Dayanma

852 13 0
                                    



Yemeklerimiz bittiğinde ' Hadi -Melis'le bana bakarak- tekrar bir araya gelmemizi -sonrasında kızlara bakarak- sizle de tanışmamızı kutlamak için bir şeyler içmeye gidelim' diye önerdi Efe. Kızlarsa dışarı çıkmaktansa bugün evde içme modundaydılar. Geçen yaptığımız kızlar gecesinden biraz kalmıştı hem içki. İlk başta bunu onaylamasam da hepsinin heves yaptığını görüp sesimi çıkarmamıştım. Efe Melis'e gidip bir kaç birşey daha almaya gidelim diye önerdiğinde onlar içki ıvır zıvır almaya inmiş biz kızlarla masayı toplayıp çerez, peynir, meyve hazırlamaya koyulmuştuk.

Odam tekrar aklıma geldiğinde işleri kızlara bırakıp hemen odamı toparlamaya gittim. Sandığım kadar dağınık olmayan odama şekil verdikten sonra rahat olmak için şort bluz geçirip saçlarımı toplasam mı toplamasam mı diye aynada kendime bakarken çalmıştı kapı. Saçlarıma dokunmadan koşup açtım hemen kapıyı. Resmen poşet poşet bir sürü şey alıp gelmişlerdi. Çoğunluğu Efe'de olan poşetlere uzandığımda reddedip hemen içeriye götürüp koymuştu hepsini. 'Bu kadar çok şey almasaydınız keşke' Efe'nin yanına gittiğimde almıştım hafif sigara kokusunu şimdi anlamıştım neden Melis'le gitmek istediğini. 'Sen sigara mı içiyorsun?' ters bakışlarıma sanki ne var dermişçesine sıradan bir şekilde 'evet' demekle yetinmişti.

Hoşuma gitmemişti bu, sigara kokusunu küçüklüğümden beri sevmezdim o yüzden Melis içtiğinde benden bir süre uzak dururdu. Efe'den gelen koku ise beni o kadar rahatsız etmemişti. Kendi kokusuna karıştığı içindir belki, o içime çekmek istediğim kokusu... Aklıma gelen o düşünceye başımı sallayıp, uzaklaştırdım hemen. Sevmediğim şeyleri bile olumluya çevirtebiliyordu. Daha bir gün olmamışken dönmesine bu kadar kaptırmamalıydım kendimi.

Bardaklarımız boşalıp, yenilenirken keyiflerimizde oldukça iyiydi. Efe'ye yetişmek için içmeyi çoktan bırakmış çakır çekif olmayı başarmıştım bile, o ise hala iyi konuşup normalmiş gibi görünüyordu. Neşelerimiz doruklara ulaşırken bir yandan açtığımız şarkılara dans etmeye çalışıyor bir yandan gülüyorduk. Efe'yse kendini koltuğa bırakmış bir halde bizi izleyip gülüyordu. Alkol etki gösteriyor olsa gerek başını yaslamıştı. Alnına dökülen saçları onu daha masumlaştırmıştı sanki.

Melis sigara için onuda çağırdığına zorla balkona çıkmışlardı. Biz hala dans edip eğleniyorduk. Beş dakika sonra gülerek seslenen Melis bana Efe'ye bakmamı söylemişti. Balkona gittiğimde sigarası bitmiş yerde bitirdiği sigarasıyla konuşan Efe vardı. Balkon soğuktu o yüzden çıkmadan balkon camını tıklatıp Efe'ye elimle gel gel yapmıştım. Kalkıp gelmek yerine emeklediğini görünce gülmeye başlayıp olduğum yere çökmüştüm bende. Kısa sürede girip kapatmıştı hemen kapıyı. Olduğum yere kurma bebekler gibi kozla emekleyip bulmuştu dudakları dudaklarımı. Sırıttığı için geri çekildiğinde gülümsemiştim bende.

Balkonda durduğu için soğuktu bedeni ama içimi ısıtmayı başarıyordu. Doğrulup elimi uzattığımda kalkıp elimi tutmuştu hemen. Alkol sıcaklattığı için toka almaya odama girmiştim ilk. Efe'yi yatağıma oturtup tokamı almaya giderken hafif sendelemiş yine de almayı başarıp aynamın karışına ulaşmıştım. Yavaşça alkolden kontrolünü kaybeden vücudum beni beceriksizleştirirken, bozuk bir şekilde toplamıştım saçlarımı yukarıdan. Ensemde hissettiğim dudaklara doğru dönmemle tekrar takılmıştım kendi ayağıma Efe kolayca beni tutarken biraz önce sanki emekleyen o değildi sorusunu geçirmiştim aklımdan. 'Çok kısasın ufaklık' gülme sesiyle bacaklarıma kaydırdığı ellerini kolayca bacaklarımın belinde yerini bulmasına yardım etti. 'Şimdi senle aynı boydayız iştee' ukalaca gülerken söylediğim söylere oda gülüp tekrar sokuldu bana. 'Bu kadar güzel kokma' farkına varmadan dudaklarımdan çıkan kelimelere dudaklarımı kapatan dudaklar belkide o an istediğim en harika yanıtı vermişti.

Kollarımı boynuna dolayıp daha derin öptüm onu. Alkol değildi bu vücudumu yakan, oydu bu içimi titreyen. Onu istiyordum. Öperken asılmaya başladığım bluzunu hissetmesiyle durdu dudakları. Burnuma ve alınmada kondurduğu öpücüklerle yatağa bıraktı bedenimi. Boşlukta kaldığımı hissetmiştim o an soru soran gözlerle ona baktığımda 'alkollüsün güzelim ben artık gideyim' 'hayır, hayır gidemezsin' kolunu çekmemle yatağıma oturmuştu üstüne doğru tırmanmış kucağında yerimi almıştım hemen. Cesaretimi toplayıp başlattığım öpücüğe karlılık veriyor fakat sadece bunu beni kurmamak için yapıyormuş gibi kontrollü tutuyordu kendini. Nefes alırken çıkardığım bluzumu atmıştım yere O ise kollarımı tutup sakin bir öpücükle reddetmişti sanki beni. O an yaşadığım hayal kırıklığıyla hareketsiz kalırken beni yatırıp üstümü örtmüştü. Beni hala sessizce ona bakarken o saçlarıma bir öpücük daha kondurup 'Hadi uyu güzelim' dedi. Yanıma uzanıp sarmıştı tek koluyla vücudumu 'sen uyu öyle giderim' kısa bir an yanağımı okşamaya götürdüğü eli yanağımda dolaştıktan sonra geri sarılmıştı belime. Gözlerimi kapatmıştım ağlamamak için, gözlerim sulanmaya başlardı yoksa biliyordum acaba beni istemiyor muydu? Daha fazla hayal kırıklığımı içimde tutamayıp gözlerimi açmadan ağlamaya başladım.

Yanımda kasılan bedeni anında doğrulmuştu 'ne oldu güzelim? Arya? Arya neden ağlıyorsun? Arya hadi cevap ver korkutma beni??'' Biraz olsun azalmayan ağlamamla doğrulmuştum bende 'beni istemiyorsun dimi alkol almış olabilirim ama sarhoş değilim ben ama sen onu bahane ediyorsun! Söylemen yeterdi istemiyorsan' başımı iki yana sallayarak daha da şiddetlenen ağlamamın arasında söylediğim sözler karşısında şok olmuştu Efe. Gözleri kocaman olmuş bana bakarken sanki dünyanın en saçma şeyini söylemişim gibiydi. 'Sen-sen ben seni nasıl istemem ki. Ne kadar zorlandığımı fark etmiyor musun?' göz yaşlarımı silerken devam etti 'pişman olmanı sağlayacak hiç birşeyi yapmanı istemiyorum, yoksa sana bu kadar yakın ama o kadar uzak olmaya nasıl dayanırdım'

'Dayanma o zaman! Ben ne istediğimi bil-' dudaklarıma kapanan dudaklar sözlerimi yarıda kesmiş sanki bunu bekliyormuşçasına sabırsız ama bir o kadar da sıcaktı. Akan yaşlarım karşılığını alacağını anlayıp kesilmişti...

Pied PiperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin