Seni benden kimse ayıramaz +18

790 13 0
                                    



Akşam kızlar tekrar film seyretmek istemişti fakat canım onlara katılmak istememiş odama dönüp biraz şarkı dinlemiştim. Emre grup açmış gelip gelmeyeceğimizi sormuştu. En azından aklım dağılırdı o yüzden bende olumlu cevap atmış dolabıma bakıp giyeceklerime karar vermiştim. Annemle konuşmak bana iyi gelirdi her zaman o yüzden arayıp iki saat boyunca onlarla konuşmuştum. Akıllarının bende kalmaması için onlara planımızı anlatıp benimde çok eğleneceğimi söylemiştim. Saat bire doğru yaklaştığı zaman annem artık geç olduğunu benimde uyumam gerektiğini söyleyip kapatmıştı telefonu.

Sıkıntıyla yatağa girdiğimde Kardelen odama girip maşamı istemişti. Yarın için deneme yapacaktı. Elimle yerini gösterdiğimde alıp kapımı kapatmadan çıkmıştı hemen. Geri getirdiğinde kapatır diye  üşenip kapatmamıştım kapımı. Gözlerimi kapatıp kendimi dinlendirmeye başladığımda duymuştum tekrar ayak seslerini. Ardından kapanan kapı sesimi işittim. İki saniye sonra keşke baksaydım saçlarına diye gözlerimi açıp kalkacaktım ki yatağın diğer yanı çöküp belime dolanan kollarla ödüm kopmuştu. Korkuyla bıraktığım çığlıkla doğrulurken Efe'yi görmem bir olmuştu. Çığlığımla oda korkmuş kollarını gevşetmişti. 'Ama- ama sen gelemeyecektin?' Koşarak girmişti Kardelen'de odama Efe gülerek gayet rahat şekilde 'benden korktu sadece merak etme, bu arada saçlar yakışmış' demişti Kardelen utanıp teşekkür etmiş benim iyi olduğumu teyit ettiğinde çıkmıştı odamdan. Oda doğrulduğunda tekrar sarılmıştı belime kolları, özlemle bende ona yapışırken fark etmiştim ne kadar zayıflamış ve yorgun gözüktüğünü. 'Neredey-' 'şşh' parmağıyla durdurduğu dudaklarıma sokulup çekmişti kokumu içine. Sevinçten içim içime sığmıyordu şu an. Yüzüne kondurduğum sayısız öpücüklerle kıkırdamış, duyduğum sesle kalbim mutluluktan bağırmıştı resmen. 'Sensizliğe daha fazla dayanamadım' dudaklarından dökülen kelimelerle daha fazla ne kadar mutlu olabilirim diye düşünürken bulmuştu sonunda dudakları dudaklarımı. Sabırsızdı bu sefer dudakları sanki bunca günü telafi etmek istercesine hiç yorulmadan  öpüyordu. Çekildiğinde nefes nefese çıkmıştım kucağına sımsıkı sarılmıştım boynuma. Sevinçten ne yapacağımı şaşırmıştım resmen. Çok sıkmış olmalıyım ki inlemesiyle kollarımı gevşetip güldüm. 'Biraz daha gelmeseydin seni özlemimden sarılırken öldürebilirmişim.' O muhteşem gülüşü kulaklarımı ödüllendirken boynuna sokulup çekmiştim kokusunu içime. Boynuna kondurduğum öpücükle biraz daha açmıştı boynunu. İstemsiz yaptığı bu hareketle fırsat bulup öpücüklerimi kondurmaya devam etmiştim. Yukarıya doğru yükselen dudaklarımla huylanıp kapatmaya çalışmıştı boynunu. Farkettiğimde kocaman bir sırıtış vardı yüzümde inatla bir kere daha öptüğümde gerilip 'yapma' diye uyarmıştı beni. Arka arkaya kondurduğum öpücüklerle kıkırdarken zorla uzaklaştırmıştı beni kendinden. Yastığa doğru emekleyip beni yatağın ortasında bırakmıştı. 'A! Doğru tabi Emre beyinde bildiği gibi birileri belinden huylanıyor?!' Emre ismine bilerek baskı yapmıştı. 'Kıskandın mı yoksa sen?' dilimi çıkarmıştım ona tek kaşını yukarıya kaldırırken bana doğru gelen elleriyle kaçamayacağımı anlamıştım. 'Sen şimdi görürsün' dediğinde elleri belimi bulmuş beni gıdıklamaya başlamıştı bile. Kaçmaya çalıştığımda beni altına almış gülmem bütün odayı sarana kadar gıdıklamıştı. Gülmekten kızarmaya başladığımda durup  üstüme bırakmıştı kendini. 'Bir daha sana dokunsun bak bakalım ben o ellerini neresine sokuyorum'. Koyulaşan gözleriyle sözlerinde ciddi olduğunu çekinmeden belli ediyordu.

Ne kadar saçmaydı oysa benim gözüm onun dışında kimseyi görmemişti ki. İlk ve tek aşkımdı o benim. Yanaklarım normal haline dönerken yanağını sevmiştim. Kızdırmak hoşuma gidiyordu, kızınca çocuklar gibi davranıyor bu beni güldürüyordu. Bilerek 'tamam sen varken söylerim dikkat eder' demiştim gözleri sinirle açarken 'ben varken? Ha yokken sıkıntı değil yani? Aryaa ya ne gülüyorsun?!' ben gülmeye devam ederken sinirle oturmuştu yanıma. 'Kızarmışta koca bebeğim beniim' doğrulup ona doğru uzandığımda gerilemişti hemen. 'Ne küstün mü yoksa?' ben daha gülerken başını yana çevirip kollarını göğsünde birleştirmişti. 'Konuşmuyor musun yoksa benle? Çokta sıcak hava yatayım bari sende konuşmuyorsun zaten sıkıldım hıh' pijamamın altını çıkarıp yüz üstü uzandım yatağıma geçen alışverişte aldığım tangamı giydiğim için kendimi tebrik ediyordum. Gözleri kalçalarımda dolandı bir süre. 'Kim dedi ki konuşmadığımı?' Bana doğru sokulurken sırt üstü dönüp manzarasını kapatmıştım. Tekrar karşısında doğrulduğumda dudaklarını yalayıp tedirginlikle bakmıştı bana. 'Kalk ayağı' söylediklerime şaşırmış tekrarladığımda şaşkınlığı yüzünü korurken ayağa kalkmıştı. 'Sende sıcaklamışsındır diye düşünmüştüm' emekleyerek ona ulaştığımda yatakta oturup açmıştım pantolonunun düğmesini. Yüzüne bakarken indirmiştim aşağıya pantolonunu. Bacaklarından aşağıya kaymasıyla farketmiştim kabarık duran önünü gülerek yatakta kendimi ona sürterek ayağa kalkmıştım yüzü göğsümün hizasında kalırken çıkarmıştım üstündekini. Hızlanan nefesiyle sertleşen kaslarına bakıp yutkundum. 'Oldukça sıcak olduğunu söylemiştim' çenesinden tutarak yukarıya doğru çekmiştim başını dudaklarımız birleşirken ellerini kalçama götürmüş kendine bastırarak avuçladığı kalçalarımı sıkmıştı öpüşü derinleşirken bacaklarımı beline sarmış dudaklarını bırakıp boynundaki hassas yerde dilimi gezdirip dudaklarımın arasına hapsetmiştim. Sertleşen erkekliğine daha çok bastırıyor parmakları kalçamda haylazca dolanıyor ara ara tekrar sıkıyordu. Emmeye başlamamla nefes almayı kesmiş iz bırakmak istercesine dudaklarımı bastırdığımda acıyla karışık inilti çıkmıştı dudaklarından. Bacaklarımı yatağa geri indirip atmıştım yatağa kendimi 'gel buraya' diye asıldığım koluyla cümleme uymuş boxerını indirerek üstüme çıkmıştı heyecanla tekrar sardığım bacaklarımla yakınıma çekerken bluzumu bulan elleri hiç çaba sarf etmeden bluzumu ortadan ikiye ayırmış göğüslerimi açığa çıkarmıştı. Bluzum ceketmiş gibi bedenimin iki yanına kayarken sabırsızca kendini bana bastırıp göğsüme burnunu sürtmüştü. Kenara çektiği çamarımla yerini bulmuş beni tamamlamıştı. Alt dudağımı ısırıp inlememi önlemiştim. Elleri ellerimle buluştuğunda parmaklarımız birbirine kenetlenmiş başımın hizasında yerlerini almıştı. Günlerdir ondan uzak olan bedenim altında kıvranıyor inlemelerimi daha fazla içimde tutamıyordum. İnlemelerimi yükselirken bir eli dudaklarımı kapatıp diğeri sıkıca bacağımı kavramıştı. Sertleşen hareketleriyle kapanmıltı gözlerim. Eli biraz olsun inlemelerimi azaltmış, altında  kıvranan vücudum kontrolsüzleşmişti. Kollarını sıkan ellerim son hamleleriyle sıkmamdan acımıştı. En sonundaysa tuttuğum nefesimi vermemle gevşemişti. Nefesini düzenleyerek yatmıştı yanıma. 'Nereleydin' ona doğru dönüştüm yattığım yerde. Sorduğum soruyla doğrulup sırtını yastığa yaslamıştı. 'Yarın konuşsak geç oldu?' Başımı olumsuz anlamda sallayıp oturdum kucağına 'ben şimdi konuşmak  istiyorum' Beni oyuncakmışım gibi sırt üstü yan tarafına bırakıp sinir ederken 'ben şimdi konuşmak istemiyorum ama' demişti. Dirseklerimin üstünde kendimi doğrulturken oda kaymıştı yatakta dirseklerimin üstünde durduğum için kolunu diğer tarafıma boşluktan atmış bedenime yan şekilde sokulmuştu. Onun göğsünün omzuma yaptığı baskıyla bende sağ tarafa hafifçe dönmüştüm başımı ona çevirmemle kavramıştı dudaklarımı. Diyeceklerimi unutup bir an kaptırmıştım kendimi, başımı ona iyice çevirmiş öpücüklerine karşılık veriyordum ki sol eliyle beni onun vücudunun dönük  durduğu  sağ tarafa döndürmüş belimden göğsüme kadar olan alanda dolanıyordu. Sağ koluyla belime destek oluyor uzun parmakları göğsüme doğru kayıyordu. Bacağıma kaydırdığı eli sağ bacağımı yukarıya çekerken  aniden içimde onu hissetmemle ısırdım dudağını. Kan tadını dilimde hissederken o çoktan yerini almış benimle tatlı tatlı sevişmeye başlamıştı. Bacağımı okşayan eli karnıma oradan göğsüme kayarken öpmeyi bırakıp yanağıma yaslamıştı burnunu. Sol kulağımda hissettiğim nefesi, göğsümü sıkan parmakları ve yavaşça içimde kaybolurken ona bırakmıştım tekrar kendimi. Her bir noktamı ayrı ayrı seviyor, acele etmeden, tadını çıkararak sevişiyordu. Bir süre sonra tekrar bacağımı kavramış biraz daha derinleştirmişti. Daha fazla dayanamayan bedenim titriyorken sonunda benden ayrılmış kendini yana atmıştı. Bir süre ikimizde kattığımız yerde kalmış sakinleşmiştik. Ona döndüğümde tavanı izliyordu sıkıntıyla 'babam' dedi. Bana bakması için elimle başını yanağından tutarak çevirdiğimde ısırdığım dudağının kanadığını fark ettim. 'Babam burada kalmamı zorlaştırıyor, burada kalmak istediğimi bildiği için geri dönmem için her yolu deniyor' yanağında olan elimle yanağını okşayıp baş parmağımla sevmiştim dudağındaki yarayı. 'Merak etme, seni benden kimse ayıramaz' bükülen dudaklarıyla sokulmuştu bana. Kollarımla sarmıştım hemen. Bu kocaman bedenin içindeki çocuğu bir tek ben biliyordum ve o çocuğu kimse benden ayıramazdı...

Pied PiperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin