~Efe'nin ağzından~
Anılar teker teker gözümün önünden geçerken kafamı duvarlara vurmak istiyordum. Acıyla ne yaptığımı bilmiyor, beni tutmak isteyen eller gitgide artıyordu. Sonunda kalçama vurulan iğneyle kapatmıştı gözlerim. Uyandığımda yine bağlanmıştım yatağa, her şey netleşmiş, unuttuğum anılar geri gelmişti. Uyandığımı farkeden hemşire 'nasılsınız? diye sormuştu. Sahi nasıldım? Her bir noktam ayrı acırken vücudumdan çok ruhum yorulmuştu. Hemşire çıktıktan bir süre sonra gelmişti Jess. O her zaman yanımdaydı. Beni sevdiğini biliyordum, ama ona onunla olamayacağımı defalarca söylemiştim. Sonunda elde etmişti istediğini 'gidelim buradan, benimle gel hadi' dediğinde 'Jess herşeyi hatırlıyorum' demiştim. Bir süre sessiz kalmıştı. 'Benimle mutluydun, seni her gün öyle mutlu edebilirim. Çok mutlu olabiliriz dön benimle' nasıl toparlayacaktım tüm bu yaşananları, Arya'ya nasıl bakacaktım tekrar? Canını bu kadar acıtmışken yine de bırakmamıştı beni. Ben onu nasıl bırakabilirdim ki? 'Benim yanım Arya'nın yanı' dediklerimle sinirlenmişti. 'Neden o? Sana herşeyi verebilirim. Mutlu bir ailemiz olur, rahat bir işimiz neden o?!' dişlerini birbirine geçirdiğinde bir cevap bekliyordu biliyordum ama bazen nedenler yoktu hayatta. 'Şimdi gideceğim ben ama göreceksin bana tekrar döneceksin istesende istemesende' sıkıntıyla vermiştim nefesimi 'sana değer verdiğimi biliyorsun Jess, yapma böyle' sakince gelmişti yanıma 'veriyorsan göster o zaman' yanaklarımdan tutarak öpmeye başlamıştı. Başımı zorla çevirdiğimde üstüme çıkmıştı. Şaşkınlıkla ona bakarken bağlı olduğum için birşey yapamıyordum. 'Hadi bağırda gelsinler odaya, tekrar görsün sevgilin benimle seviştiğini' gülerek sürtünmüştü bana. Sinirden kasılmıştı kaslarım 'tecavüz ediyorlar diye bağır istersen?' dahada gülerken indirmişti altımı. 'Delirme ne yapıyorsun? Jess kendine gel!' eliyle kavradığı erkekliğimi bir yandan çekip bir yandan emiyordu. Nefesim kesilirken tekrar asılmıştım kollarımı. Sesimi çıkaramıyor sadece kurtulmak için bileklerim kanasada kurtulmak için asılıyordum. 'Lanet olsun, Jess!' zevkle sarsılan bedenimi kontrol edemiyordum. Hazır olduğumda oturmuştu üstüme bir eli kendi ağzını diğeri benim ağzımı kapatmış üzerimde zıplarken boşalmıştım. İyice bastırmıştı kendini bana sevinçle 'Bu kadar sevişmenin üzerine, benim için olmasada çocuğun için dönersin' bana doğru eğildiğinde ağzımdaki elini çekmişti gözlerim büyürken 'saçmalama' demiştim. Kalkıp üzerimizi sakince toparladığında gülmüştü tekrar, 'merak etme ona çok iyi bakacağım, haberini aldığımda sana haber veririm, seni bekliyor olacağız. Şimdi eğlenmek istediğin kadar eğlen , sonra bize dön aşkım' artık ne diyeceğimi bilemez hale gelmiştim. 'Öyle bir şey olmayacak, beni deneme ilaçlarını iç Jess' kafasını olumsuz sallamıştı. 'Neden en çok istediğim şeyi almışken kendi ellerimle bunu mahvedeyim? Yaşaması için herşeyi yapacağım ve sonunda üçümüz olacağız hep istediğim gibi' uzaklaşmaya başladığında doğrulmuştum biraz 'Jess nereye gidiyorsun, hayır gidemezsin! Jess?! Hemşire!!' ben bağırırken o çoktan çıkmıştı bile. Odama hemşirenin girmesiyle yalvarmaya başlamıştım. 'Açın lütfen, onun peşinden gitmem gerek' yeni bir kriz mi anlayamamıştı hemşire 'Lanet olsun açsana?! Levent Bey nerede?!!' babam onu sorduğum an gelmişti. 'Açman gerek bunları, hayatım mahvolacak!' şaşkınlıkla bakmıştı bana 'bu sefer bir kez olsun benim için doğru bir şey yapmak istiyorsan aç artık!' İlk önce kollarımı açmış üzerime ceketini çıkarıp vermişti. Hemşire bacaklarımdakini çözdüğünde babam ayakkabılarını çıkarmış bana doğru bırakmıştı. 'Teşekkürler' diyerek giymiş ceket şort ve klasik ayakkabılarla nasıl göründüğümü umursamadan fırlamıştım dışarı. Yakın olan havaalanına gitmesini söylemiştim taksisine bindiğim adama. Telefonum yanımda yoktu, babamın ceketinin cebinde cüzdan vardı sadece. Lanet ederek eve uğramasını istemiştim. Bu kılık kıyafetimle kimlik pasaport olmadan peşinden gidemezdim. Çabucak üstümü değiştirip, telefonumu aldığımda bakmıştım uçuşlara en erken olanına bir saat vardı. Yetişmem çok zordu ama belki ona bilet bulamaz bir sonraki ne binerdi değil mi?! Havaalanına geldiğimde 10 dakika daha geçmişti 1 saati. Yeni yıl sonrası eve dönecekler o kadar kalabalıktı ki, 10 dakika daha girişte oyalanmış sonunda dış hatlara girdiğimde Jess hiç bir yerde yoktu. Çaresizce Amerika'daki başka arkadaşlarımı aramıştım. Döndüğünde bana haber vermelerini istemiştim. Teyzem hallerdi bu işi, döndüğüne dair haber aldığımda arayacaktım onu, en kötü benim gitmem gerekecekti. Çalan telefonuma baktığımda arayan Melis'ti. Nefesimi sıkıntıyla verip açmıştım telefonu. 'Alo?
'Sen yine neredesin ya?! Bizi öldürecek misin?!' keşke ölüp kurtulsaydım bunlardan. Hiç rahat olamayacak mıydım ben? 'Herşeyi hatırlıyorum ben, iyiyim. Sadece- uzun olay yüz yüze anlatırım. Siz eve gidip dinlenin'
'Ne? Neredesin? Herşeyi mi hatırlıyorsun? İyi misin?'
'Bilmiyorum Mels, bilmiyorum Arya'ya iyi bak. Eve gideceğim, sizde gidip dinlenin' beni bekleyen taksiye binmiştim tekrar 'yanına geliyoruz tamam mı? Evde buluşuruz' kapanmıştı telefon yüzüme.
Eve geldiğimde çoktan evdeydi onlar. Heryer toplanmıştı. Balkona baktığımda orada sigara içiyordu ikiside?
Melis bir yandan telefonla konuşurken fark etmişti beni. 'Bizimkiler meraktan ölmüş, gitmem gerekiyor. Sende gelecek misin?' Arya hayır anlamında sallamıştı başını. Melis 'ben gidiyorum bana sonra anlatırsınız' diye kapıya yöneldiğinde çıkmıştım balkona. Burnuma gelen kokuyla bakınmıştım. Arya'nın elindeki sigaraya baktığımda 'Ne var hep siz mi içeceksiniz, benimde canım yeterince sıkkın' yaklaşıp elime aldığımda koklamıştım tekrar. Bu Jess'in getirdiklerindendi. 'Git yenisini yak benim kini niye alıyorsun zaten az kaldı?' Gayet iyi gibiydi acaba zihnimin oyunumuydu bu. Sigarasını söndürüp içeriye geçtiğimde söylenerek gelmişti peşimden.
'Jess, benim yakınlarımdan. Aramızda önceden bir şey yoktu fakat bana takıntısı var. Ben, onunla bilerek olmadım. İçtiğim şey yüzünden tutamadım gerçekten. Çocuğumuzun olmasını istiyor o yüzden kaçtı. Eğer olursa aldırtacağımı biliyor çünkü. Kalırsa önleyici ilaç aldırtırdım ama havaalanına baksamda bulamadım onu'
gülmeye başlamıştı Arya 'Ne yani çocuk olunca onu mu seveceksin? O zaman bizde yapalım? Bende senden çocuğum olsun isterim' bana doğru gelmişti. Tekrar güldüğünde dengesini kaybetmişken yakalamıştım onu. Haklıydım Jess'in paketinden alıp içmişti. Umarım Melis her zaman ki gibi kendi mentollü sigarasından içmiştir. 'Seni affederim herşeyinle, yaptığın herşeyi ama herşeyi ama o çocuk olmayacak, bizim çocuğumuz olacak. Sen benimle bile sevişirken dikkat ediyorsun ama o kızın içine mi boşaldın?!' Bluzumu kavrayan eli sertçe çekmişti beni. 'Hayır, isteyerek ol- parmağıyla dudaklarımı susturmuştu ama çekmiştim elini kenara 'Arya şu an kafan iyi değil lütfen bebeğim sakin ol' gülmüştü yine 'ben bebeğinim ama bizim bebeğimiz burada olacak' karnını tutunmuştu sevinçle. Üzerimdeki kumaş parçalarını asılmaya başladığında tutmuştum kollarını. İnatla bakan gözleri benimkileri bulmuştu 'sen istemiyorsan, isteyen birilerini bulurum! O kızla seviştiğin gibi benimlede sevişeceksin!' Resmen üzerime saldırıyordu ve ben onu tutamıyordum. 'Tamam tamam odaya geçelim' zaman kazanmak istercesine söylemiştim bunları ama o karşımda çoktan çıplak haliyle hazırdı. Tekrar üzerime gelen kolları kontrol etmekte zorlanıyordum. Zayıflamıştım oldukça düğmemi açması pantolonumun bacaklarımdan kayması için yeterli olmuştu. Duvara yaslamıştı beni, sanki rolleri değiştirmiştik. Dudakları dudaklarımı bırakmıyor kalçalarımı tutan elleri onun bedenine iyice yapışmamı sağlıyordu. 'Seviş benimle' verdiği emirle sarmıştı bacaklarını belime destek almak için yerimizi değiştirip onu yaslamıştım duvara boynumu emen dudakları 'burada gir içime' diye fısıldadığında eli acemi hareketlerle erkekliğime gitmiş kendine yerleştirmek istemişti. Boynumdaki hassas noktaya baskı yapan dudaklarıyla inleyip elinden kurtularak yapmak istediğini yapmıştım. Gülerek boynuma sarıldığında doğrulmuştu biraz daha. 'Sakinleşmen lazım' dediğimde tırnakları çizmişti omuzumu 'beni istemiyor musun?' Artık çok geçti geriye kalan tüm enerjimi Arya'ya harcamıştım. Yatağa gittiğimizde durmamı istediğinde durmamış yatağı ıslatmasına neden olmuştum. İlk defa yaşadığı deneyimle tatmin olurken benim daha fazla gücüm kalmamıştı. Ot yüzünden bitmeyen enerjisiyle tüm geceyi hareketli geçirmiş sabaha karşı tükenen bedenlerimizle uyuyakalmıştık.
![](https://img.wattpad.com/cover/171100817-288-k284084.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pied Piper
RomanceOnun bana ait olması bir rüya gibi gelirken, yaşadıklarımız bu rüyadan hiç uyanmamam için evrene yalvarma sebebimdi. O güzel yüzü, beni büyüleyen vücuduyla karışımdaydı. İstediğim tek şey ise ona sıkıca tutunup o rüyada öylece kalmaktı.