HOGWARTS'LI CEYLANLAR

690 58 5
                                    

''Yürüdün mü uçtun mu belli değil devcik! Bu ne hız?'' Gülerek durdu. ''Gayet yavaş yürüyorum.''

He he inandım.

''Bir şey gösterecektin?'' Ellerini ceketinin cebine soktu. ''Evet. Gel hadi.'' İkimiz de yan yana yürümeye başladık.

''Korktuğumdan değil de eğer beni öldürüp organlarımı satmak için beni kaçırıyorsan söyle.''

''Hâlâ orada mısın?''

''Sanane.'' Bir şey demedi. Bir şey diyeceğe de benzemiyordu. Ben de sıkılmamak adına kafamı kaldırıp yüzünü incelemeye başladım.

Daha doğrusu başlayamadım. Bir türlü nerede susması gerektiğini bilmeyen çenemi yine tutamadım.

''Adama benziyorsun.''

Yüzüme şok olmuş gibi baktı.

Ne kadar güzel.

''Adam derken?'' Sırıtmaya çalıştım. ''Büyük gösteriyorsun yani.''

''Özür dilerim büyük gösterdiğim için.'' Al işte!

''Ya sen beni yanlış anladın. Öyle demek istemedim. Yani büyük gösteriyorsun ama adamlar da büyüktür. Yani büyük bir adamsın. Yani büyük adamlar kim olur? CEO'lar olur, müdürler olur, bakanlar olur, başbakanlar olur...'' Yüzüne çekinerek baktım.

Her an gülecekmiş gibi bir hali vardı. Öyle görünce rahatladım.

''Sende de çocuk tipi var.'' Kaşlarımı kaldırdım. ''Çevremdekiler pek küçük olduğumu söylemez aslında.'' Başını iki yana salladı.

''Pek küçük göstermiyorsun ama, nasıl söylesem.. Bakışların, gülüşün, hareketlerin falan çocuk gibi.'' Güldüm.

''Bu iyi bir şey o zaman?'' O da gülerek onayladı.

''Basketbol turnuvaları ne zaman başlıyor?'' dedim konu bulmaya çalışarak ama ilgimi en az çeken konular hakkında konuşuyordum nedense.

Dengesizim işte.

''İlk sınavlardan sonra. Ne oldu? Gelmek mi istiyorsun?'' Yüzüne boş boş baktım. ''Hayır.''

''Neden sordun?'' Konuşmadığın için.

''Keyfim ve kahyası öyle istediği için.'' Derin bir of çektim. ''Yürümekten canım çıktı! Ne kadar kaldı?''

''Çocuk gibi mızmızlanma az kaldı.''

''Ne kadar kaldı?'' Boş boş yüzüme baktı. ''Ne kadar kaldı?'' Bezmişcesine başını iki yana salladı.

Sırıttım.

''Ne kadar kaldı?'' Yüzündeki ifadeyi görünce gülmeden edemedim. ''Ne kadar kaldı?''

Önümdeki taşa tekme attım. ''Ne kadar kal-''

Tekme attığım taş ilerideki arabanın arka camına geldi.

''Sıçtık!'' İkimiz de durduk. Buradan göründüğü kadarıyla arabanın arkasında çatlak oluşmuştu.

Allah'ım neyim ben Hulk mı? Bu ne güç?

Asıl sorun olan ise arabadan birisinin inmesi oldu.

Hakan kolumu usulca tuttu.

''Gözde.'' Başımı kaldırıp korkuyla ona baktım. ''Efendim?''

''Sanırım koşmalıyız.'' Adam arka cama bakıp bir katil edasıyla kafasını kaldırdı.

Avıyla göz göze gelen aslan Palabıyık ilk hamlesini yapıp bağırdı. Bunu gören dişi ceylan Gözdelen ve erkek ceylan Hakbok arkasını dönüp koşmaya başladı. 

MONOTON MU DEDİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin