dilerim beni böyle görmeni istemezdim' dedi parmağını göstererek. 'Ama bunu hep yapmıyorum yani. Arada bir sadece evet' kendini inandırmaya çalışırcasına sallamıştı başını. Gülmeye başladığımda neden güldüğümü anlayamadığı için yüzü komik bir hal almıştı. Bununla daha çok gülerken 'utandın mı seen' demiştim. Tekrar kızaran yanaklarıyla anında reddetmişti 'hiçte bile!' 'Ama ben çok seviyordum uyurken bana yakın olmanı' gözlerini kırpıp ciddi olup olmadığımı anlamaya çalışıyordu. Yeni uyandığı için dağılmış sarı saçlarına ellerimi kaydırıp düzelttim 'hadi gel biraz daha keyif yapalım sonra sana kahvaltı hazırlarım' elimi çekip uzandığımda sağ göğsümü açığa çıkarmıştım 'sen kadar bende alıştım sanırım bu duruma, beni mutlu etmek için gelirsin umarım?' Uykudan yeni kalktığı için hala sersem gibiydi anlayamamıştı şaka yapıp yapmadığımı ama iki saniye bekleyip sokulmuştu. Biraz önceki yerini bulan vücudu kollarını belime sarmasıyla dahada yakınlaşmıştı. Sonunda göğsümü bulan dudaklarla gülümsemiştim. Doğruydu dediklerim, tuhaf bir şekilde onu bana bağlı hissediyordum böyle. Bu bizim ilişkimiz için oldukça özel bir andı. Sadece ikimize özeldi. Tekrar saçlarına götürdüğüm elimle gözlerini kapatmıştı. Uyumayıp kendini dinlendiriyordu bense onu izlerken dinleniyordum.Bir kaç dakika sonra göğsümü yavaşça emen dudakları durmuş, diğer göğsümü eliyle kavramasıyla uyarılmıştım. Bana dokunması vücudumu hep heyecanlandırıyor kendimi kontrol edemiyordum. Uykusu iyice açışmış olmalıydı ki gözlerini açıp çekilmişti göğsüme bir öpücük bırakıp kendini dikleştirip başını başımın yanına koydu. Şu an neden hastayım diye kendime kızıyordum. Dudağıma yönelip bıraktığı küçük öpücükten sonra çekilmesine izin vermemiş,ensesinden tutup tekrar kavramıştım dudaklarını. Gülümsediğini hissettiğim dudakları memnuniyetle dudaklarımı sömürmeye başlamıştı. Hissettiğim diliyle saçlarına kaydırmıştım elimi. Ensesindeki saçları kavramıştım. Düşündüğümde iğrenç gelen şey o kadar çok hoşuma gitmişti ki o dilini çeksin hiç istememiştim. Sonunda çekilip 'uuw' dediğinde onunla beraber bende gülmüştüm. Telefonunun çalmasıyla kalkıp masamdaki telefonunu açmıştı. 'Alo? -Ah tabi doğru! -Hemen geliyorum' kapattığı telefonla aceleyle aramıştı gözleri bluzunu fakat bulamamıştı 'Benim çıkmam gerek işlerim vardı unutmuşum. Bluzumu gördün mü acaba?' Kardelendeydi, yıkamış olmalı bir bakıyım kurumuş mu. Çıkıp banyoya uğradığımda tahmin ettiğim gibi yıkanıp, kurutucuya atılan bluzu alıp döndüm. Üstüne zaman kaybetmeden geçirdiği bluzu ve ceketiyle son kez bana sarılıp 'seni ararım şimdi hemen çıkmalıyım' başımı sallarken o çoktan apar topar ayrılmıştı bile evden. Gittiği için üzülmüştüm fakat sonra okula gitmem gerektiğini hatırlayıp hazırlanmaya başlamıştım. Zeynep akşam gelmemişti büyük ihtimalle Mehmet'e gitmiştir. Kızlarında sabahtan dersi vardı ondan ev oldukça sessizdi.  Üzerimi giyinip,birşeyler atıştırdığımda evden çıkma vaktim gelmişti bile. Okula yürürken telefonum çalmıştı, efedir diye sevinerek baktığım ekranda annem yazısını görmemle biraz üzülüp açmıştım hemen. 'Alo Arya? Merak ettim seni konuşamadık doğru düzgün' 'Şimdi okula gidiyordum anne, evet biraz karışıktı bu hafta Efe geri döndü.' 'Evet biliyorum bana söylemişti' ' Ne? Ne zaman? Bana neden söylemediin!' Hafifçe gülmüştü annem ' sürpriz yapacağım dedi bende ne zaman geleceğini bilmediğim için sen söyleyene kadar söylememiştim.' Okula girdiğimde devam etmiştim konuşmama ' bunu daha sonra yine konuşacağız anne bana nasıl söylemezsiin! Şimdi derse girmem gerek sonra yine konuşuruz' ' Tamam canım, konuşuruz. İyi dersler sana '  telefonu kapatırken sınıfıma girmiştim. Boş olan bir yere geçip oturduğumda sınıfta Emre girmişti. Ah tabi ya! Onunlada konuşmalıydım. Oda öyle düşünüyor olmalıydı ki yanıma oturmuştu sert ifadesini koruyarak. Emreyle sınıf arkadaşıydık. Oldukça iyi be komik bir çocuktu. Geçen hafta beni sevdiğini söyleyene kadar her şey güzeldi fakat ben onu sevmiyordum düşünmem için cevabını sonra vermemi söylemişti fakat bir kaç sonra karşısında gördüğü Efe onu şaşırtmış olmalıydı. 'Keşke bana söyleseydin' demişti ' Emre, beni yanlış anladın gerçekten. Bak Efe'yi eskiden tanıyorum ama burada değildi yeni döndü. Ben onun döneceğini bilmiyordum. Düşündüğün gibi değil. Seni arkadaş olarak sevdiğimi biliyorsun.' Başıyla onaylamıştı dediklerimi. ' yani şu an onunla berabersin?' ' Evet ama bu yüzden seninle arkadaşlığım bozulsun istemem.' Melis'te sınıfa girmiş yanımıza doğru geliyordu. 'Bende, zaten senden hoşlandığımı biliyorsun. Senden uzak kalmak istemiyorum. Sadece biraz zamana ihtiyacım var, alışırım elbet' zorla gülüp yanağımı sıkmıştı. Melis ' bana niye yer tutmadınız?!' diye cırlarken Emre bana doğru sıkılıp kenarda ona yer açmıştı. Gülerek oturan Melis ben ve o eskisi gibi sanki bunları biraz önce konuşmamışız gibi sohbet etmeye başlamıştık. Böyle davrandığı için memnundum aslında o iyi bir arkadaştı. Yeni yıla az kaldığı için kıyafet alışverişine gitmeye karar vermiştik yarın. Hocanın sınıfa girmesiyle sohbetimizi kesip derse döndük hepimiz.

Pied PiperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin