Sıcak +18

931 8 0
                                    


Rüyamda evimize Emre gelmişti. Kızlar ortalıkta olmadığı için salonda dersimizi yapmamızı önermiştim. Büyük masayı açtığımda sanki Efe'nin sesini duymuştum. Emre'ye bir dakika diyip odama geçtiğimde Efe yatağıma uzanmış bana bakıyordu sırıtarak.
''Sen ne zaman geldin ki?'' aceleyle yanına gittiğimde bir şey demeden altına çekmişti beni. Kolayca bluzumu sıyırmış çıplak bedenimde dolanmaya başlamıştı dudakları. Kendimi bir an kaybedip ona bırakmıştım. Şortumun açıkta bıraktığı yerlere değen nemli dudaklar beni delirtiyordu. Bacaklarımın iç kısmına kondurulan öpücükler sabırsızlandırmaya başlamıştı beni. Salonda bir ses duymamla inlemiştim ''Emre,emre'' tekrar inleyip bana bakan Efe'ye salonu işaret etmiştim. Orada olduğunu anlayınca bırakmıştı beni kızarak. Hemen doğrulduğumda kaybolmuştu. Nereye gittiğini anlayamamıştım bile ona seslenip evde onu aramaya başlamışken uyanmıştım.

Kasıklarım arzuyla yanıyordu resmen. Gözlerimi dolaştırdığımda Efe'yi görememiştim. Az önce dudaklarının olduğu yerleri gezmişti elim. Nemliydi tenim sanki gerçekmiş gibi. ''Efe?'' doğrulmuştum yataktan ona aç bir halde. Cevap alamayınca tekrar seslenip kalkmıştım. Odadan çıkınca görmüştüm onun balkonda olduğunu. Sigara içiyordu üzerinde bir boxer bir ceketle. Derdi neydi bu çocuğun en azından düzgün giyinmeliydi, görmemem için acele ettiği için miydi? Ürpermişti çıplak tenim cama yaklaştığımda. Camı tıklayıp bana bakmasını sağlamıştım. Dağınık saçları, uykulu yüzü o dudaklarını öyle istiyordum ki. Sigarayı değil benim dudaklarımı kavramalıydı o dudaklar. Sigarasını bitirmeden gelmemişti yanıma. İçeriye girdiğinde özlemle soğuk oldurmasına aldırmadan ceketinin önünü açıp bedenimi yapıştırmıştım ona. Yanan bedenim soğuk tenine değince ürpermiş ama daha çok yanmaya başlamıştı. Dudaklarına yöneldiğimde çekmişti başını alayla.

''Sorun değil kötü kokmuyorsun'' sigara içmesini istemediğim için kokuyorsun diyordum. Onun kokusuna karışan herşey hoş geliyordu yoksa bana. Tekrar dudaklarına yöneldiğimde kasılmıştı bedeni. Kızgındı bana bakan gözleri. Göğsüne öpücük kondurup okşamıştım karın kaslarını ama omzumu itmesiyle gerilemiştim. Ne olduğunu anlamadan bakarken çıkarmıştı ceketini.

''Aşkım?'' sıkıntıyla asılmıştı saçlarını koltuğa otururken ''Bana biraz izin ver'' içeride yakmıştı sigarasını. Kasları kasılmıştı yine.

''Ne olduğunu söyler misin? Niye böyle yapıyorsun?'' yanına oturmamla gülmüştü yine. Elimi tuttuğunda şaşırmıştım üzerine gelmemi istercesine çekmişti elimi. Komutuna uyup kucağına oturduğumda başını yana çevirerek üflemişti çektiği nefesini. Gözleri üzerimde dolanmıştı kısa bir süre.

''Şimdi seninle olursam canını yakabilirim'' daha fazla konuşmak istemezcesine sigarasını götürmüştü yine dudaklarına. Anlayamıyordum ne demek istediğini. ''Sonra tekrar Emre falan dersin, sinirle sana...'' sözlerinin devamını getirememiş sinirle kasılmıştı altımda. Demek rüya değildi hissettiğim dudaklar.

''Efe saçmalama, rüyaydı o ama sandığın gibi değil o sadece salondaydı ben sana onun içeride olduğunu söylemek istemiştim'' rüyada onunla seviştiğimi düşünmüş olamazdı değil mi? Ne yani kıskanmış mıydı? ''Kıskandığını söyleme bana sakın yanlış anlayıp'' yüzüne baktığımda dediklerimin doğru olduğunu anlamıştım. Dayanamadan gülmeye başladığımda bitirmişti sigarasını.

Dudaklarımı boynuna bastırdığımda mırıldanmıştım ''Sen varken başkasını nasıl düşünebilirim ki ben?'' gevşediğini hissetmiştim birazda olsa, kondurduğum öpücükler hoşuna gitmiş olmalı ki biraz daha açmıştı boynunu. ''Kızmış mı sevgilim banaa?''

Rahatlamış ama kırgındı bakışları ''Başkasına yakın olmana dayanamam'' çaresizce öpmüştü dudaklarımı. Sadece dudaklarımı değil kalbimide kavramıştı sanki. O kızla olması çok acıtmıştı canımı, onu anlıyordum. Omuzlarına götürdüğüm ellerimle tenini okşuyordum rahatlaması için. Dudakları dudaklarımdan ayrılmıyordu. Ne zaman küçük koltuğa yatırmıştı beni anlayamadan üzerime vermişti biraz ağırlığını. Boynuma kayan dudaklarıyla inlemiştim. O sıcak dudaklar tenime değdikçe karnımda kelebekler uçuşuyordu. Boynumda biraz dolanıp küçük öpücüklerle göğsüme inmişti. Göğüs ucuma geldiğinde kavramıştı dudakları öpmek yerine. Hafifçe asıldığında dokunmuştum saçlarına. Saçlarını okşamaya başladığımda göğüslerimde kaybetmişti kendini. Emiyor yalıyor, dayanamayıp sıkıp asılıyordu. Göğsü uçlarım dokunuşlarıyla iyice hassaslaşırken hoşuna giden görüntüyle hevesini bir türlü alamıyordu. Islanmaya başladığımda çekmişti çamaşırımı. Onu içimde hissetmemle inlemiştim tekrar. Beklemediğim için bir an kasılmıştı bedenim ama bana doğru kendini ittikçe gevşemişti tekrar bacaklarım. İnlemelerimin arasına onunkiler karıştığında nefesim kesilmişti. Onun sesini duymak kasıklarımdaki baskıyı arttırıyordu. Çıkardığı seslerle kendimden iyice geçerken içimde sıcaklık olmuştu. Durmaması için tutmuştum kolunu. Üzerime doğru eğilip kendini bana bastırdığında yavaşlamıştı biraz daha. Terlemiştik ikimizde, yavaşça sevişen bedenlerimizle bilinçlerimizde kaybolmuştu. Bacaklarımı beline attığında tutun demişti. Bacaklarımı sıkıp ona tutunduğumda rahatlıkla kalkmıştı.
Ben boynunu tekrar öptüğümde banyoya girmişti Efe. Jakuziye girdiğinde oturmuştu yavaşça. Bu sefer ben onun kucağında üstteydim. Suyu ayarlamaya çalışıyordu bense kendimi hareket ettirmeye başlamıştım. Odaklanmadığı için kalçamı kavramıştı diğer eli beni tutmak için. izin vermeden sertçe tekrar oturduğumda bana dönmüştü gözleri. Kalçama attığı şaplakla gülmüş tekrar doğrulup bırakmıştım kendimi. Soğuk su bedenime değince suyu kendim ayarlamaya karar vermiştim. Üzerinde beni oyuncak gibi kaldırıp indirirken her ne kadar zorlansamda ılıştırmıştım suyu. Dizlerimin üzerine kaldırdığında sarılmıştı sıkıca belime, göğüslerime gömülmüştü tekrar. Su doldukça dahada gevşemişti bedenim omuzlarına masaj yapmaya başladığımda ısırmıştı göğsümü. Tekrar inlemesini duymamla gülmüştüm. O sesi beni nasıl bu kadar etkiliyordu anlayamıyordum. Geniş omuzlarını ovdukça belimdeki eli yavaşça bedenimi okşuyordu. Dokunuşları hafifleştiğinde mayıştığını fark etmiştim. Saçlarını ben yıkamak istiyordum. Arkamı dönüp şampuanı uzanmamla kalçalarımı tutan eller beni kendine çekmişti tekrar. Sırtım sert göğsüne değdiğinde eğimiyle üzerinde yatıyor gibi olmuştum. Ellerimi iki yana koyup hafifçe doğrultumda bacaklarımı ayırıp yerini almıştı. Hareketiyle beraber su çalkalanıyordu. Bana her vuruşunda sertliğinden göğüslerim resmen acıyarak aşağıya yukarıya sallanıyordu. O kadar kolay doruklara ulaşmıştım ki kendim bile şaşırıyordum. Sert olduğu için canım yanıyor ama bir o kadarda zevk alıyordum. Bedenim titremeye başladığında bir gram hızını kesmeyen bedenle çığlık atmıştım. Kendimi daha fazla tutamayacağımı anladığında beni hemen öne itip dört ayak şeklinde durmamı sağlamıştı. Titreyen kollarımla suya düştüğümde koltuk altlarımın arasından ellerini geçirip göğüslerimden sertçe kavrayıp beni doğrultmuştu. Bütün bedenimi kontrol altına almışken göğüs uçlarımı sıkan parmaklarla daha çok bağırmıştım.

Pied PiperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin