Özel Bölüm

429 28 16
                                    

Küçük kız gözlerini elleriyle kapattığı erkeği arka bahçeye yönlendiriyordu. Erkek her ne kadar söylense de merak içindeydi.

"Bak yine kötü bi şaka yapmayacaksın değil mi?" diye sordu. Kızın gözlerinin için parlıyordu. "Hayır, çok seveceğin bir şey yaptım."

Arka bahçeye geldiklerinde kız ellerini oğlanın gözlerinden çekti. Oğlan merakla çevreye baktı ama bir şey göremedi.

"Hani? Hiçbir şey yok burada." Kız koşarak en yakınlarındaki ağacın altına gitti. Ağacın gövdesinin arkasından bir şey çıkarıp oğlanın yanına tekrar döndü.

Oğlan anlam veremedi.

"Bu ne?" Kız heyecanını saklayamıyordu artık. "Senin için yaptım. Çikolatalı pasta seviyorsun ya hani!"

"Ama bu çikolatalı değil ki. Çamurdan pasta." Kız beklediği tepkiyi alamayınca omuzlarını düşürdü.

"Beğenmedin mi? Ama bunu yaptığım için her yerim çamur olmuştu. Annem de kızdı bana." Oğlan kızı öyle görünce panikledi. "Beğendim! Ama kendini yormasaydın keşke."

Kızın duymak istedikleri bunlardı. Ağlamaklı suratı aniden değişti. Kız mutlulukla çamurdan pastayı oğlana uzattı.

"O zaman tadına bak!" Oğlan ne duyduğunu ilk başta anlamadı. "Ne?"

"Tadına bakmayacak mısın? Ben baktım, çok güzel olmuş." Oğlan bir süre daha ifadesiz bir şekilde kıza baktı.

Hayır, derse kız üzülecekti. Onun üzülmesine izin veremezdi.

Ama evet, derse de içinde kim bilir ne olan o şeyden yemek zorunda kalacaktı.

"Bence bunu dolaba koyalım, soğusun. Sonra yiyeyim. Olur mu?" Kız oğlanın bahane bulmaya çalıştığını anladı.

Sessizce oğlana bakmaya devam ederken gözleri dolmuştu.

"Ama şimdi ye. Dolaba koymamıza izin vermezler." Oğlan, kızın gözlerinin dolduğunu görünce daha da panikledi. "Tamam, bir dilim yicem."

Kız mutlulukla gülüp dizlerinin üzerine çöktü. Elindeki çamurdan pastayı yere koyup hemen yanı başında duran dal parçasına uzandı.

Sanki dünyanın en önemli işini yapıyormuşçasına özenle pastasını kesmeye başladı.

"İçine küçük çikolata parçaları da koydum!" dedi. Oğlan tedirgin bir şekilde diz çökerken küçük çikolata parçaları olarak kızın ne kullandığını merak etti.

"Al!" diye kestiği küçük dilimi uzattı. Allahtan büyük kesmemişti. Oğlan tedirgin bir şekilde topa benzeyen çamuru eline aldı. "Afiyet olsun!" dedi kız yine aynı heyecanla.

Oğlan çamurun ucundan küçük bir ısırık aldı ve yavaşça çiğnemeye başladı. Ağzında küçük taşların varlığını hissedebiliyordu.

Yanlışlıkla biraz daha büyükçe bir taşı ısırınca gözü doldu.

"Dişim kırıldı sanırım." Kız ilk başta anlamadı. "Ne?"

Oğlan, mecbur ağzındakileri tükürmek zorunda kaldı.

"Dişime taş geldi." dedi ağlamaya başlayarak. Kız da korkmuştu. "Ağzını aç. Bakayım." dedi panikle.

Oğlan ağzını açıp işaret parmağıyla ağrıyan dişini gösterdi. Kız her ne kadar anlamasa da oğlanı sakinleştirmek için gülümsemeye çalıştı.

"Bir şey yok ki! Her zamanki gibi." Oğlan bir süre daha ağlamaya devam etti. Kız, o süre boyunca yaptığı pastayı gömmekle uğraştı.

Eğer o pastayı yapmasaydı oğlanın arka dişinin ucu hâlâ sivri kalacaktı.

MONOTON MU DEDİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin