~Efe'nin ağzından~
Uyandığımda sağ tarafımdaki baskıya çevirdim yavaşça başımı. Tüm güzelliğiyle uyuyordu Arya. Saçları hala nemli, kokusu burnuma doluyordu. Parmağımı doladığım bir tutam saçıyla oynamaya başladım. Yemekle aram yoktu ama uzun zamandır düzgün birşey yemediğim için karnım oldukça acıkmıştı şuan. Ateşim düşmüş, burnum hala tıkalıydı. Hafifçe yüzümü buruşturup yataktan ses çıkarmadan yavaşça kalktım. Üstüme rahat bir bluz geçirip Arya'nın üstüne birşeyler almak için aşağıya indim. Burnumu tekrar silerken reyon görevlisinin gösterdikleri kıyafetleri başımla onaylamıştım. Tekrar kızardığına emindim burnumun, kıyafetleri ödeyip geri yukarıya çıktığımda Arya hala uyuyordu.
Torbayı yatağın kenarına bırakıp tekrar sokuldum. Ağırlığımı yatağa vermememle kıpırdanmış fakat uyanmamıştı. Parmağımı yavaşça burnunda yanaklarında ve dudaklarında gezdirdim. Çok seviyordum onu, benim bedenimin aksine küçücük olan bedeni sanki onu kıracakmışım hissi yaratıyordu bazen. Üstündeki yorgan tenine dökülen saçları terletmişti onu. Yorganı kendi tarafıma yavaşça çekip biriken yorganı altıma almak istememle üstüne doğru kaymıştım birden. Kolumla son anda desteklediğim bedenim onu ezmemi engellemiş yatağın sarsılmasına neden olmuştu.
Uyanıp uyanmadığını kontrol etmek isteyen gözlerim ışık hızıyla gözlerine ulaştığında miniğimin gözleri aralanmıştı. Kızacağını düşündüğüm sırada gülümseyip boynuma doladığı kollarıyla beni kendine çekmesi en son beklediğim şeylerden olduğundan kol desteğini kesmiş bedenim onun sol tarafına doğru bastırılmıştı. 'Erken uyanmışsın, ateşin nasıl?' sorusuyla beraber alnına değdirdiği dudaklar bir an rüyada mıyım acaba diye düşünmemi sağlarken hafifçe başımı uyanmak istermiş gibi sallamıştım. Önüme dökülen saçlarıma giden elleri nazikçe okşamıştı saçlarımı, tekrar yanağıma kaydırıp okşadığında ona bakmaktan başka bir şey yapamıyordum nefes bile aldığımdan emin değildim o an.
Bana doğru sokulmaya çalıştığında altımda kalan bedenini hissetmeme neden olmuştu. Göğsünün yumuşaklığını göğsümün altında hissetmemle bastırmıştım dudaklarımı birbirine o ise hiç birşey yokmuş gibi dudaklarıma sokulup öpmüştü hafifçe sonra tekrar ve tekrar. Kasılan bedenimin aksine aklımda beni deniyor mu acaba düşüncesine sahipti. Düşüncelerimin aksine harekete geçen elim bacağına doğru gidip kavramıştı bile. Sırıtıp bacağını üstüme atmış biraz zorda olsa gücünü kullarak beni yana itip üstüme doğru gelen bu sefer o olmuştu. Bilinçsizce oturma pozisyonuna geçmemle Arya üstümden biraz aşağıya kayıp onunda yüzü bana dönük oturmasına yol açarken tekrardan hissettiğim dudaklarla kapanmıştı gözlerim. İlk öpücüğün aksine daha tutkuluydu bu öpücük bacağından kalçalarına götürdüğüm ellerim onu kendime daha çok bastırmıştı bile. Dudaklarımın arasına bir inleme bırakan Arya gülümseyip 'Acıkmışsındır, ben acıktım çünkü. Karnımızı doyuralıım.' dedi tekrar onu öpmek isteyen dudaklarımdan başını hızlıca kaçırıp birden ayaklanmıştı. Ellerim iki yanda kocaman açtığım gözlerle bir süre ona bakakalsam da dudaklarımı yalayıp kalmıştım bende. O bana yaklaşıyor ama ben ona yaklaşamıyordum. Bu muydu benim cezam acaba?
'Ne yiyelim?' diye sordum aklımdakileri dağıtmak istercesine. Cevap vermeden önce elime aldığı telefona bakmasıyla telaşlandığını hissetmiştim. 'Arkadaşlarım çok merak etmiş olmalılar... Nasıl anlatsam' diye söylenirken birden bana döndü tekrar boncuk gözleri 'bize gelmelisin. Evet, evet hem tanışırsın hem Melis gelir evet tek başıma olamam sen varken daha az soru sorarlarsa. Hem evde çorba da yaparım sana?' sorduğu soru gülümsetmişti beni. O ne dese ben yapmaya hazırdım oysa ki sormasına gerek yoktu ki. 'Sana kıyafet almıştım bunları giyersen çıkarız hemen' uzattığım poşeti alıp koşturmuştu hemen banyoya.
Pantolon giymenin daha iyi bir karar olduğunu düşünüp altımı değiştirmiştim bende. Bir süre Arya'yı bekledikten sonra onun bir kaç kızla ortak kaldığı eve doğru sürmeye başladım arabayı. Arya ise mesajlaşmaktan benim dediklerimi çok fazla takmıyordu. Kısa sürede varmıştık eve Arya bana dönüp 'Melis'i biliyorsun kafedede görmüştün o gelecek, üç tane ev arkadaşım var Zeynep, Ezgi ve Kardelen. Senden bahsetmiştim onlara gece gece seni de getirmem şaşırtacaktır onları..' telaşla sıraladığı cümleleri takip etmeyi denerken tıklatılmıştı arabanın camı Melis'te eve doğru gelmiş arabada Arya'yı görünce tıklatmıştı camı. Melis'te tanıyordu Efe'yi. Efe herkesle arasını iyi tutmaya çalışan, komik ve farklı görüntüsüyle her zaman ilgi çekmiş olan birisiydi. Arabadan indiklerinde çekinerek 'Konuşamadık, dönmene sevindim' diyen Melis sarılıp sarılmamakta kararsız kalmıştı Efe'ye. Efe'yse eskiden yaptığı gibi gülümseyerek saçlarını karıştırmıştı Melis'in 'hoşbuldum bücür' Melis'le Arya'danda önce başlamıştı aslında dostlukları. Kardeşi gibi görüyordu onu o yüzden Efe. Arya ise ikilinin rahatça konuşması için yanlarında dikilmeyip kapılarına doğru gidip zillerini çalmıştı. Üç katlı her katında bir daire olan küçük bir apartmanda kalıyordu Arya. Kızların aşağı kapıyı açmalarının üstüne iki arkadaşa dönüp 'Hadi eve' diye seslendi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pied Piper
RomantizmOnun bana ait olması bir rüya gibi gelirken, yaşadıklarımız bu rüyadan hiç uyanmamam için evrene yalvarma sebebimdi. O güzel yüzü, beni büyüleyen vücuduyla karışımdaydı. İstediğim tek şey ise ona sıkıca tutunup o rüyada öylece kalmaktı.