Duygular

234 5 0
                                    

Şarkı mırıldanmaya başladığında tekrar Efe'ye bakmıştım. Beni izliyordu hala rahatça yatarak. Göz makyajımı bitirdiğimde dayanamayıp gitmiştim yanına. 'Ben çok acıktıım' diye söylenip belimden tuttuğu gibi çekmişti beni yanına. Gülümseyip minik bir öpücük kondurduğumda doğrulmuştu biraz daha. 'Hemen giyinip inelim o zaman aşağıya hadi kalk bakalım' elinden tuttuğumda kalkmıştı benimle beraber. Ben siyah bir elbise oysa benimle takım olmak için siyah pantalonla siyah bir kazak geçirmişti üzerine. Dudaklarımada doğal tonda bir ruj sürüp saçlarımı düzelttikten sonra tekrar tutmuştum elini. Aşağıya indiğimizde oldukça kalabalıktı. Tatil olduğu için çok yoğunluk vardı. Masa bulup çantamı koymuştum açık büfeye yönelmeden önce yoksa oturacak karşılıklı yer bulabilir miydik emin değildim. Ben sevdiğim şeyleri tabağıma alırken Efe kocaman bir tabak yapmıştı kendine. Hevesle masaya geçtiğinde gerçekten hepsini yiyebilir miydi diye düşünmüştüm. Tatlılarla kesişip, onlara yer ayırmak istediğim için daha fazla bir şey almadan oturmuştum masaya. Efe 'bununla doyacak mısın?' diye sorarken ağzına tabağındaki etten kesip atmıştı. 'Çok güzel tatlılar var, onlardan yemek istiyorum' ağzım sulanmıştı tekrar onlardan bahsederken. Biz yemeğimizi yerken samıza minik bir bebek gelmişti koşarak, ikimizde ona doğru döndüğümüzde arkasından aceleyle annesi gelmişti. Bebek annesinden gülerek kaçacakken yakalanmıştı.Annesi bize pardon diyerek kucağına aldığı bebeğiyle gittiğinde arkalarından bakıp gülmüştüm. Gözlerim tekrar Efe'ye döndüğünde o yemeğine odaklanmıştı tekrar. 'Ela'da küçük demiştin, seni sevmiş olmalı tekrar gidecek misin görmeye?' ağzındakileri iyice çiğneyip yuttu 'Giderim sanırım babamla konuşmam gereken şeyler var zaten. sende gelirsin benimle istersen. Kötü davranmak istemiyorum çocukların bir suçu yok ama o aileyle olmak tuhaf hissettiriyor' nefesini verip çatalını bırakmıştı. 'Doydun mu bile? Az yedin?' yemek yerken bu konuyla ilgili soru sorduğum için pişman olmuştum. 'Bira alıp gelicem sanada tatlı getirmemi ister misin?' onu onayladığımda çoktan kalkmıştı yerinden. Gözümle onu bir yandan takip ediyor bir yandan da tabağımdakileri yiyordum. Efe tatlılardan azar azar koyup kendi birasınıda alıp gelmişti. Yemek tabağımı kenara çekip önüme tatlı tabağını aldığımda gülüp tekrar yemeğini yemeye başlamıştı Efe. Hepsi o kadar güzeldi ki hangisinden biraz daha yesem kararsız kalmıştım. Tabağını bitirdiğinde arkasına yaslandı ona pastadan bir çatal uzattığımda beni kırmayıp başını eğdi hemen. Yediğinde gülmüştüm. 'Nasıl tatlı sevmiyorsun anlayamıyorum' tekrar kendi ağzıma götürmüştüm kalan pastadan aldığım çatalı. 'Sen daha tatlısın, seni tercih ediyorum' sırıtıp arkasına yaşlanmıştı tekrar 'çok sevdiğin için günlerdir uzaksın demek ki' diye kısık sesle söylenmiştim 'Ne?' dediğinde kalkmıştım masadan 'ım hiç ben kendime biraz daha tatlı alacağım sende ister misin?' karnını okşayıp 'hayır, doydum ama belki biraz meyve yiyebilirim. Seninle gelmemi ister misin?' 'Hayır ben alıp gelirim hemen' mutlulukla gitmiştim tatlıların yanına sevdiğim bisküvili tatlıdan biraz daha koymuştum tabağıma bir tabakta karışık meyve koyup döndüm. Bir grup kız masamızın oradaydı. Efe açtığı su şişesini açıp bir diğerini alıyordu açmak için. Benim gelmemle kulaklarında olan ağızları biraz olsun toparlanmıştı. Son şişeyide açıp verdiğinde teşekkür etmişti 3ü birden. gittiklerinde 'su şişesi bile açmayı becerememişler mi?' diye alay etmiştim. 'Herkes sen gibi becerikli değil aşkım' gülerek atmıştı ağzına karpuz parçasını. Belkide akşam eğlenceye giderken kıyafetimi değiştirsem iyi olabilirdi. Bacağına tekme attığımda inleyerek tutmuştu bacağını. 'İki dakika ayrılıyorum kızları topluyorsun etrafına ya!' bir süre bana bakıp bir dilim daha yemişti karpuzdan bana bir şey demeden. Günlerdir birbirimize uzaktık bedenen değildi sadece bu bu soğukluğa dayanamıyordum saçma yerlerde patlak veriyordu. Yine sessizdi karşımda ama niye? Keyfim iyice kaçtığı için yememiştim ikinci aldığım tabağı. 'Yemiyor musun?' bakışları tekrar beni bulduğunda asık yüzümle başımı iki yana sallamıştım. 'Hadi bar kısmına geçelim o zaman?' elbisemi değiştirmek istiyordum ama konuşmak istemiyordum şuan Efe'yle ondan birşey demeden kalkıp onunda kalkmasını beklemiştim. Birşey demeden gitmiştik bara. Bir sürü etkinlik tarzı oyunlar oynatıyorlardı saat 12'ye kadar. Balon patlatma, ödüllü dart, kimileri şarkı söylüyor kimileri sadece oturup içiyordu. Çoğunlukla üniversite öğrencileri ve genç çiftler vardı. Çocuk olunca gelmek zordu tabi buralara. Sandalyeler uzundu ama Efe hiç zorlanmadan oturduğunda onun bana göre ne kadar uzun olduğunu tekrar anlamıştım. Ben elbisemle nasıl rahat oturtabilirim diye sandalyeye bakarken gelip belimden kavrayarak kaldırıp oturtmuştu beni. Hala asık olan yüzümü tutmuştu kibarca kendine çevirip yanağımı öpmüştü 'ne içersin getiriyim sana?' tekrar yanağıma değen dudakları daha da üzmüştü beni nedense dudağına yöneldiğimde yanımıza eğlendirme görevlisi biri gelmişti balon patlatma oyunu için. Resmen zorla oyuna dahil etmişti bize hayır desekte sonuçta kendimizi diğer 4 çiftin yanında bulmuştuk. Hemen diğer eğlendirme görevlisi erkekleri oturtup balonları verdiğinde onları bize ve balona dokunmamalarını yoksa diskalifiye olacaklarını belirtmişti. Efe'ye yaklaştığımda 'acıtma lütfen' demişti. Gülmüştüm elimde olmadan 'ım söz veremem' dediğimde gözleri açılmıştı biraz daha. Tekrar önüme dönüp güldüğümde geri saymasını bekleyip oturmuştum balona. Nedense patlamıyordu bir türlü balon iki çift patlatmıştı ama biz ve iki çift kalmıştı. Sanırım hafif olduğumuz için patlatamıyorduk. Biraz daha zaman geçtiğinde erkeklere yardım edebilirsiniz demişlerdi Efe'ye baktığımda gözlerini kapatıp  karnıma doğru elini yerleştirip beni kendine çekmişti ve o an balon patlamıştı. 'Acımadı' diye nefesini verip omzuma yaslamıştı çenesini. Gülerek başına minik bir öpücük bıraktığımda üçüncü olduğumuz için bir içki kuponu vermişlerdi. Kokteyl istemişti canım Efe iki tane mojito aldığında masamıza geri döndük masaya içecekleri bıraktıktan sonra tekrar oturtmuştu beni. 'Nasıl korktun amaa' gülerek içmiştim kokteylimi 'korkmadım bi kere, sadece belki acır sandım yani' ben hala gülerken yanaklarını şişirmişti. 'Dart oynayalım mı?' diye sorduğunda baktığı yere bakmıştım. 'Ben kötüyüm ama den oynayabilirsin gidelim hadi?' İçkilerimizi alıp o köşeye geçtiğimizde sıraya girmiştik bizde gülerek diğer oynayanları izliyorduk içki içtikleri için kötü olduklarını iddia ediyorlardı atmayı beceremeyenler ama ben bile omlardan daha iyi atardım. İçkilerimiz bittiğinde yeni sıra bize gelmişti Efe kollarını sıvadığımda gülmüştüm. Üç hakkı vardı ve dartı çevirip nereye attığına bakıyorlardı. Bazı yerlerde ödüller vardı. Efe iki kere en ortadan bir kere ortaya yakın yere atıp her seferinde beni oyuncak gibi kutlayarak kutlamıştı gösteriş yapmak için. 1 bluz 4 bardakta içki kazanmıştık. Canlı müzikte başlamıştı bir daha oynamak istedi Efe ama sıra çok olduğu için yerimize geçelim demiştim. Tekrar içkilerimizi aldığımızda başka yere geçmiştik bu sefer oturmak için. Efe iki shot atıp öyle gelmişti. Bardakları masaya bırakırken sarılmıştı bana arkamdan. Gülüp başımı çevirdiğimde şarkıyla sağa sola sallanıyor, onunla beraber bende sallanıyordum. 'Miniğim yoruldun mu?' kendine çevirip oturtmuştu beni. 'Oturmak iyi geldi topuklular ayağımı acıtıyor' ayakkabılarıma bakıp eğilmişti aşağıya hemen ben anlamadan ayakkabılarımı çıkarıp kenara bıraktığında şaşkınlıkla açılmıştı gözlerim. 'Efe ne yapıyorsun ya niye çıkardın onları?' tekrar doğrulduğunda sokulmuştu 'Karanlık zaten acıtmasınlar boşuna böyle rahattır' gülümsediğimde yemekteki kızlarında burada olduğunu gördüm. Efe yanıma oturduğunda içmiştim içkimden. Baktığım noktaya döndüğünde elimi bacağına koydum. Tekrar bana döndüğünde bakışları 'Efe artık beni istemiyor musun?' diye sormuştum. 'Buda nereden çıktı?' oldukça şaşırdığı yüzünden belli oluyordu 'Bana dokunmuyorsun, o kızla olduktan sonra değiştin ben-benden memnun değil misin?' gözleri üzerimde gezinmişti 'Seni ne kadar seviyorum göremiyor musun? Sana bakmaya kıyamadığımı, seni üzdüğüm için kendimden nefret ettiğimi? Sen başıma gelen en güzel şeysin. Seni bir daha incitmek istemiyorum' yüzüme iyice yaklaşmıştı. Beni inciteceğim nasıl düşünebiliyordu anlamıyordur tek ihtiyacım oydu benim. 'Ben seni çok özledim, sen beni bilerek incitmesin, incitemezsin. Yanımda olduğun için bile o kadar şanslıyım ki ama bana uzak davranmana dayanamıyorum' akıttığım yaşın izini öpmüştü. Eli yanağımı kavrarken dudakları dudaklarımı bulmuştu. O öptükçe şarj oluyordum sanki nefesim bittiğinde zorla çekilmiştim 'Ben daha çok özledim' dudakları soluklanmama izin vermek için boynuma kaymıştı. Özlemle tenimde dolanan dudaklar gezdiği yerleri yakıyordu resmen. Belimi kavrayan eliyle daha fazla sakin kalamayacağını anlamıştım. Hafifçe çekilip 'Odamıza gidelim' dediğimde kalkıp önüme gelmişti. Ayakkabılarımı eline aldığında sırtıma gel hadi dedi. İnsanları umursamadan sırtına bindiğimde gülmüştük ikimizde. Asansörde tek elini bacağımdan ayağıma indirmiş, nazikçe ovmuştu. Boynuna sardığım kollarımı biraz daha sıkmıştım. 'Canını hiçbirşeyin acıtmasına izin vermeyeceğim' ensesine kondurduğum öpücükle tekrar tutmuştu bacağımı. Asansör katımıza geldiğinde 'Evet şimdi odaya' diye çocukça bağırıp odaya doğru koşturmaya başladığında ikimizde gülüyorduk. Umarım bugün kimse bizden şikayetçi olmazdı...

Pied PiperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin