BÜYÜK GÜN

895 66 8
                                    

"Kafam senden bile güzel!" Kendi etrafımda dönerek dans ederken arkadan müzik devam ediyordu.

"Bir tur daha dönersen seni semazen ilan edeceğim Gözde!" Gülerek kendimi sandalyeye attım. Haliyle oturgaçım kırılma tehlikesi geçirdi.

Eğer çikolatalı süt içtikten sonra kafanız bi milyon olmuşsa hayat size güzel.

"Yarın seçim yapılacak. Sence kazanır mısın?" dedi. Kahkaha attım. "Eğer kafayı yemişlerse kazanırım. Diğer iki adayın epey büyük teklifleri var. Teklif mi deniyor ona?"

"Bilmiyorum ki." Her ne kadar odam Özge'nin odası kadar büyük olmasa da küçük bir balkonu olmasını seviyordum.

Şimdi ise çikolatalı sütlerimiz, cipslerimiz, meyveli yoğurtlarımız eşliğinde önümüzde karşılıklı sandalyelere kurulmuş Damla ile dedikodu time yapıyorduk.

"Ali'den ne haber?" Omuz silktim. "Ben bu kadar inatçı bir insan görmedim. Her fırsatı değerlendirip kim olduğunu öğrenmeye çalışıyorum ama nafile."

"İsmi keşke bu kadar yaygın olmasaydı." Ağır bir şekilde kafamı salladım. "Bizim sınıfta bile iki tane Ali var." Damla bunun üzerine kahkaha attı.

''Belki de sizin sınıftakilerdir?'' Bu olasılığı daha önce de düşünmüştüm. ''Hayır. Esmer olan Ali çok çalışkan. Derslerden kafasını kaldırmıyor. Kızlarla da konuştuğunu hiç görmedim. Anlayacağın böyle saçmalıklarla vakit kaybedecek birine benzemiyor. Diğer Ali de Egemen'in yakın arkadaşlarından birisi. Böyle bir şey olsaydı Egemen sana söylerdi. Ayrıca ne zaman Ali ile mesajlaşsam o ikisini izliyorum.''

Kalan iki saat boyunca dedikodu yaptık. Hatta birkaç konu hakkında iki defa durum değerlendirmesi yaptık.

Günlük dozumuzu aldıktan sonra Damla eve gitti ben de yatağıma. Gözlerimi kapayıp kendimi uykunun kollarına teslim ettim ve sabah oldu.

Abrakadabra!

Uyanıp yastığımın altındaki sihirli değneğini alıp kendimi Hogwarts'a ışınladım.

Çünkü bir büyücüyüm. Çünkü bir anda akşamı sabah yaptım.

Neyse işte uyanır uyanmaz tuvalete gittim. Yüzümü yıkadım. Malum öyle dizilerdeki gibi Uyuyan Güzel şeklinde uyanmıyoruz.

Kahvaltımı yaparken Damla geldi. O da ikinci kahvaltısını yaptı. Zar zor evden çıktığımızda hafiften yağmur yağıyordu.

"Seçim ne zaman?" Bu kız benden çok heyecanlanıyordu. "İkinci teneffüs. İlk ders sınıfları gezecekmişiz."

"Ali'nin sınıfına da gideceksin. Ama hangi sınıf olduğunu bilmiyorsun. Şaka gibi."

"Yavrum istiyorsan sen benim yerime gez. Sonuçta benden çok sen meraklısın hem seçime hem Ali'ye."

"Sen annenin karnındayken kamyoncu dayılardandın da son anda mı kız doğdun anlamıyorum ki."

Okula geldik.

Bir kere daha abrakadabra!

Şaka şaka okul eve yakın olduğu için çabuk geldik. Damla kendi okuluna doğru yürürken ben de bizim okula hücum ettim.

Bir an önce şu eziyet bitsin de kurtulayım. Zil çalınca müdür çağırdı. Diğer iki aday da dahil olmak üzere biricik müdürümüzün karşına dizildik.

"Bugün büyük gün çocuklar!" Sanarsın miting veriyor. "İlk derslerde sırayla olmak üzere sınıfları gezip son vaatlerinizden bahsedeceksiniz. Biz de o sırada spor salonunda kabinleri hazırlıyor olacağız." Onuncu sınıfa giden kıza döndü.

MONOTON MU DEDİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin