''Doğru dürüst atış yapabilmem için konsantre olmam lazım.'' dedi. Güldüm. ''Kızım ardı önü ağzıma üzüm fırlatacaksın. Kolay olsun diye de yere yattım. Daha neyin konsantresi!''
Ne biçim kelime be bu.
''Tamam, atıyorum.'' Ağzımı biraz daha açtım. Elindeki üzümü fırlatırken nasıl becerdiyse tabağı yere düşürdü.
Annem ağzıma sıçacak.
Fırlattığı üzüm gözüme girdi be.
''Teşekkür ederim Damla, kör oldum artık.'' Hızla yataktan fırlayıp tabak parçalarını toplamaya başladı. Ne de olsa tabak benim gözümden daha değerliydi. Ben de ayağa kalkıp kapıyı kilitledim.
Bu sese annem gelecek çünkü biliyorum ben.
''Kız o gürültü de ne?'' Kapıyı açmaya çalıştı. ''Bak bir de kapıyı kilitlemişler. Kapıyı açsana Gözde!'' Damla'ya göz attım. Küçük parçaları toplamakla meşguldü.
''Anne açamam, Damla üzerini değiştiriyor.'' Ben de eğilip parçaları toplamasına yardım ettim. Yemin ederim boku yedim. Bu annemin en değerli yemek takımına aitti. ''Bak bir de annesine yalan söylüyor.'' Ufak parçaları yatağımın altına iterken Damla elindekileri çöpe attı ve kapıyı açtı. Damla'ya yadırgayan bakışlar attı.
''Hayır, benim şu deliyi anlıyorum da sen de ona niye uyuyorsun Damla?'' Deli meli hayırdır anne?
''Üzerimi değiştiriyordum Melek abla. İddiaya girmiştik de.'' Annem bana dik dik baktı. ''Şu kızı da yoldan çıkaracaksın en sonunda.'' He anne, yoldan çıkaracağım.
''O benden de beter kız Melek.'' Damla'nın gözündeki otoritesini kaybetmemek için kaşlarını çattı. ''Sen nasıl konuşuyorsun benle öyle? O üslubunu düzelteceksin.'' Bak işte buna yılın en iyi kadın oyunculuk ödülünü veririm.
''Özür dilerim anne. Artık izin versen de Damla arkadaşım ile sakin sakin evcilik oynasak.'' Ben bitirmeden kadın çoktan gitmişti. Damla hızla bana döndü.
''Şimdi ne yapacağız?'' Alt dudağımı büzdüm. ''Bu tabaktan alsak?''
''Öyle tekli satılmıyor ki, nasıl almayı planlıyorsun?'' Sırıttım. ''Sen onu benim harika ikna etme yeteneğime bırak. Ben görevliyi ikna ederim.''
''İyi o zaman. Hadi gidelim.'' Oha sen de! ''Ya annem zaten onu misafir falan geldiğinde kullanıyor. Bu aralar da misafirin geleceğini pek sanmam. Yani daha zaman var.'' Kendimi yatağa attım. Ulan derdimize bak be! Herkesin derdi ya ders ya da aşk olur, bizim derdimiz tabak. Damla sandalyeme kurulurken derin bir iç çekti.
''Egemen nasıldı?'' Gözlerimi devirdim. ''Her zamanki gibi.''
''Hiç mi üzgün falan görünmüyordu?'' Bu defa ben derin bir iç çektim. ''Kızım hem sen ayrılıyorsun, hem merak ediyorsun. Çocuk normal davrandığında üzülüyorsun, üzüldüğünde de üzülüyorsun. Ver artık kararını!''
''Ben ayrılmadım tamam mı? Sadece tavır yaptım o da hemen alındı.'' Oturur pozisyona geçtim. ''Damla, böyle işlerden pek anlamıyorum. Neden uzatıyorsun ki? Hayır, birbirinizden hoşlanıyorsunuz ama her gün tartışıyorsunuz. Madem tartışacaksınız tam tartışın da hem siz rahatlayın hem ben!''
Kaşlarını çattı. Al işte. Hazır ol Gözde, sana patlayacak.
''Ben sana neden anlatıyorsam! Bir kere olsun doğru düzgün cevap versen bana şaşarım. Ama yok! Gözde Hanım beni umursamıyor bile. Kızım sen benim yerimde olsan ben sana böyle mi yapardım?''
''Ben senin yerinde olsam asla böyle saçma sapan davranmazdım! Bu yüzden sevgilimle de sürekli ayrılmazdım, tamam mı!'' Sinirle sandalyeden kalkıp odadan çıktı. Aman! Gidersen git be. Sanki ben sizin aşk doktorunuzum. Ben de ayağa kalkıp dolabın en derinlerine sakladığım cips paketini çıkardım.
MY 600 LB LİFE
GÖZDE'S STORY
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MONOTON MU DEDİN
Humor''Hayatımın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne girdiğim bölümüne geçebilir miyim artık?'' diye bağırdım. Aynı zamanda kafama sert bir şeyin çarpmasıyla yere düştüm. Allah'ım ben ölümü kastetmemiştim niye böyle oldu şimdi? Soğuk zeminde...