Arya telefonla babamı aradığında yere yatmıştım. Zeminin soğukluğu biraz olsun rahatlatmıştı beni. 'İlacını içtin mi sabah?' Bu soru bana yönelikti başımı hayır anlamında sallayıp gözlerimi kapattım biraz dinlensem geçerdi sanki. Koşarak ilaçlarımı getirmişti Arya birşeyler daha söyleyip telefonu kapatmış, başımı destekleyerek içirmişti ilaçlarımı. Kaldırmak istediğinde rahat olduğumu 10 dakika vermesini istemiştim. Hatırladığımı söylememiştim ona. Evimizdi gördüğüm yer annem babam ve benim olduğum müstakil bir ev bu kadardı, mutluydum orada. Baş ağrım yüzünden konuşmak istemiyordum, sonra anlatırdım nasılsa. Zamanla azalmıştı ağrım. Zorla doğruluğumda Arya'da ayrılmadan yanımda beni beklediği için buz gibi olmuştu bedeni. 'Yıkanıp, giyin hadi çok üşümüşsün. Ben daha iyiyim başım çok ağrıdı birazdan uyurum zaten. Konuşmak zor geliyor lütfen ısrar ettirme dediklerimi yap' başımı öpüp peki demişti. Koltuğa yatmama yardım edip girmişti duşa. Giyinerek çıkmıştı duştan. Üzerinde yeni kıyafetler vardı, önceden bırakmış olmalı diye düşünmüştüm içimden. Beni kontrol edip ders çalışmak için oturduğunda çatılmıştı kaşları 'Aşkım ben bir kitabımı unutmuşum evde, onu alıp gelirim' uykum gelmeye başlamıştı 'acele etmene gerek yok ben iyiyim zaten uykum geliyor yine' kısa süre düşünmüştü ben öyle dediğim için 'bir arkadaşımın Doğum günü orayada uğrayıp gelirim o zaman ama telefonun yanında dursun uyanır, kötü hissedersen ara beni hemen olur mu?' gözlerim kapanmaya başlamıştı bile 'olur' dedim zorla. Gelip başımı öptüğünde güzelce üstümdeki örtüyü düzeltti. 'Hemen gelirim aşkım, birşey olursa hemen ama hemen arıyorsun unutma, dinlen güzelce' yanağımı okşayan el çekildiğinde çoktan uyumuştum...
Kapı öyle bir çalıyordu ki uyanmamak mümkün değildi. Acaba Arya aradı telefonu mu duymamıştım panik olmuştum birden. Üstümde kıyafet olmadığını kalkınca anlamıştım. Yerden çamaşırımı alıp zorla giydiğimde uykum yeni açılıyordu. Sonunda kapıyı açtığımda yabancı bir yüzdü karşımdaki. İçeriye girip sıkıca boynuma sarıldığında 'geldim sonunda, iyisin, seni çok merak etmiştim' İngilizce konuşması ve sesinin tonundan onun Jess olduğunu tahmin etmiştim. Biraz çekilip kapıyı kapattığında süzmüştü beni. 'Çok kilo vermişsin, daha bir ay bile olmadı olanlara bak tanrım!' Kontrol etmesi bittiğinde tutmuştu yanaklarımı. Konuşacaktım fakat o an dudaklarım dudaklarıyla susturulmuştu. Geri çekilmiştim Arya'da hiç yapmadığım bir şeydi bu ama benim sevgilim oydu o zaman bu kötüydü değil mi? Şaşkınlıkla dolmuştu karşımdaki yüz 'bebeğim, özür dilerim ben hatırlayamadığını unuttum bir an seni karışımda görünce. Seni çok çok merak ettim. Ben Jessica ama sen Jess derdin sevgilin' kaşlarım şaşkınlıkla yukarı kalkmıştı 'Benim sevgilim Arya?' Daha şaşkın bir ifade almıştı suratı 'sana kimseyi dinleme demiştim. Kesin baban kandırıyor seni. Bir tanem beni iyi dinle -yanaklarıma ellerini koyarak gözlerimi gözlerine odaklamıştı- ben senin sevgilinim, hep yanında olan bendim. Resimlerden görebilirsin, sana gösterebilirim. Babanı sevmiyorsun sen o adam kötü. Ona baba bile demezsin sen, bu olaydan yararlanıp seni yanına almak istiyor bir tanem lütfen onlara inanma' doğru söylüyordu görmüştüm daha önce ki resimlerde onu. Gerilemiştim yine de bir adım 'ilaç içiyor musun? Hatırlamanı mı önlüyorlar? Sakın babanın verdiği ilaçları içtiğini söyleme bana?'
'Sana neden inanıyım, neden güveneyim? Bana bu dediklerinin gerçek olduğunu kanıtlanabilir misin?' Kızmış gibiydi biraz 'Froy lütfen kendine gel annen o adam yüzünden intihar etmişken sen hala nasıl bana inanmaz onun tarafını tutarsın?' beynimde yankılanmıştı intihar... intihar... O an bir anı daha gelmişti gözlerimin önüne
annem bana sesleniyordu mutfaktan 'Froy neredesin??' acıyla yaslanmıştım duvara. Dedikleri doğruydu biliyordum, beni kandırmışlardı... ilaçlar, onlar yüzünden uyuyup, hatırlayamıyordum. Şok olmuş bir şekilde geçmiştim salona. Ne yapacağımı bilemiyordum.Koltuğa oturduğumda Jess yüzümü kavrayıp silmişti göz yaşlarımı. Ağlıyor muydum? 'Herşey düzelicek bebeğim, benimle gel. Herşeyi eskiye çevireceğim güven bana, seni çok seviyorum' güvenmemi isteyen tek o değildi çok yorulmuştum düşünmekten. Dudakları tekrar dudaklarımı bulduğunda çekilmemiştim bu sefer ama tepkide vermiyordum. Tepki vermediğimi görünce yanıma oturmuş çantasından sigara çıkartmıştı. Alıp yakmıştım hemen ama çıkan kokudan anlamıştım sigara olmadığını. Bakışlarım onu bulduğunda 'rahatlatsın, çok şeyler atlatıyorsun' demişti. Tereddüt etmeden götürmüştüm dudaklarımın arasına. Biraz olsun rahatlamak ihtiyacım olan tek şeydi. Jess sokulmuş elleri çıplak tenimde dolanıyordu 'seni çok özledim' mırıldanarak dudakları omuzlarımda sırtımda ensemde minik öpücükler bırakarak dolanmıştı. İstemediğim için uzaklaşmıştım biraz ama onun rahat durmaya hiç niyeti yoktu bu belliydi. Eli erkekliğimi kavradığında istediğinin ne olduğunu belirtircesine gülmüştü. Yavaşça karın kaslarımda dolandırmıştı elini sonrasında kurtulmuştu boxerımdan. Bacaklarımın arasına yerleştiğinde gözlerim ona sabitlenmişti. Dilini tenimde hissetmemle tutmuştum saçlarını. O istediğini alırken çabucak içmiştim elimdekini. Beynim tamamen uyuşurken diğer elimle tutunmuştum koltuğa. Adrenalinle kasılan vücudum onun ağzının sıcaklığıyla dolmuştu. Ne yaptığını iyi biliyordu, dayanamayacağımı anladığımda asılmıştım bluzunu. Bacaklarımın arasından gülerek çıktığında üzerine geçmiştim. Üzerindekilerden kurtulduğumda vakit kaybetmeden birleşmiştik. Tahrik etmek istercesine inleyişi kulaklarımda yankılanıyor dolgun göğüslerini göğsüme sürtüyordu. Aryayla yaşadığımdan çok farklıydı bu. Karşımdaki tecrübeli beden zevkten düşüncelerimin tamamen kaybolmasını sağlıyordu. Hızlanmama izin veriyor, kontrolüme uyum sağlayabiliyordu. Geleceğimi anladığımda çıkmıştım ama o buna izin vermeden beni iyice çekmiş kendimi göğüslerinin arasına yerleşmiş olarak bulmuştum. Göğüslerini iyice sıkarak erkekliğime yaptığı baskıyla güldüğümde ucuna çıkardığı dilini değdirmişti 'niye duruyorsun?' ikimizinde suratında sırıtış varken tatmin olma vakti bana gelmişti. Buna izin vermiş ve sonuçlandığında oda bende rahatlamıştık. Üzerini temizlemesi gerekiyordu, tek başına gitmek istememiş benimle banyoya geçmişti. İçtiğim şey iyice sersemletmişti beni neşem tavan yapmıştı resmen. Küvetteki suyu ayarlamaya başladığında kaybolan dengemle hemen oturmuştum. Önce üzerimize su tutup kirlerimizden arındırmış, sonra küveti tıkayarak suyun dolmasına izin vermiş kenarda duran vücut jelimden karıştırmış 'kokunu özlemişim' demişti. Sırıtmaktan başka ne yapıyordum bilmiyorum cidden. Üzerime ters oturup, beni içine almış daha sonra sırtını göğsüme yaslamıştı. Bir elim karnını severek bulmuştu göğsünü. Başını bana çevirdiğinde çenemi tutarak ona bakmamı sağlamıştı. Çenemden enseme kaydırdığı eliyle başımı çekmiş dudaklarımı bulmuştu. Kendi hareket etmek istiyordu bu sefer, ona izin verip zevk almaya bırakmıştım kendimi. Dudaklarım dudaklarında yanağında boynunda dolanıyorken hoşuma giden inlemesiyle kadınlığına kaymıştı bir elim. Zevk almasını istiyordum onunda. Koluma tutunmuştu hemen kasılan vücuduyla. Biraz doğruluğumda küvete tutunmuştu iki taraftan. Elim hassas noktasında baskı yapıp hareket ederken içine girip çıkmamla çığlığa dönen inlemeleri çok dayanamayacağını gösteriyordu. Küçük bedeni hakimiyetim altına girdiğinde duymuştum başka bir ses. Arya kapıda donmuş bana seslenmiş fakat gördüğü görüntü karşısında kalakalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pied Piper
RomansaOnun bana ait olması bir rüya gibi gelirken, yaşadıklarımız bu rüyadan hiç uyanmamam için evrene yalvarma sebebimdi. O güzel yüzü, beni büyüleyen vücuduyla karışımdaydı. İstediğim tek şey ise ona sıkıca tutunup o rüyada öylece kalmaktı.