''İyice baydın Egemen he!'' Ayağa kalkıp koridora çıktım. Tabi psikopat arkamdan geldi. ''Gözde! Kızım dursana yerinde iki dakika. Kurt mu var?''
Yok kaplan var. Pençe atıyor kıçıma, duramıyorum yerimde.
Bir an öyle bir görüntü gözümün önünde canlanınca yüzümü buruşturdum.
''Aklından zorun mu var Egemen? Bir sal beni ya!'' Ağzını oynatarak beni taklit etti. Ben bu çocuğun ağzını diker burnundan beslerim.
''Gözde!'' Eben! Hızlı adımlarla kızlar tuvaletine girdim.
Neymiş efendim? Hep beraber çıkışta kafeye gidecekmişiz. Ama Yusuf da gelecekmiş. Bu Egemen bozuntusunun aklına böyle şeyleri hep Damla sokuyor.
Gözlerimi devirdim. En yakın tuvalet kabinine yönelirken birisi sertçe omzuma çarptı. Kaşlarımı çatıp omzuma çarpana baktım.
Kısa boylu esmer şeytan. Hani bana durduk yerde sataşan beyinsiz. Şu an olduğu gibi.
''Önüne baksana kızım!'' dedim. Beni umursamadan kabine ilerliyordu ki artık yaptıklarının canıma tak ettiğini fark ettim. Bunun üzerine kızın ceketinin ucunu tutup hızla kendime çektim.
''Ne yaptığını sanıyorsun sen be?!'' Sırıttım. ''Ne yapayım valla. Bok kokusu soluyorum. İyi geliyor. Sen de dene.'' Yüzünü buruşturdu.
''Manyak mısın nesin? Uğraşma benimle!'' Bunun üzerine kendimi tutamayıp güldüm. ''Ben mi seninle uğraşıyorum?'' Kaşlarımı çatıp kıza bir adım attım. Bunun üzerine o da bir adım geriledi.
''Ulan her gördüğüm yerde durduk yere ben mi sana omuz atıyorum? Bak Ayşe misin nesin bilmiyorum ama acımam yakarım canını! Yaptıklarına sesimi çıkarmıyorum diye kendini iyice bir şey sanmaya başladın sen.''
O da kaşlarını çattı.
''Defol git be! Ne yapabilirsin sanki?! Senden korkan senin gibi olsun.'' Sırıttım. ''Ben seni güzel güzel uyardım canım kardeşim.'' Yanağından makas alıp daha çok sırıttım. ''Artık ona göre hareket edersin artık?''
Cevap vermesini beklemeden tuvaletten çıktım.
Millette de deli çok he.
Kantine inip simit ve çay aldım. Boş bir masaya oturduktan sonra telefonumu cebimden çıkardım.
İnterneti açınca bildirim yağmuruna tutuldum.
Yavaş.
Vitaminsiz: Neredesin lo?
Vitaminsiz: İnterneti kapatmış
Vitaminsiz: Neyse boş boş mesaj atayım da bildiri yağmuruna tutul
Vitaminsiz: Sonra ne kadar çok mesaj gelmiş diye mutlu ol
Vitaminsiz: Daha sonra da mesajların hepsinin benden geldiğini gör ve üzül
Vitaminsiz: Ama dur.
Vitaminsiz: Üzülme lan
Vitaminsiz: Üzülürsen üzülürüm.
Vitaminsiz: Bak üzülme tamam mı?
Vitaminsiz: Üzülürsen seni mutlu ederim gerçi
Vitaminsiz: Neyse üzül hadi
Vitaminsiz: İzin veriyorum
Gülerek gözlerimi devirdim.
![](https://img.wattpad.com/cover/173685497-288-k465349.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MONOTON MU DEDİN
Comédie''Hayatımın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne girdiğim bölümüne geçebilir miyim artık?'' diye bağırdım. Aynı zamanda kafama sert bir şeyin çarpmasıyla yere düştüm. Allah'ım ben ölümü kastetmemiştim niye böyle oldu şimdi? Soğuk zeminde...