Sorunları çözeceğini biliyordum, zaman alsada, yorulsada her zaman istediğini alırdı o. Gözlerini kapatmış belime attığı kolu ağırlığını vermeden üstümde duruyordu. Zayıflamış yüzünde dolaştırdım parmaklarımı bir süre, uykusu geldiği için huysuzca saklamıştı yüzünü boynuma. Boynumda ki nefesi benide sakinleştirmiş, çok geçmeden uyuyakalmıştım.~Efe'nin ağzından~
Uyuduğundan emin olduğumda doğrulup örtmüştüm üstünü. Minicik bedeni benim boşluğumu aramıştı bir süre sonra tekrar hareketsiz kalmıştı. Oldukça ünlü bir hastanede baş hekimlik yapıyordu babam ve burada iş bulamamam için bütün yetkisini kullanmayı göze almıştı. Görüşmeye gittiğim yerlerde karşımda doğru düzgün biri çıkmamıştı bile. Severek evlenmişti annem ve babam. Daha sonra annem burada yaşamaya alışamamış Amerika'ya dönmek istemişti. O sıralarda mesleğinde yeni yükselişe geçen babam, annemi bir süre oyalamış, kendini mesleğine adamıştı. Yalnızlığı artan annem benide alıp döndüğünde boşanma işlemleri başlatılmıştı. Oldukça sinirlenen babam hastane sahibinin kızıyla evlenip hastanede ki konumunu sağlama almıştı. Babamı kaybettiği anlayan annem kansere yakalanmış tedavi alsada günden güne kötüleşmiş, en sonunda ben liseye giderken Türkiye'ye geri dönüp babamdan yardım istemişti. Babamın evlendiği eşinden bir kız çocuğu olmuştu. Oldukça kıskanç bir bayandı bizi görmeye resmen dayanamamıştı. Onun sözüyle babam bizi başka bir hastaneye yönlendirmişti. Orasında iyi bir yerdi, bundan şüphem yoktu. O zaman benim kalmamı istemişti babam. Annemi o halde nasıl bırakabilirdim ki? Benimde onu bırakmamın hırsıyla tamamen silmişti bizi. Oysa 7 yaşıma kadar özenilen bir aileydik sonrasında bu derece dağılmamız oldukça üzücüydü. Annem babamın davranışlarına dayanamamış üç dört ay sonra geri döneceğimizi söylemişti. Teyzemlerle beraber yaşamıştık bir süre yoksa tek başıma o yaşta nasıl dayanırdım buna bilemiyorum. Yavaş yavaş kaybetmiştim annemi. Son kez uğramıştım Türkiye'ye annemi kaybettikten sonra. Babamla konuşmaya gittiğimde bir gram üzülmemiş, annemsiz kalınca onun yanına mı geldiğimi sormuştu alayla. O gün başlamıştı sinir krizlerim. Ondan öylesine nefret ediyordum ki bir daha görmemeyi düşünürken hastanede karışımda görmemle tekrar başlamıştı kabuslarım. Üzerimi giyinip sıkıntıyla balkona çıktım, sigara içmem gerekiyordu. Onunla konuşmam gerekliydi, bunu bilsemde tekrar o yüzünü görmeyi hiç ama hiç istemiyordum. Üçüncü sigaram bittiğinde oldukça üşümüştüm ceketime sarınıp soğuğun biraz da olsa beynimi uyuşturmasını dilemiştim. Balkon kapısı aralandığında yanıma Ezgi oturmuştu. 'Sigaran var mı?' cebimdeki paketi uzatırken 'sen içiyor muydun ki?' diye sordum. 'Canım sıkkınken' Ezgi gittiğim hastanede staj yapıyor o yüzden olanları biliyordu. Konuşmadık bir süre yüzümde dolanan gözleri dudağımda durdu. 'Krem vereyim iz kalmasın' istemsizce dudağımdaki küçük yaraya gitmişti parmaklarım 'gerek yok, geçer bir kaç güne' hiç vermek istercesine tutmuştu bacağımın üstünde duran elimi. 'Hocamla konuşacağım, gayet başarılı birisin elbet çözülür sorunlar merak etme.' Çektiği sigarasıyla öksürmüştü. 'İçmesen daha iyi' elinden aldığım sigarasını kendi dudaklarıma götürmüştüm. Başını onaylarcasına sağlayıp elimi tekrar okşarken kalkmıştı. 'Çok soğuk ellerin, içeriye girelim artık' yardımcı olduğu için minnettardım ona. Herşeyime hep yalnız göğüs germiştim şimdi paylaştıkça rahatlıyordum. Başımla onaylayıp yarıda olan sigarayı söndürüp beraber geçmiştik içeri. Saat üç buçuğu geçiyordu ama uykusuzluğa alışmış vücudum yatmak istemiyordu yatınca kabuslarım beni rahat bırakmak bilmiyordu çünkü. Karnım guruldayınca Ezgi gülüp tutmuştu kolumu 'Hadi mutfağa' itiraz etmeden peşinden gidip sandalyeye otururken çıkarmıştım ceketimi. Ekmekleri ısınırken menemenini yapıyor bir yandan ısıtılan ekmekle yerim diye kahvaltılık şeyleri masaya koyuyordu. Sonunda bittiğinde bütün mutfağa yayılmıştı mis gibi koku. İştahla yemeye başladığımda gözlerini ovuşturarak geceliğini üstüne geçiren Arya'yı gördüm. Ağzımdaki lokmamı yutarken bana doğru gelen uykulu vücudu zorla yürüyor gibiydi. 'Ne yapıyorsunuuz?' kısık çıkmıştı sesi ona doğru döndüğümde açığa çıkan bacağıma zaman kaybetmeden oturup omzuma yaslamıştı başını. 'Ben acıkmışım Ezgi bir şeyler hazırladı.' Bir süre masada gezinen gözleri her an kapanacak gibi duruyordu. Ezgi 'sende yer misin?' diye sorduğunda ben yemeğime çoktan geri dönmüştüm Arya ise olumsuz sallamıştı başını. Ezgi bu kadar çok yememe şaşırmış olacak ki boşalan tabaklara sonra bana baktı. Sonunda karnım doyduğunda Arya uyumak üzereydi omzumda. Ezgi'ye dönüp'Teşekkür ederim, ben sabah kalkıp toplarım mutfağı geç oldu sende yat hadi' başını olumsuz anlamda sallayıp toplamaya başlamıştı bile 'Arya'yı bırakıp getirtme beni geri buraya bırak lütfen' dediğimde istemeyerekte olsa 'peki, iyi geceler' diyerek ayrılmıştı mutfaktan. Arya'yı kucağıma alıp odaya geçtiğimde doyan karnımla rahatça uyuyabilirim diye düşünüyordum. Pantolonumu çıkarıp Arya'nın yanına yattığımda bir süre onu izleyen gözlerim pes etti, günler sonra ilk kez rahat bekleyen bir uykuya kendimi bıraktım.
![](https://img.wattpad.com/cover/171100817-288-k284084.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pied Piper
Roman d'amourOnun bana ait olması bir rüya gibi gelirken, yaşadıklarımız bu rüyadan hiç uyanmamam için evrene yalvarma sebebimdi. O güzel yüzü, beni büyüleyen vücuduyla karışımdaydı. İstediğim tek şey ise ona sıkıca tutunup o rüyada öylece kalmaktı.