Tanışma

745 12 0
                                        



Önden giderken bir yandan acaba odamı nasıl bıraktığımı düşünmeden edememiştim. Haftasonuna ailemle kalacağım için apar topar çıkmıştım dışarı cuma günü. Kapıda Zeynep'le Kardelen vardı. Arkamdan hemen merdivenleri çıkan Melis ve Efe'ye meraklı bakışlar atıyorlardı. Onlarda çıktığında girmiştik eve. Kızların hayran bakışlarına çok aldırmamıştım açıkçası. Yanında olduğum süre boyunca bir çok kızın ona hayranlıkla bakmasından bu olayı normal karışlar olmuştum sanırım. Ezgi'de ailesinin yanına gitmiş Çarşamba dönme kararı aldığı için bizimle değildi. Kısaca kapıda onları tanıştırdığımda hepimiz içeriye geçtik.

'Merhaba tekrardan tanıştığımıza sevimdin. Ben bugün geldim, hasta olduğum için Arya bir süre benimleydi umarım ulaşamadığınız için çok merak etmemişsinizdir. Ev çok tatlıymış bu arada' gözlerini salonda gezdiren Efe hafif bir sırıtış yerleştirmişti yüzüne. 'Biraz merak ettik doğrusu ama bir problem olmamasına sevindim umarım sen de şimdi daha iyisindir?' Kardelen e cevap vermek için çevirdiği başını karnının guruldamasıyla utanarak aşağıya eğmişti Efe. Şu an onu çok tatlı bulamadan kendime onu ihmal ettiğim için kızıp hemen mutfağa  birşeyler hazırlamak için yönelmiştim. 'Ben hemen bir şeyler hazırlarım kızlar biriniz yardım eder misiniz?'

'Ben gelirim' diyip hemen peşimden gelmişti Zeynep. Diğerleri içeride sohbet ederken hemen çorba hazırlamaya başlamıştım Zeynep'te önceden yapmış olduğu köfteleri bir yandan pişiriyor bir yandan benimle konuşuyordu. Ev arkadaşlarımla üniversitede tanışmıştım o yüzden onlara daha önceden Efe'den bahsetsemde çok fazla bilgileri yoktu. Zeynep benimle aynı bölümde Kardelen çevirmenlik bölümünde Ezgi ise tıpta okuyordu. Kardelen ve Ezgi bizden iki yaş büyüklerdi. Efe'nin yaşıtlarıydılar.

Orta okuldayken tanımıştım ben Efe'yi o zamanlar daha zayıf, yüzü daha bebeksi kesinlikle çok neşeli bir çocuktu. Melis'le aynı sitede oturuyorlardı bir gün sitelerinin parkına gittiğimizde fark etmiştik yalnız tek başına oturduğunu. O gün tanışmıştım onunla. Sırf onu görmek için Melis'lerde kalmama izin versinler diye aileme ağladığım günler olmuştu. Aramızda her zaman farklı bir çekim vardı. Söylemişti bana beni sevdiğini inanmıştım o zaman bütün saflığımla, tüm sevgimi vermiştim ona ben. Kötü şeylerden bahsetmeyi hiç sevmezdi, ilk defa bana anlatmıştı canını sıkan bazı şeyleri ilk kez bana açılmıştı o ama onu anlayacak sıkıntılarına yorum yapabilecek olgunlukta değildim o zamanlar. Zeynep kalabalık olduğumuz için içerideki masaya kurmaya gitmişti sofrayı.

Karıştırdığım çorbaya dalmıştım ki belime dolan bir çift kolla irkildim. Efe sırıtarak öpmüştü yanağımdan 'Korkuttum sanırım, özür dilerim ama beni biraz daha beslemezsen daha çok korkabilirsin.' Elimde olmadan bende güldüm . 'Beş dakikaya hazıır sabret biraz daha.'  Ağırlığını üstümde daha fazla hissetmeye başladığımda ona çevirdim başımı. Bir kolunu belimden çekip başına götürdüğü eline bakmaya devam ederken hafif sallanmasıyla kollarımı ona kenetlemiştim.
Gerildiğimi hissetmesiyle zorla gülümsedi hemen  'başım döndü biraz, iyiyim ahahha sen mi beni tutacaktın yoksa? Hmm pişti sanırım ben hemen geçiyorum masayaa' kollarımın arasından bişey dememe izin vermeden hemen sıyrılıp gitmişti içeri.

Korkutmuştu beni hemen hazır olan yemekleri yetirip koydum kızlarada Efe'nin tabağına çok koymuş olmalıydım ki bütün bakışlar bana dönmüştü o kadar nasıl yesin dercesine. Ama sonra Efe çok acıkmış olmalı ki her şeyi yemeye başladığında bakışların yönü bu kez ona çevrilmişti. Bir insan yemek yerken bile güzel olabilir miydi? Evet o çok ama çok güzeldi. Bu kadar acıktığını düşününce vicdanım acıyor, kendime kızmadan edemiyordum. Çorbasından aldığı kaşığı üflemeden ağzına götürünce hafif bir inlemeyle doğruldu hemen sandalyesinden. 'Noldu? Yandın mı?' hepimizin ağzından aynı soru çıkmıştı telaşla üflemek için eğilmiştim ona doğru hemen sulanan gözlerini kırpıştırıp 'hayır' demişti hemen ama canının yandığını anlamak hiçte zor değildi. Kızlarda telaşlanmış olmasıydı ki herkes bir an yemeği bırakmıştı. 'Yiyin hadi çabuuk, sizinkileride yerim sonra' tabağımdaki salataya çatalını batırıp sanki bu bir gerçek tehdit dercesine yemişti. Kızların yemeğe başlamasıyla tekrar sıradan muhabbetlerde dönmeye başlamıştı. Bense bir yandan yiyor bir yandan Efe'yi kontrol ediyordum. Hafifçe kızaran alt dudağına daha fazla dayanamadan masadan kalkıp çabucak merhem alıp döndüm. 'Ama hayır şimdi onu sürersen yemeğimi düzgün yiyemem ağzıma girer sonra' diye söylenen Efe'yi dinlemeyip çoktan parmağıma sıkmıştım merhemi istemediğini belli eden salladığı kafasını çenesini tutarak sabitlemiş ardından hemen sürmüştüm merhemi. Buruşan yüzü annesini dinlemek istemeyen çocukları anımsatmıştı bana. İçimden gelen onu öpme isteğini bastırıp gülmüştüm hafifçe. İçim daha rahatlamış, yemeğime ve masada dönen sohbete dönmüştüm.

Pied PiperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin